Eren: HDP, gençlerin partisidir

Eren: Türkiye ve Kürt gençliği; gençliğin birleşik ve örgütlü demokrasi cephesini oluşturma, örgütlenme seferberliğiyle var olan sürecin gereklerine uygun öncülük yapma; halkı, kitleleri ve gençlik kesimleri örgütleme özverisini göstermelidir.

Halkların Demokratik Partisi, 11 Şubat’ta yapacağı 3. Olağan Kongre öncesi kuruduğu meclislerde toplumsal tüm kesimlerin taleplerini, sorunlarını ve bunlara çözüm yollarını tartışıyor.

Toplumun en dinamik olan kesimi gençlerin öncelikli talepleri de HDP Gençlik Meclis’lerinde ele alınıyor.

“Sistemin en büyük gayesi özgür düşünemeyen, araştırmayan, sorgulamayan, yaratamayan ve başkaldıramayan bir gençlik yaratma istemidir” diyen HDP MYK Üyesi Atiye Eren, tüm bu kuşatılmışlığa rağmen Türkiye ve Kürdistan gençliğinin örgütlenerek toplumun en temel gücünü oluşturması gerektiğini söylüyor.

HDP Gençlik Meclisleri olarak siyasetin gençleştirilmesi ve toplumsallaşmasında tüm karar alma mekanizmalarında gençlere yer vermeyi amaç edindiklerini dile getiren Eren’le; kongreye giden partinin gençlikle olan ilişkisini, taleplerini mücadelesini ve çağrısını konuştuk.

Türkiye’de birçok genç gelecekten umutsuz. Hem baskı hem de ekonomik çıkmazlar içerisinde, HDP Gençlik Meclislerinin kongreye taşıdığı talepler nelerdir?

AKP Hükümeti'nin yaratmış olduğu ve ortaya attığı faşist uygulamalar en çok da gençlerin toplumsal yaşamını etkiliyor. Genç işsizliği, gelecek kaygısı ve jerontokratik etkiler gençlerin karşı karşıya kaldığı en temel sorunların başında geliyor. Bununla birlikte aslında sistemin en büyük gayesi özgür düşünemeyen, araştırmayan, sorgulamayan, yaratamayan ve başkaldıramayan bir gençlik yaratma istemidir… Çünkü en büyük amaçları toplumu kendi menfaatleri doğrultusunda şekillendirmek ve yön vermek. Bunu yaparken de toplumun en dinamik ve motor gücü olan gençlik üzerinden şekillendirmeye çalışmaktalar. Fakat şu bilinmektedir ki toplumun en temel gücü gençlik ve kadındır. Tarihe baktığımızda da bunu görebiliyoruz. Örneğin Spartacus çok genç yaşlarda köleliğe başkaldırmış bir devrimcidir. Yine genç Zapata Meksika'da mevcut rejime karşı başkaldırıyor. 68 Hareketi'yle Denizler, Mahirler gençliğin kendi kimliği ile politikleşmesini ifade ediyor; keza Mazlumlar, Kemaller de bu ruhu sürdürüyor. Yakın zamana geldiğimizde de Ayşe Denizlerin, Ali İsmaillerin Gezi'nin sembolü olduğunu görüyoruz ve tabii ki sonumuz 'tarih' değil sonumuz 'muhteşem olacak' diyen gençlerin en büyük direnişlere imza attığına şahitlik ediyoruz. HDP Gençlik Meclisleri olarak hem var olan bu tarihsel mirasın sürdürmek anlamında hem de umutsuzluğa sürüklenmek istenen gençlik kesimlerine alternatifi yaratmak için 'Söz, Karar, Yetki gençlerde' diyerek; siyasetin gençleştirilmesi ve toplumsallaşmasında tüm karar alma mekanizmalarında gençlere yer vermeyi amaç ediniyoruz. 11 Şubat’taki Kongre aynı zamanda 'HDP Gençlerin Partisidir' iddiasını daha da güçlendirecek.

Konferans ve kongreler boyunca gençliğin HDP çalışmalarına katılımı nasıl? Hangi talepler daha çok öne çıkıyor?
 

Kongre sürecine giderken yapılan bölge konferanslarında Gençlik Meclisi’nde yer alan arkadaşların temsiliyeti kapsamında nicel ve nitel bir katılım sağlandı. Gençlik Meclisi olarak var olan tartışmaları güçlendirme ve gençliğin gündemini sunma anlamında tartışmalar ve perspektifler sunuldu. Aynı zamanda ‘nasıl bir örgütlenme, gençlerin demokratik siyasete katılımının nasıl olması, gençler üzerindeki jerontokratik etkiler ve gençliğin demokrasi cephesi’ oluşturmasının gerekleri üzerine tartışmalar yürütüldü. Yapılan bu tartışmalarda siyasetin gençleştirilmesi, aktif bir özne olarak gençlerin tüm karar alma organlarında daha aktif olarak yer alması gibi taleplerde bulunuldu.

Peki, sizce HDP’nin bu kadar kriminalize edilmesi gençlik için geriletici bir faktör mü? Tüm bunlara gençliğin tepkisi nedir?

OHAL’le birlikte Türkiye’de gençlik mücadelesini ve öğrenci hareketlerini tamamıyla bitirmek üzere ellerinden geleni yaptılar. Birçok öğrenci derneği, gençlik kültür merkezi KHK’larla kapatıldı. Bilimsel öğrenimin merkezi olan üniversiteler faşist grupların dergâhı haline getirildi. Daha eğitim öğretim yılı başlamadan 1 milyondan fazla öğrenci öğretmensiz kaldı. Gençler siyaseten var olmasın, varlıklarını hissettirmesinler istendi. Gençlik mücadelesinin yükselişte olduğu her dönem, toplumsal muhalefete kazandırdığı ivme hesap edilerek her gün yeni bir hak ihlali, yeni bir saldırı ve hukuksuzlukla karşı karşıya bırakıldı. Kısacası yeni dönemin yaratılmak istenen sorgulamayan, idrak etmeyen, boyun eğen gençlik karakteri net bir şekilde ortaya kondu. Tüm bu dayatma ve sindirme politikalarına karşı gençler, gençlik kesimleri özellikle referandumda ‘hayır’ın yürütücüsü, 8 Mart, Newroz ve 1 Mayıs alanlarının kalabalığı, rengi ve sesi oldu.

Siz de söylediniz OHAL’le birlikte özellikle akademide büyük bir kıyım yapıldı. Müfredat ise her geçen gün gericileşiyor. Gençliğin hem anadilde hem laik ve demokratik eğitim yönündeki talepleri nelerdir?

Evet, özellikle son süreçle birlikte akademide ciddi bir kıyım yaşandı. Eğitim müfredatında bir dizi gerici uygulamalara gidildi. Bu anlamda ‘Türkiye’de “eğitim”in çürümüş ve niteliksiz olması, müfredatlarına dayandığı zihniyetin tekçi karakterler taşıması, gençleri özgürlükçü bir eğitim sürecinden mahrum bırakıp kendisine yedekleyen, kendi neslini yaratmaya dayalı bir eğitim sürecine dönüştürmüştür. Peki, bizler alternatif olarak ne söylüyoruz? Gençlerin çoğulcu karakterine uygun, çok dilli, cinsiyetçi olmayan, nitelikli ve kamusal eğitimin pratikleştirilmesini; ihtiyacımız olan bir arada yaşam ruhuna katkı ve her gencin kendi dilinde daha yaratıcı, edilgen bir pozisyondan daha etkin ve aktif bir özneye dönüşeceği ‘anadilde eğitim’ istemini; cinsiyetçi olmayan bir müfredat ve eğitim programı. Bu program ile birlikte gençlerin cinsiyet özgürlükçü bir perspektifle öğrenim deneyimini yaşamasının bugün ve gelecek için önemli katkılar olacağı gerçeğinden hareket ediyoruz. Ve bu gelecek çerçevesinde şekillenen ‘demokratik’ eğitim talebini; ezberci ve sınav odaklı bir eğitim karşısında, gençlerin özerk karakterini geliştirmeye dayanan, fikir, merak ve eleştirel bir bakış açısı geliştiren ’özgürlükçü’ eğitim modelini savunuyoruz.

Son olarak HDP’nin gençlere kongre öncesi çağrısı nedir?

HDP kendi varlığını Türkiye ve Kürdistan gençlik mücadelesinin kökleri üzerinden şekillendirmiştir. Gençlik mücadelesinin tüm kazanımları, biriktirdikleri ve geliştirdikleri mücadelemizin ortak mirası olmuştur. Ortak mücadele geçmişimizin tarihi de Deniz’lerden Mahirlere, Fıratlara dek uzanan gençlik mücadelesinin toplamına dayanmaktadır. Bu anlamda da Türkiye ve Kürt gençliği; gençliğin birleşik ve örgütlü demokrasi cephesini oluşturma, örgütlenme seferberliğiyle var olan sürecin gereklerine uygun öncülük yapma; halkı, kitleleri ve gençlik kesimlerini demokratik siyaset zemininde örgütleme özverisini göstermelidir. Bu kapsamda da gençliğin ortak mücadelesi ve direnişi vurgusuyla; tüm gençleri sürecin ruhu, alternatifi ve coşkusu olacak olan 11 Şubat’taki kongremize davet ediyoruz.