1 Kasım Genel Seçimlerinde Van’dan HDP adayı olan Lokman Ergün 7 Haziran seçimlerinde alınan oyun çok üzerinde bir sonuç elde edeceklerini belirtti. Ergün HDP olarak demokratik özerklik ve öz yönetimleri de savunduklarını ve bunun birlikte yaşamın formülü olduğunu dile getirdi.

HDP’nin Van’dan aday gösterdiği Lokman Ergün 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin daha büyük bir zafere imza atacağını belirtti. Şu anda yaşanan çatışma ortamının AKP’nin tek parti iktidarını sürdürmek için Türkiye’yi terörize etmesinin bir sonucu olduğunu ifade eden Ergün, barışın ve halkların geleceğini bu süreçteki mücadelenin belirleyeceğini ifade etti.

DİRENİŞİMİZ 1 KASIM’DA SANDIKLARDA ETKİSİNİ GÖSTERECEK

Sizce 7 Haziran seçimlerinden bu yana neler değişti ve 1 Kasım seçimlerini 7 Haziran’dan farklı kılan şartlar nelerdir?

7 Haziran 2015 seçimleri, PKK ve Devlet arasında 2 yıldan fazla bir süredir sağlanmış çatışmasızlık ve İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ve devlet heyeti arasında yapılan görüşmelerin sürdüğü bir ortamda gerçekleşti. HDP’nin seçimlere parti olarak katılma kararı, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarında ciddi bir heyecan yarattı. Maalesef siyasetin sadece seçim parantezine sıkıştırıldığı Türkiye’de bağımsız adaylar ile girilen seçimlerde, Türkiye halklarına, Kürt siyasi hareketi geleneğinin siyasi argümanları yeterince ulaşamıyordu. 7 Haziran seçimlerinde ilk defa bu yoğunlukta bir Türkiye halklarına ulaşma fırsatı yakalandı. Gezi ile başlayan Türkiye halklarının “devleti” tanıma süreci, 7 Haziran seçimlerinde belirleyici bir etki oluşturdu. Kürt halkının yüz yıldır çok iyi tanıdığı “devlet”, batıda da kendini az biraz deşifre edince, en azından bazı kulaklar Kürt’lerin çığlığını duymaya başladı. Yeterli olmasa bile, kayda değer bir değişim olduğu yadsınamaz. Ortadoğu’da ve Rojava’da yaşanan gelişmeler, Kürt halkının Rojava’da IŞİD’e karşı gösterdiği direniş ve başarı, 7 Haziran seçimlerinde belirleyici etkiler yarattı. 1 Kasıma tüm bu etkenlerin devamıyla birlikte, çatışmasızlık ortamının AKP iktidarı tarafından sonlandırılması ve Kürt Özgürlük Hareketine yönelik topyekûn imha konseptinin devreye konulduğu bir dönemde gidiliyor. Ancak Kürt halkının her alandaki direnişi ve mücadelesi, 1 Kasım seçimlerinde sandıklarda da etkisini gösterecek ve 7 Haziran’dan daha büyük bir zafere imza atacaktır.

MÜCADELECİ KADIN HAYATIN HER ALANINA DEVİNİM KATIYOR

Bildiğiniz gibi kadın mücadelesinin yarattığı değişim 7 Haziran’da karşılığını bulduğu ve yüksek bir oranda meclise taşındı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tarihsel boyutta, iki ana ve değişmez sömürü alanı vardır. Diğer bütün sömürüler, bu iki alan dışında ikincil ve tali olarak değerlendirilebilir. Bunlar; yoksullar üzerindeki sömürü ve kadınlar üzerindeki sömürüdür. Kürt özgürlük mücadelesi, aynı zamanda bir kadın özgürleşmesidir. Bunun mücadelesidir. Kadının köleliği, bir bütün olarak toplumun köleliği ve aynı zamanda erkeğin köleliğidir. Kürt halkı, yüzlerce yıldır süren esaret ve düşürülmüşlükten, Kürt kadınının özgürleştiği oranda özgürleşmiş ve kendi benliğinin, kimliğinin farkına varmaya başlamıştır. Bugün Kürt halkının verdiği büyük mücadelenin ve Ortadoğu’da yarattığı dinamizmin kökeninde, Kürt kadınının hayatın her alanına kattığı muazzam devinim vardır.

GELECEĞİMİZİ DİRENİŞ VE MÜCADELE BELİRLEYECEK

Kamuoyunun en merak ettiği konulardan biri de çözüm süreci… Sizce çözüm sürecinin akıbeti ne olacak, çözüm süreci devam edecek mi?

Barış, tarih boyunca ve bütün coğrafyalarda, direnişler ve barışta ısrarla hayata geçmiştir. Kürt halkı da nihai bir barış için, mücadelesini yükseltecek ve her alanda direnişini yükseltecektir. Onurlu bir barışın tek yolu budur. Şu an yaşanan çatışma ortamı, AKP’nin tek parti iktidarını sürdürmek için ülkeyi ve halkları terörize ederek, seçimleri manipüle etme isteğinin sonucudur. Türkiye’deki milliyetçi oyları AKP’ye kanalize etmek için, ölümler üzerinden oy devşirmeye çalışırken, bir yandan da HDP’ye oy veren Kürt halkını da cezalandırmaya çalışmaktadır. Ancak, hem Türkiye halklarının bu savaşın meşruiyetini sorgulaması, savaşın sarayın savaşı olduğunu bilmesi, hem de Kürt halkının kazanımlarına sahip çıkma iradesi, 1 Kasım’da AKP’ye gereken cevabı verecektir. Ayrıca Ortadoğu’daki gelişmeler ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin gelişen ve güçlenen siyasi etkinliği, seçimler sonrasında müzakere sürecine geçilmesini zorunlu kılacaktır. Dolayısıyla karamsarlığı gerektirecek bir durum yoktur. Halkların geleceğini karamsarlık ve ya iyimserlik değil, direniş ve mücadele belirler.

ÖZ YÖNETİM VE DEMOKRATİK ÖZERKLİĞİ SAVUNUYORUZ

Türkiye’nin en önemli gündemlerinden biri öz yönetim ilanları. Bize biraz Öz Yönetim’den söz edebilir misiniz?

Öz yönetim, Kürt halkının, Türk halkıyla ortak vatanda birlikte yaşama isteğinin ve iradesinin en net ifadesidir aslında. Yıllardır bölünme paranoyasını topluma pazarlayarak kendilerini var edenler, aslında öz yönetimin, bölünmenin önündeki en büyük engel olacağını görmek zorundalar. Ancak, konu Kürt kazanımlarına düşmanlık olunca, bir yönetsel sistem önermesini, bağlamından koparma ve kriminalize etme şeklinde çok alışkın olduğumuz bir devlet refleksini gördük. Fakat burada şöyle bir sorun var. Öz yönetim önermesine itiraz edenler, Kürt halkına ne önerdiklerini söylemek zorundadır. Kürt halkı kendisini yönetemeyecekse, nasıl birlikte yaşanacak?  Kürt halkına sadece kölelik mi öngörülüyor? Dolayısıyla Demokratik Özerklik, bu ülkede birlikte yaşamanın formülüdür. Ve bizler de HDP olarak bunun siyasi savunucularıyız.

AKP’Yİ GERİ ÇEKECEĞİZ

Van için seçim tahmininiz nedir?

Bence Van’da HDP için bir oy tahmininde bulunmadan önce, AKP, Van’da neden 100 bin oy alır, bunu sorgulamak gerekiyor. AKP’nin Van’da alabileceği en fazla oy, devlet imkanlarından nemalanan bir kesimin oyudur. Bunun sayısı da 30-40 bin oydur. Biz bu seçimde AKP’yi olması gereken bu mecraya çekeceğiz.

HDP, mutlak bir şekilde 7 Haziran’da aldığı oyun üstüne çıkacaktır. Ve mutlak şekilde AKP tek başına iktidar olamayacaktır. Diğer sonuçlarda önemli bir değişiklik olmayacağını düşünüyorum.