FARC-EP Komutanı Nariño: Silahları teslim etmeyeceğiz

Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri-Halk Ordusu'nun (FARC-EP) Hollandalı Komutanı ve Barış Heyeti Üyesi Alexandra Nariño devlet ile olan barış görüşmelerini ile konuştuk...

FARC-EP Komutanlarından ve Barış Heyeti Üyesi Nariño, barış görüşmelerinde sona gelindiğini söyledi. Nariño, silah bırakma ile silahları teslim etme arasında fark olduğunu da belirtti. Türkiye'deki "Çözüm Süreci"nin de devlet yüzünden bittiğini kaydeden Nariño, "Kürtler tamamıyla insanlarının ihtiyaçlarını, özlemlerini ve isteklerini biliyor ve bunları kalbinde hissediyor. PKK de bu temelde hareket etmeye devam edecektir" dedi.

Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri-Halk Ordusu'nun (FARC-EP) Hollandalı Komutanı ve Barış Heyeti Üyesi  Alexandra Nariño devlet ile olan barış görüşmelerini ile konuştuk...

Nariño, Ekim 2012'de Oslo'da başlayan diyalog sürecinin Kasım ayı itibarı ile Küba'nın başkenti Havana'ya taşındığını böylece diyalog sürecinin müzakereye evrildiğini, bugün ise devam eden görüşmelerde sona doğru gelindiğini söyledi. 

MASADA NELER KONUŞULUYOR?

Hareketiniz ve Kolombiya devleti arasındaki barış görüşmeleri ne durumda? Görüşmeler devam ediyor mu?

Evet, devam ediyor. Neredeyse 3 yıldır görüşme halindeyiz, kısmi olarak kapsamlı tarımsal kalkınma, siyasal katılım ve yasa dışı uyuşturucu trafiği üzerine 3 anlaşma sağlandı. Savaşın yarattığı mağduriyetler, konusunda ve çatışmayı sonlandırma noktasında önemli ilerlemeler kaydedildi. Görüşmeler halen devam etmekle birlikte, son günlerde 'savaşın kurbanları ' noktasında iki önemli anlaşma sağlandı. Biri adalet konusunda, diğeri ise kayıplar hakkında.

Barış heyetiniz kaç kişiden oluşuyor? Müzakere başlıkları nelerdi?

Heyetimiz ihtiyaç ve gereksinimlere uygun hareket eden 30 kadın ve erkek gerilladan oluşuyor. Müzakere başlıkları Tarımsal Kalkınma, Kırsal Entegre, Siyasi Katılım, Çatışma Sonu, Yasadışı ilaçlar, Savaşın Kurbanları ve son nokta ise anlaşmaların gerçekleştirme, uygulama ve yasallaştırılması. Müzakerenin temelini bunlar oluşturuyor. Bu başlıklar hükümet ve FARC-EP tarafından belirlendi. Bu başlıklar üzerinden yürütülen tartışmalar 1 buçuk yıl kadar sürdü. Hükümet heyetini hükümetin kendisi belirledi. Biz de FARC-EP olarak kendi heyetimizi belirledik.

Müzakere ettiğiniz başlıklardan esneme yada vazgeçme gibi bir durumunuz oldu mu?

Askeri açıdan galip ve mağlubun olmamasının bir sonucu olarak bu gibi görüşmeler yürütülür ve bu tür görüşmelerde her zaman uzlaşmaya varmak gerekir. Havana'ya “ masada devrim yapmaya gitmiyoruz “ dedik. Yeni Kolombiya'yı barışçıl düzeyde inşa etmek için gittik. 'Öldürülmeden politikaya katılmamıza izin verin' demek için gittik. İki taraf arasında elbette karşıt bir çelişki var: sınıf çelişkisi. Bu bazen anlaşmazlık, tansiyon ve geçici kırılmalara  neden olabiliyor. Özellikle hükümet adalet söz konusu olduğunda tek taraflı kararlarıyla kendi vizyonunu uygulamak istedi. Ve bunu bize dayattı. Ancak biz hükümete, 'Mağlup olduğumuz için burada değiliz. Barış ve sosyal adalete inandığımız için buradayız. Bu nedenle burada gelip bize yaptırımlarda bulunamazsınız. Bizimle uzlaşmanız gerekir' dedik.

'GENEL AF OLMALI'

Hareketinizin elinde asker, polis ve diğer kamu görevlileri vardı. Devlette de FARC-EP gerillaları, sempatizanları vb. kişiler vardı. Barış sürecinde bunların durumu ne oldu?

Şu anda hareketimizin elinde bulunan tüm mahkumlar serbest bırakılmış durumdadır. Hatırlayacağınız üzere hareketimiz geçtiğimiz aylarda tutukladığı general Alzate ve birkaç kamu görevlisini kısa bir süre sonra serbest bırakmıştı. Hükümet bu bağlamda daha uzlaşmaz oldu. İnsanlık dışı şartlarda devlet hapishanelerinde hareketimizden 1500'e yakın tutuklu var. Bunun yanı sıra 9.500 siyasi tutuklu hala devlet hapishanelerinde bulunmakta. Son günlerde de işkence, kalabalık ve sağlık ihmallerinden doğan durumları iyileştirmek hakkında konuşuluyor. Açıkçası, hükümet barış anlaşmasında genel afçı olmalıdır. 

Kolombiya solu ve sivil toplum kuruluşlarının bu süreçteki rolü ne oldu?

Hükümet bu süreçte toplumsal ve siyasi örgütlerin katılımına başından beri karşı çıktı. Onlar kapalı, gizli bir süreç olmasını istediler. Ancak biz bunu reddettik. Hükümete yavaş yavaş barışın yalnızca iki taraf arasında inşa edilemeyeceğini anlattık. Bu çatışmanın etkilerini çoğunluktan fazlasını sivillerin oluşturduğunu hükümete anlattık. Ve bizi az da olsa anlamaya başladılar. Sivil toplum kuruluşları internet üzerinden gönderilen öneriler üzerine Havana‘da açık oturum ve forumlara katıldılar. Katılımları anahtar niteliğinde.

SİLAH BIRAKILACAK MI?

Son gelişmeler ile bağlantılı olarak FARC-EP 'nin önümüzdeki yıl 2016 Nisan - Mayıs döneminde silah bırakacağı söyleniyor. Silah bırakılınca gerillaların durumu ne olacak?

Şu anda bu konuya karşı öneriler kurmaktayız. Ve durumumuz herkesi ilgilendiriyor. Birbirine bağlı ve Kolombiya'da daha iyi bir gelecek için çalışmaya devam eden politik bir hareketiz. Yani, yarım yüzyıldan fazla süren savaştan sonra çözüm herkes evine geri dönsün, değil. Biz böyle düşünmüyoruz. Politik bir hareket olmaya ve inşa etmeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Bu kez bunu sadece silahlar olmadan yapacağız.

Türkiye ve dünyadaki kimi sol hareketler, Komutan Timoleón Jiménez 'in Juan Manuel Santos ile el sıkışmasını ve FARC-EP'nin silah bırakacak olmasını " teslimiyet " olarak değerlendirdi. Bu değerlendirmeler yapılırken de daha çok Komutan Alfonso Cano'nun katledilmesinden sonraki mesajınıza vurgu yapılıyor...

FARC-EP olarak siyaset yapmak adına silahların en iyi, devrimci yol olduğuna inanarak silahlı mücadeleye başlamadık. Rejimin baskı ve şiddeti dayatmasıyla silahlı mücadeleye başladık. Başından beri barış bizim bayraklarımızdan biri oldu. Stratejik planımız ya askeri yada siyasi yolla kendimizi kabul ettirmek ve güce ulaşmaktı. Ve bunu büyük ölçüde başardık, diyebilirim. Ayrıca biz bu halkın bir parçasıysak halka ihanetten bahsedilemez. Bir halk silahlanır başka seçim bırakmazsanız eğer. Kolombiyalıların barış isteyerek sonu olmayan bu savaşta fazlasıyla acı çektiği çok açık. Ve bunu haykırarak diliyorlar. Biz bu feryatlara sağır kalsaydık, halkın ordusu olmazdık. Diktatörlük ordusu olmuş olurduk.

Gerilla bu sürece nasıl hazırlandı ? Silah bırakmaya nasıl bakıyor?

Bizler ülkenin demokratikleşmeye ulaşması adına yüzlerce öneri sunduk. Önerileri gündemin her maddesi için tasarlayıp, ülkenin, halkın ne istediğimizi ve neyi aradığımızı görmesi için her zaman yayımladık. Silahların bırakılması karşısında, silahları teslim etmeme konusunda netiz. Silahları bırakmak başka bir kavramdır. Hayatımız tehlikede olmadıkça silahlar bırakılabilecek. Bundan sonra eski hale dönülebilecektir.

'TÜRKİYE'DEKİ SÜREÇ DEVLET YÜZÜNDEN BİTTİ'

Türkiye'de PKK ve Türk devleti arasında 2 yıl devam eden bir "Çözüm Süreci" vardı. Bu süreç 24 Temmuz 'da Türk hükümetinin yeni savaş konseptini devreye koymasıyla tamamen çöktü. Takip edebildiğiniz kadarıyla yorumlar mısınız?

Bir müzakere süreci için her iki tarafın da siyasi iradesi gereklidir. Türk hükümeti süreci PKK‘nin bir teslimiyeti olarak gördü. Ve bunun için kendisini PKK‘ye dayattı. Türk hükümeti, geniş bir toplumsal kesim tarafından desteklenen bir hareketin politik ve sosyal haklar için savaş yürütmesi ile terörizm arasındaki farkı anlamadı.
Ülkelerin bütün gerilla, sosyal ve politik hareketleri kendi yolunu bulmak zorundadır. Başka süreçlerden ders alınabilir. Fakat asla birebir uygulanması düşünülemez. Çünkü dinamikler benzer olmakla birlikte farklılıklar içeriyor. Kürtler tamamıyla insanlarının ihtiyaçlarını, özlemlerini ve isteklerini biliyor ve bunları kalbinde hissediyor. PKK de bu temelde hareket etmeye devam edecektir.

Sizi yani FARC-EP 'yi bitereceğini iddia ederek devlet başkanı olan, Komutan Alfonso Cano'nun katledilmesinden sonra da 'teslim olun aksi takdirde hepinizin sonu mezar olur' diye tehdit eden biriyle barış görüşmeleri yürütmek nasıl duygu?

Gerçek gösteriyor ki başka alternatif var. Politikaya katılma, fikirlerin ve sosyal adaletin savaşı gerçeği. Peki ne hissediliyor? İyimserlik, geleceğe doğru ilerleme ve ülkeyi inşa etmeyi sürdürme isteği. Komutanımız Alfonso Cano barış ihtiyacına inançlı bir insandı. Onun arzusunu yerine getirdiğimizi biliyoruz ve bu bize inanılmaz bir güven veriyor.

(Çeviri: Tuğçe Bal Tekin)