Erzincan: Kadınlar 10 Ekim'de alanlarda olmalı

"10 Ekim Dünya Öcalan'a Özgürlük Günü" eylemlerine güçlü bir katılım sağlama çağrısında bulunan KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan, "Kadın özgürlük mücadelesini, birliğini birlikte geliştirelim" diye konuştu.

KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik gerçekleştirilen 9 Ekim komplosu, KJK'nin "Kadın kırımına karşı özgür kadın ve toplumu savunma zamanı" hamlesi ile KCK'nin başlatmış olduğu "Tecride, Faşizme, İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı" hamlesi ve Cenga Heftanîn direnişine ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

Öcalan'a yönelik komplonun 22. yılını doldurduğunu hatırlatan Erzincan, "9 Ekim 1998'de başlayan bu süreç, insanlık tarihinin en çirkin, ahlaksız, zalim, insanlık dışı, özgürlük karşıtı komplosu olmaktadır. Kürt kadınları olarak 9 Ekim ile başlayan bu ahlaksız uluslararası komplo sürecini büyük bir nefret ve öfkeyle kınıyoruz. Komplo sürecinde önderliğimiz için kendini feda eden başta, "Güneşimizi karartamazsınız" ve Haftanîn şehitleri olmak üzere tüm Kürdistan şehitlerimizi sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.

İmralı zindanında insanlık tarihinin en anlamlı, en zorlu muhteşem direnişini gerçekleştiren bütün zorluklara kadınların, halkların, insanlığın özgür ve eşit yaşamı için göğüs geren, kadınların, halkların evrensel önderi olan Başkan Apo'yu en derinden sevgi, saygı ve bağlılıkla selamlıyoruz" diye konuştu.

KJK Koordinasyonu Üyesi Besê Erzincan ile yapılan röportaj şöyle:

9 Ekim uluslararası komplo neden geliştirildi? Bu komploda yer alan güçlerin hedefi neydi?

İnsanlık tarihi gözden geçirildiğinde bir kişinin böylesine uluslararası komplo ile yakalanması, sonrasında ise tek kişilik işkence ve tecrit sistemi içinde 22 yıldır tutulması durumu görülmemektedir. Küresel Hegemonik gücün başı olan ABD, İsrail, İngiltere NATO aracılığıyla bu çirkin komplo gerçekleştirildi. Dolayısı ile bu devletler komplonun öncüleri ve sorumlularıdır.

Bu komplo aynı zaman da erkek egemen dünyanın kadın özgürlüğüne karşı geliştirmiş olduğu en kapsamlı komplodur. Egemen erkek sistemi adeta can havliyle, el birliği içinde bu komployu gerçekleştirmiştir. Küresel hegemonik güçlerin temsilcisi olan tekelci egemen erkekliğin Önderliğimizi hedef almasının çok tarihsel, güncel sebepleri vardır. Uluslararası komplonun ana nedeni küresel hegemonik güçlerin üzerini kırmızı kalemle çizdiği özgür kadınları, özgür Kürtlüğü yeniden küllerinden yaratılma çalışmalarıdır.

Önderliğimiz ataerkil sistemin verili kanunlarını, dokunulmaz tüm tabularını mücadelesi ile yerle bir etmiştir. Maskesiz tanrılar ve çıplak krallar çağını yaratmıştır. Bir hakikat savaşçısı olarak hegemonik erkekliğin tüm maskelerini, yalanlarını bir bir ortaya çıkarmış, bu yalanlarla amansız mücadele etmiş ve özgürlük tarihine adını yaldızlı harflerle yazdırmıştır.

TARİHTE İLK KEZ BİR LİDER HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KADIN ÖZGÜRLÜĞÜNE BAĞLAMIŞTIR

Özgürlük mücadelesinde Tüm devrim liderlerinden, tüm çağların ilerici filozof ve bilim adamlarından feyz alırken Kürdistan tarihine, koşullarına uygun bir önderlik hakikati yaratmıştır. Dolayısı ile diğer devrim liderlerinden farkını en çok da kadın özgürlük meselesine öncelikli ve stratejik yaklaşımı ile geliştirmiştir. Bu yönüyle de kadın özgürlük çalışmalarına büyük bir sorumluluk, derinlik, samimiyet ve içtenlikle yaklaşmış, geliştirdiği özgür yaşamı kurma perspektifleriyle kadınla hakiki bir arkadaşlık kurmuştur.

Derinlikli geliştirdiği özgür yaşam diyalogları, kişilik çözümlemeleri ile yeni ve özgür yaşamın temel parametrelerini günlük yaşam dahil, mücadelenin uzun vadeli stratejilerine de nakşetmiştir. Tarihte ilk kez bir devrim önderi bir halkın özgürlüğünü, insanlığın özgürlüğünü kadın özgürlüğüne bağlamıştır. Öncelikle kadınların özgürleştirmeyi devrim içinde devrim olarak nitelendirmiştir. Tüm bu düşünceleri büyük bir tarihsel bilinç, irade, yaratıcılık, inisiyatifle pratikleştirmesi önderliğimizi tüm diğer devrim liderlerinden ayrıcalıklı kılmıştır.

Kadınların, erkeğin, devletin mülkü olmasını asla kabul etmemiştir. Bu yüzden de kadın kimliği, kadın özgün örgütlülüğünü sürekli geliştirmenin planlama ve pratiklerini geliştirmiştir. “Erkeği öldürmek” kavramı ve bunun etrafında geliştirilen kuramlar, mücadeleler son derece önemli ve tarihidir. Kapitalist modernist sistemin kadını tüketen, öldüren, sömüren, kişiliksizleştiren yaşam modelini reddetmiştir. Kürt kadınları şahsında tüm dünyada özgür kadınlığın, özgür toplumun nasıl geliştirilebileceğinin yöntemlerini göstermiştir.

ÖNDERLİĞE EN FAZLA SAHİP ÇIKANLAR KADINLARDIR

Dolayısı ile Önderliğimiz bir “hakikat avcısı” olarak kapitalist modernist sistemin tüm maskelerini düşürmüştür. “Yanılgı ve yalanın egemenliği altında geçecek bir yaşam, kaybedilmiş ve ihanete uğramış bir yaşamdır” diyerek İmralı adasında tarihin en zorlu, işkenceli, tecrit sistemi içinde insanlığın kurtuluşu, kadınların özgürleşmesi, Kürt halkının onurlu bir şekilde kendi topraklarında yaşayabilmesinin altın değerinde perspektiflerini vermiştir. Özgürleşen kadınlar öncülüğünde alternatif demokratik konfederal sisteminin, demokratik ulus modelinin nasıl geliştirileceğinin tüm sihirli formüllerini bizlere sunmuştur.

Bu nedenle insanlık tarihinde en çirkin şekilde geliştirilen bu komplo aynı zaman da kadın özgürlük mücadelesine karşı geliştirilmiş olan bir komplodur. Küresel hegemonik erkek tekelleri 3. Dünya Savaşı’nı bu komplo ile başlatırken aynı zaman da kadın özgürlüğüne karşı da büyük bir savaş başlatmışlardır. Bu temel de 21. yüzyıla girişte gerçekleşen bu komployu özünde egemen erkekliğin kendini yeniden hakim kılma çabasının bir planlaması olarak aynı zaman da kadınlara karşı yapılmış bir komplo olarak görmekteyiz.

Bu nedenle komploya karşı 22 yıldır en fazla direnen, önderliğimize sahip çıkan da kadınlar olmuştur. Komplo kadınların öncülüğünde fedailik temelinde Özgürlük hareketimiz, halkımız, gerilla, dostlarımız tarafından öz gücün örgütlenmesi, öz direnişin açığa çıkarılması ile büyük oranda boşa çıkarılmıştır. Ve mücadelemiz daha da hızlanarak sürmekte, direnişimiz devam etmektedir. TC faşist devletin soykırımcı, işgalci, kadın düşmanı zihniyetine ve pratikleşmelerine karşı direnişimiz sonuna kadar sürdürülecektir. Kadınlar olarak da mücadelemiz "önderliğimizin özgürlüğü özgürlüğümüzdür" şiarı temelinde uluslararası komploya karşı sürekli bir biçimde verilecektir.

9 Ekim komplosu yıl dönümü öncesi AKP-MHP faşist iktidarının işgal tehditlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Faşist AKP-MHP iktidarı 2020 yılı itibarı ile içte ve dışta yaşadığı büyük sıkışmasını yeni işgal saldırıları ile atlatmanın özel savaş planlarını yapmaktadır. Tüm özgürlük ve demokrasi güçlerini hedeflemiş durumdadır. Bunların başında da kadınlar gelmektedir. Türkiye tarihinde kadınlara yönelik en kapsamlı düşmanlık, kadın kırımları bu hükümet ile gelişmiştir. Bu hükümetin kadın politikası DAİŞ politikası ile aynıdır. Faşist AKP-MHP hükümeti tecavüzcü, talancı, hırsız, yalancı, işgalci, faşist bir hükümettir.

Bu işgal, baskı, şiddet politikalarını önce İmralı da uygulamakta, sonrasında tüm Türkiye'deki özgürlük güçlerine başta kadınlar ve Kürtler olmak üzere, bütün muhalif güçlere karşı saldırılar düzenleyerek sürdürmektedir. Koronavirüs hastalığını da kendine avantaj olarak kullanarak bunu gerçekleştirmektedir. Dış ve iç politikada saldırgan, işgalci davranmaktadır.

Türk devletinin işgalci politikalarına karşı en çok direnen kesim Kürdistan gerillası olmuştur. Haftanin'de yine kadınlar öncülüğünde büyük destansı, tarihi bir direniş geliştirilmiştir. Haftanin'deki gerilla direniş aynı zaman da önderliğimizin özgürleşmesi temelinde gelişen bir direniştir. YJA Star gerillaları, kadın gerillalar burada demokratik modernite gerillasını pratikleştirmede büyük emekler, fedakarlıklar, cesaret örnekleri göstererek, bedeller ödeyerek pratikte öncülük görevlerini büyük bir moral, kararlılık ve inançla yerine getirmişlerdir. Haftanin direnişinde kadın öncülüğü Kürt kadın tarihi açısından son derece önemli olmuştur.

YJA Star gerillaları kadın özgürlük mücadelesinin yükseltilmesinde, halkımızın direnişinde temel mihenk taşı rolünü oynamışlardır. Bu duruşları ile 9 Ekim 2020 itibariyle uluslararası komploya karşı en anlamlı duruşu gerçekleştirmeyi başarmışlardır. Kadın gerillalar insanlığın temel direniş ve özgür yaşam temsilcileridirler. Yine zindanlarda bulunan binlerce kadın tutsak da direnişleri ve süreci sahiplenmeleri ile sürecin öncü rolünü oynamışlardır.

KJK-KCK'nin başlattığı hamlelerin amacı nedir? Kadınlar bu hamlede nasıl bir rol oynayacaktır?

Günümüzde AKP-MHP faşist iktidarı küresel hegemonik sistemin pratik uygulayıcısı olarak sıkışmışlığın, çaresizliğin, çözümsüzlüğün yarattığı bunalım ve savaş, şiddet, soykırım siyaseti ile sonuç alabileceğini düşünüyor. Arkasındaki küresel hegemonik sistem kendisi gibi gaspçı, talancı, hırsız, yalancı, tecavüzcü, zorba, kadın ve halklar düşmanı bir sistemdir. Faşist Erdoğan- Bahçeli oligarşik kliği, hükümeti; işgali, sömürüyü, katliamları geliştirerek özgürlük ve demokrasi güçlerini teslim alabileceğini sanıyor.

2020 Eylül ayı itibarı ile KCK ve KJK’nin hamle ilanları bu soykırım sürecine müdahale temelinde gerçekleşmiştir. KCK’nin "Tecride, İşgale, Faşizme Son, Özgürlüğü Sağlama Zamanı" ile KJK’nin "Kadın kırımına karşı özgür kadın ve toplumu savunma zamanı" hamleleri birbirine paralel ve bir bütünlük içinde geliştiriliyor. Kadınlar bu sürecin en dinamik güçleri olarak şimdiye kadar bu hamleleri en güçlü sahiplenen öncü güç olduklarını gösterdiler.

Bu hamlelerin en temel amacı Önderliğimiz üzerindeki işkence ve tecridin kaldırılma mücadelesidir. Tecridi kaldırma, önderliğimizi özgürleştirme özgürlük hareketimizin birinci gündemidir. Uluslararası komplonun 22 yılında bu komployu boşa çıkarmak bütünlüklü, radikal hamlelerle mümkün olabilir. Kürdistan topraklarının TC işgalinden kurtarılması, kadınların, toplumun savunulması gibi çoklu görevlerimiz var. Bu görevler ancak güçlü özgürlük hamleler geliştirmekle yerine getirilebilir.

ÖNDERLİĞİMİZE VERİLEN CEZALARLA KATLİAM MESAJI VERİLMEKTEDİR

Faşist Türk devleti KCK-KJK hamlelerini başlatmamızla birlikte bu hamlenin ve direnişimizin önünü almak için yeni bir soykırım hamlesi başlattı. Öncelikle Önderliğimize 23 Eylül'de 2009 yılında yazmış olduğu "yol haritası" savunması nedeniyle 6 aylık avukatlarla görüşmeme cezası verilmiştir. Tam da hamlemizin başlatıldığı ve 9 Ekim komplosunun yapıldığı günlere gelmesi tesadüfi değil, bilinçlidir. İmralı'da önderliğimize verilen cezalar ile tüm kadınlara, halkımız, demokrasi ve özgürlük güçlerine savaş, katliam, soykırım mesajları verilmektedir. Bize karşı yeniden savaş kararlarının alınması demektir.

Bu savaş en çok da Kürt kadınlarına ve şahsımızda tüm Türkiyeli kadınlara açılmış bir savaştır. Kadın soykırım politikaları özel savaş tarafından planlanmakta ve yürütülmektedir. Özel savaş yöntemleri için de kadın öncülerini her alanda tutuklama, öldürme, ajanlaştırma, uyuşturucuya bulaştırma, tecavüz etme, kadına yönelik şiddeti arttırma, kadını yoksullaştırma, göç ettirme, eve kapatma, çocuk doğurma makinesi haline getirme biçimindedir. Elbette genel olarak da başta medya savunma alanları, Rojava, Şengal, HDP, zindanlar, halka yönelik işkenceler, ekonomik olarak çökertme ve teslim alma planlamaları da herkesçe bilinmektedir.

Bu nedenle KJK ve KCK hamlelerini güçlü sahiplenmek çok önemli olmaktadır. Faşist Türk devleti kadın düşmanlığını çok özel bir stratejiye dönüştürmüştür. KJK hamlemizin geliştirilmesi kadın çalışmaları açısından son derece önemli olmaktadır. KJK hamlesini başta kadın örgütlerimiz olmak üzere tüm örgütlerimiz sahiplenmelidir. Kadın direnişine güç verelim. Direnişi büyütelim. Özgürlük hamlelerimiz kadın öncülüğünde Ortadoğu ve dünyada özgürlük ve demokrasi güçleri ile yürüteceğimiz mücadele ile çok güçlü bir şekilde gelişecektir.

ÖNCE BEYNİMİZDEKİ DÜŞMAN İŞGALLERİNİ SONLANDIRALIM

Bu temelde önderliğimize karşı geliştirilen uluslararası komplonun başlangıç günü olan 9 Ekim 1998 komplosuna karşı da özgürlük hamlelerimizle çok daha etkili bir mücadele, eylem stratejisi ile çalışmalarımızı yürüteceğimizi belirtmek istiyoruz. Yine 9 Ekim uluslararası komplonun başlangıç günlerine vereceğimiz en büyük cevap önderliğimizin kadın özgürlük çizgisini anlama ve uygulama olmalıdır. Tüm kadınlara, halkımıza bu çağrıyı yapmak istiyorum. Direnişimizi, öz savunmamızı geliştirecek, büyütecek olan kadın özgürlük çizgimizin kişiliklerimizde, pratiklerde uygulanma düzeyidir. Önce beynimizdeki, yüreğimizdeki düşman işgallerini sonlandıralım.

Özgür kadın ve erkek kişiliklerini önce kendimiz de geliştirelim. Kadınlar kendilerini bir mal ve mülk olma biçimlerinden mutlaka çıkarmalıdır. Toplumsal cinsiyetçiliğin yaratmış olduğu egemen erkek ve köle kadın anlayışlarına karşı radikal bir mücadele içinde olalım. Kadınlar KJK hamlesi çerçevesinde aynı zamanda duygu ve düşünce dünyasını geliştirecek, özgürleşmeyi derinleştirecek eğitim çalışmaları yapmalıdırlar. Direnişi, öz savunmayı ancak bu temel de geliştirebiliriz. Önderliğimize karşı geliştirilen uluslararası komplo bu temel de bilinçlenerek, eylemler yapılarak, özgür yaşam inşa edilerek boşa çıkarabilir.

Önderliğimizle kadınlar arasında geliştirilen özgürlük sözleşmelerimiz vardır. Önderliğimizle bizim aramızdaki sözleşme; alternatif özgür yaşamı ve ilişkileri, özgürleşmiş topraklarda geliştirme sözüdür. Özgür kadınların, erkeklerin kendisini Verili sistemden kopartarak özgürlük ve yurtseverlik ölçüleri ile yeniden yaratmasıdır. Bu temelde alternatif ilişkileri, toplumu yaratarak Kürdistan’ı işgalden kurtarma sözüdür.

Tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarına, halklarına özgürlük için öncülük etme bunun için büyük birlik ruhunu, örgütlülüğünü geliştirme sözüdür. Kapitalist yaşam modellerini reddetme sözüdür. Bu temelde Önderliğimizin özgürlüğü için 9 Ekim 2020 uluslararası komplo gününü büyük eylem gününe dönüştürelim. Önderliğimizin özgürlük düşüncelerinin yarattığı büyük moral, motivasyon, direniş gücüyle eylem alanlarını dolduralım.

10 EKİM DÜNYA ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK GÜNÜ EYLEMLERİNE ÇAĞRI

Önderliğe özgürlük inisiyatifi küresel düzeyde 10 Ekim tarihini, "Dünya Öcalan'a Özgürlük Günü" ilan etmiştir. Bu çok yerinde, doğru ve anlamlı bir çağrıdır. Kürt kadınları, Ortadoğulu ve dünyadaki kadınlarla birlikte bir kadın devrimini yaratma sürecinin içindedir. Bunun öncülüğünü yapmaktadırlar. Önderliğimizin özgürlük öğretisi, kadın özgürlüğüne ilişkin geliştirdiği evrensel çözümler, öneriler, perspektifler tüm dünya kadınları tarafından artık heyecanla kabul edilmektedir.

Önderliğimiz tüm kadınlar açısından farklı, alternatif bir özgür yaşam yolunu açmıştır. Bu nedenle dünya kadınları önderliğimize saygı, sevgi duymakta öğretilerini kabul etmekte, Dünya kadınları önderliğimizi güçlü sahiplenmektedirler.

Dolayısı ile tüm dünya kadınlarını 10 Ekim Dünya önderliği özgürlük günü eylemliklerine güçlü katılmaya çağırıyorum. Kadın özgürlük mücadelesini, birliğini birlikte geliştirelim. Özgürleşmek isteyen kadınlar artık şunu çok iyi anlamışlardır. Önderliğimizin özgürlüğü tüm dünya kadınlarının özgürlüğüdür. Bu temel de başta kadınlar olmak üzere tüm insanlığı 10 Ekim önderliğimize özgürlük günü eylemlerine güçlü katılmaya çağırıyorum.