Fransa radikal İslamcıları ayrı cezaevlerine koyacak
Fransa radikal İslamcıları ayrı cezaevlerine koyacak
Fransa radikal İslamcıları ayrı cezaevlerine koyacak
Fransa’da 17 kişinin yaşamını yitirdiği katliamlar sonrasında hükümet radikal dinci militanlar yetiştirildiğine inanılan cezaevlerinde sıkı önlemler alıyor. Alınacak önlemlerin ülkede ‘Fransız Guantanamosu’ yaratacağından endişe ediliyor.
7 Ocak’ta Charlie Hebdo mizah dergisi ile bir Yahudi mağazasına yönelik katliamlar sonrasında Fransa cezaevlerindeki radikal dinci örgütlenmeler yeniden gündemde. Katliamları gerçekleştiren Kouachi kardeşler ile Amedy Koulibaly’nin de daha önce cezaevlerinde kalmış olmaları, cezaevlerine yönelik sıkı önlemler alınmasını ‘gerekli’ kıldığı görüşü hakim. Suriye ve Irak’a giden DAİŞ ve diğer örgütlerin üyelerinin önemli bir kısmının daha önce cezaevlerinde kalmış olmaları bu görüşü güçlendiriyor.
Alınacak önlemler arasında terör suçlarından tutuklanan kişiler için ayrı bölümler yada cezaevleri hazırlanması da bulunuyor. Sadece Paris ve çevresinde ‘şiddete meyilli’ olduğu belirtilen 152 kadar tutuklu bulunurken, bunlar için 4 ayrı bölüm yada yeni bir cezaevi planlanıyor.
Hükümetin planladığı önlemler kapsamında ilk pilot projet geçtiğimiz Ekim ayında Fresnes kentinde uygulamaya konmuştu. Burada tutulan 23 terör şüphelisi için cezaevi içerisinde ayrı bir bölüm oluşturulurken, diğer tutuklu ve hükümlülerle temasına izin verilmiyor.
ADLİ SUÇTAN GİRİP RADİKAL DİNCİ OLARAK ÇIKILIYOR!
66 bin 500 kadar tutuklu ve hükümlünün kaldığı Fransa cezaevlerinde yabancı kökenlilerin oranı oldukça yüksek. Geçtiğimiz yıl muhalefetteki Halk Hareketi Birliği (UMP) üyesi bir milletvekili tarafından hazırlanan raporda, cezaevlerindeki tutukluların yüzde 60 kadarının Müslümanlardan oluştuğu ve radikal dinci örgütlenmelerin oldukça aktif olduğuna dikkat çekilmişti.
DAİŞ ve diğer çete örgütlerine katılan birçok kişinin de daha önce hırsızlık, gasp ve yaralama gibi suçlardan cezaevine giren gençler olduğu da bildiriliyor. UMP tarafından hazırlanan rapor sonrasında medya ve sosyal ağlarda, Fransa’da cezaevlerine ‘hırsız girip İslamcı çıkılıyor’ yorumları yapılmıştı.
Başbakan Manuel Valls’ın cezaevlerine yönelik yeni planlarına Adalet Bakanı Christiane Taubira tarafından bazı çekinceler konulmuştu. Taubira, radikal olarak sınıflandırılan tutukluların ayrı bölümler yada cezaevlerinde tecrit edilmeleri yerine cezaevlerine eşit sayıda dağıtılmalarını ve diğer tutuklularla iç içe olmalarını öneriyor.
Adalet Bakanı, göreve geldiği 2012 Mayıs’ından bu yana sertlik yanlısı sağ partiler ile Başbakan Manuel Valls tarafından eleştiriliyor. Bakanın görüşlerini savunanlar ise, cezaevlerinde alınacak sert önlemler ve tecrit politikalarının ‘Fransız Guantanamasu’ yaratacağından endişe ediyorlar.
Cezaevlerinde sert ve izole edici önlemler alınmasının yanlış olduğuna dair görüşler başka kesimlerce de paylaşılıyor. Sosyolog Fahrad Khosrokhavar tarafından yazılan ‘Cezaevlerinde İslam’ adlı bir kitapta da, Suriye ve Irak’tan dönen birçok radikal dinci selefi gencin hayal kırıklığı ve travma içinde olduklarına dikkat çekiliyor.
Kitapta, geri dönen gençlerin önemli bir kısmının tekrar topluma adapte olduğu, ancak diğer radikal selefilerle aynı koğuşlara konulanların tam tersi bir durumda olduklarına dikkat çekiliyor.