’Fransa bir utanç içerisinde’

’Fransa bir utanç içerisinde’

Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 yılında katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in davasına ilişkin yargının sessizliği sürüyor. Yargının bu tavrını eleştiren Fransa Komünist Partisi Milletvekili Marie-George Buffet, “Fransa bir utanç içerisindedir” dedi.

Fransa’nın Başkenti Paris’te faaliyet yürüten Kürdistan Enformasyon Bürosu’nda katledilen PKK’nin kurucularından Sakine Cansız (Sara), KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbîn) ve Gençlik Hareketi Üyesi Leyla Şaylemez’nin (Ronahî) katledilmesinin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Fransız yargısı hala sessizliğini koruyor. Kürtler ve hukukçular ısrarla davanın aydınlatılması için Fransa hükümeti ve yargısını eleştirerek, adaletin işlenmesi çağrısında bulunuyor. Katliamın ikinci yıl dönümünde, Yeni Özgür Politika Gazetesi Paris Temsilcisi Selma Akkaya’ya konuşan Fransa Komünist Partisi (PCF) milletvekili Marie-George Buffet, partinin Kürdistan sorumlusu Danielle Lebail ve Fransa Kürdistan Derneği Başkanı Sylvie Jan, dava için adaletin yerine getirilmesi gerektiğini vurgu yaparak, bunun mücadelesinin verilmesi gerektiğini vurgulandı.

‘KATLİAMIN ARKASINDAKİ GÜÇLER AÇIĞA ÇIKARTILMALI’

PCF Milletvekili Marie-George Buffet, Paris katliam dosyasının sessizliğini eleştirerek “Bu katliam karşısında sessiz kalamayız; kendi haline bırakamayız. Fransa devletinin, polisinin, hakiminin, yargısının bu konuda büyük sorumluluğu var. Katilleri ve arka planındakileri çıkarmak durumundadır. Fransız devleti, bu konuda mümkün olan tüm imkanlarıyla Türk devletini zorlamalı. Bu aynı zamanda bu ülkede yaşayan insanların hakları için de büyük bir öneme sahip. Yeniden ve yeniden olayın üzerine gidilmeli ve katliam üzerindeki bütün karanlık aydınlatılana kadar çalışılmalı, inisiyatif alınmalı. Evet, Fransız hükümeti bir utanç içerisinde” diye konuştu.

Adaleti sağlamak için sadece tetiği çekenlerin değil, katliamın arkasındaki güçlerin üzerine gitmek gerektiğini vurgulayan Parlamenter Marie-George Buffet, şunlara dikkat çekti: “Cesaretli olmayı gerektiriyor. Politik bir cesaretin ya da istemin olmadığını düşünüyorum. Bu adaletin ya da polisin sorunu değil, siyaset sorunu. Cesaretle sonuca gidildiğinde sonunda herhangi bir ülkenin gizli servisinin de çıkmasını göze almak gerekiyor. Örneğin, Tamillilerin katliamının arkasında herkes kimin olduğunu bilir. Bu açık bir süreç iken de susulur. Üç Kürt kız kardeşimizin katledilmesinden sonra ise bu suskunluğu bozmalıyız. Bu katliamın arkasındaki güçleri aydınlatması konusunda politik alana dönük basıncımızı sürdürmeliyiz. Adalet ve aydınlık sağlanana kadar bu yapılmalı.”

Buffet, Kürt halkının DAİŞ çetelerine karşı bir direniş içerisinde olduğunu belirterek, her kesin Kürt halkının desteklemesi gerektiği çağrısında bulundu.

PARLAMENTOYA KÜRT DOSTLUK GRUBU ÖNERİSİ

Fransa Parlamentosu bünyesinde bir Kürt Dostluk Grubu veya bir çalışma grubunun oluşması konusunda öneri de bulunduğunu belirten parlamenter Marie-George Buffet, “Bu çalışma grubu, Kürt sorununa ilişkin çalışabilmeli. Önerim bu yöndeydi. Bunun oluşması çabasındayız şimdi. Tıpkı diğer bazı ülkeler ya da Tamil ve başka halklar için oluşturduğumuz çalışma grupları gibi neden olmasın? Mecliste bugün dünyanın gündemi halinde olan Kürt sorunu konusunda neden bir çalışma yürütülmesin? Bu konuda çalışmalarımız sürüyor. Aynı zamanda hükümetin aileleri kabul etmesi ve bu dosyanın aydınlanması için çalışıyoruz. Örneğin Filistin için bir sonucun, yani devlet olarak tanınmaları konusundaki kararın meclisten çıkması için uzun yıllar bekledik. Aynı şekilde bu halk için de hem başbakanı hem de meclisi zorlamak gerekiyor. Her defasında Kürt sorununu gündemleştirmek ve çaba harcamak gerekli” dedi.

LEBAIL: ADALET SAĞLANMALI

Fransa Komünist Partisi Kürdistan Birimi Sorumlusu Danielle Lebail ise Paris katliamın ikinci yılında adalet arayışlarının sürdüğünü söyledi. Fransa’yı eleştiren Lebail şöyle devam etti: “Fransa insan hakları ülkesiyse hukuk, barış ve demokrasi iddiasıyla mücadele eden halkın taleplerini bastırmak yerine onları korumak gibi bir misyona sahip. Oysa Fransa, kendi değerlerini ve bu insanları korumakta bu anlamda başarısız oldu. Tutarlı kanıtlar Türk gizli servisi MİT’in bu olaydaki rolünü ortaya koyarken aynı zamanda cinayetler konusunda Türkiye’nin sorumluluk düzeyi konusunda güçlü argümanlar ortaya çıktı. Bu katliam üzerindeki tüm gerçeğin açığa çıkarılması gerekiyor. Fransa’nın siyasi aktörlerinin bu cinayetin arkasındaki güçleri aydınlatmak için tüm gücünü ortaya koyması gerekiyor. Hiçbir devlet çıkarı, insan hakları ve halkların haklarının önüne geçemez.”

Lebail, Paris katliamının aydınlatılması ve Kürt sorunun çözümü için şu taleplerin gerçekleşmesi için mücadele içerisinde olduğunun altını çizdi:

* Fransa ve Avrupa derhal DAİŞ’e destek olanlara karşı net tutum almalıdır.

* PKK derhal Avrupa “terör örgütleri listesinden” çıkarılmalıdır.

* Birleşmiş Milletler Ortadoğu’da barış ve kalkınma için uluslararası bir konferans sürecini başlatmalıdır.

* Fransa ve Türkiye arasındaki güvenlik işbirliği anlaşmaları derhal iptal edilmelidir.

* Sakine, Fidan ve Leyla için derhal adalet sağlanmalıdır.

* Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la yapılan barış görüşmeleri ciddi bir biçimde yürütülmeli ve desteklenmelidir.

JAN: KATLİAMIN ARKASINDA KİMİN OLDUĞUNU BİLİYORUZ

“Bu cinayet, bizim Kürt halkının adalet arayışının yanında olma irademizi daha da güçlendirdi” diyen Fransa Kürdistan Derneği Başkanı Sylvie Jan da şöyle konuştu: “Eğer bu cinayetin arkasındaki güçler barıştan rahatsız olduysa, bizim yanıtımız da Fransa’daki Kürtlerle dayanışma köprüsü oluşturmak olacaktı. Evet, şimdi soru şu: Fransa dış politikasını belirleyen Erdoğan’ın arzuları mı, yoksa halkın haklı talepleri mi olacak?

Paris’in merkezinde arkadaşlarımızı kimin öldürdüğünü biliyoruz. Bu katliamın arkasındaki güçlerin kim olduğunu biliyoruz. Türkiye’de yaşadıklarını da biliyoruz. Adalete sesleniyoruz: Yargılayın! Gerçeği biliyoruz; gerekli olan adalettir. Adalete ihtiyacımız var.”