Erdoğan’ın piyonu Fransa’da ‘İslam’ı temsil edecek!

Erdoğan’ın ajan örgütü DİTİB’in Fransa’da kurduğu Fransa Müslüman Türkler Koordinasyon Komitesi Başkanı Ahmet Oğraş, Fransa İslam Konseyi’nin başına geçecek.

AKP’nin ajan örgütü DİTİB’in Fransa’da kurdurduğu Fransa Müslüman Türkler Koordinasyon Komitesi Başkanı Ahmet Oğraş’ın resmi düzeyde kabul gören Fransa İslam Konseyi’nin (CFCM) başına geçecek olması, ülkede Erdoğan’ın dinci faşist anlayışının daha da güçleneceği tartışmalarını beraberinde getirdi.

2003 yılında kurulan Fransa İslam Konseyi (CFCM-Conseil Français du Culte Musulman), İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak devlet kurumları nezdinde Müslümanları ‘temsil etmeyi’ hedefliyordu. Eski cumhurbaşkanlarından Nicolas Sarkozy’nin İçişleri Bakanı olduğu bir dönemde kurulan Fransa İslam Konseyi’nde Fransa’da sayıları 5-6 milyon olarak tahmin edilen Müslümanlar arasında özellikle Cezayir ve Fas kökenliler ağırlıktaydı.

Fransa İslam Konseyi, 11-12 Ekim 2003 tarihinde ilk olağan genel kurulunu toplamış ve Kurul, daha önceden belirlenen öğretim, organizasyon, din görevlilerinin eğitimi ve yetiştirilmesi, kurban, helal et ile hac başta olmak üzere; hastane ve cezaevi gibi resmi kurumlarda din görevlisi bulundurulması, iletişim, hukuk işleri, finans ve dinler arası diyalog konularıyla ilgilenmek amacıyla kurulan 11 komisyonun faaliyete geçmesine karar vermişti.

FARKLI İSLAMİ KURUMLARI DEVLET NEZDİNDE TEMSİL EDİYOR

Fransa İslam Konseyi’nin kurulması aşamasında dönemin İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy, Müslümanları temsil eden kuruluşları ziyaret etmiş ve yapılacak konsey seçimlerini organize etmelerini istemişti. Mevcut cami ve diğer ibadet mahallerinin büyüklükleri dikkate alınarak, seçimlerde oy hakkı verilecek delegeler belirlenmiş ve başkanlıklarını Faslıların yaptığı Fransa İslam Teşkilatları Birliği (UOIF-Union des Organisations Islamiques de France) ve Fransa Müslümanları Milli Birliği (FNMF-Fédération Nationale des Musulmans de France), en yüksek oyları almıştı. Ülkenin ilk Müslüman teşkilatı olan ve genellikle Cezayirlilerin yönetiminde bulunan Büyük Paris Camii’ni geride bıraksalar da, seçim öncesi ülkedeki Müslüman kuruluşlar arasında varılan mutabakat gereği, Paris Camii yöneticisi Dalil Boubakeur Konsey’in ilk başkanı olmuştu. Faslı UOIF Genel Sekreteri Fuad Alavi ve FNMF Başkanı Muhammed Bechari ise, İslam Konseyi başkan yardımcılıklarına getirilmişlerdi.

DİTİB’İN GİRİŞİMİYLE CCMTF KURULDU

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı dernekler ise o dönemde birleşerek kurdukları Fransa Müslüman Türkler Koordinasyon Komitesi (Comité de Coordination des Musulmans Turcs de France) adı altında girmişlerdi. Toplam 200 cami ve diğer ibadet mahalline sahip olan DİTİB haricinde, Milli Görüş ve İslam Kültür Merkezi ise seçimle kısmen katılmıştı.

ERDOĞAN’IN SARAYI’YLA BAĞLANTILI OĞRAŞ BAŞKANLIĞI ÜSTLENECEK

Fransa İslam Konseyi’nin Cezayir kökenli Dalil Boubakeur’in 2008 yılına kadar, sonrasında ise 2013-2015 yılları arasında yürüttüğü dönem başkanlığını 2015’ten bu yana ise Faslı Anouar Kbibech yürütüyor. Dönem başkanlığının iki yıllığına uzun bir süre AKP’nin Avrupa’daki kirli yapılarından olan Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) Başkanlığı da yapan ve hiçbir dini sıfatı olmayan Ahmet Oğraş üstlenecek.

Oğraş’ın bizzat eşinin ailesi üzerinden Erdoğan’ın Sarayı’yla olan bağlantıları ve daha önceki pratiği nedeniyle Fransa İslam Konseyi içinde de tartışmalı bir konumu var.

Eşinin ailesinden Ali Hasal adlı kişinin Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı sarayında çalıştığı ve onun üzerinden Erdoğan rejimiyle doğrudan ilişkili olduğu iddia edilen Ahmet Oğraş, birçok vesileyle de AKP ve Türk devletinin faşizan politikalarını savunma görevi üstlenmişti. İş insanı kimliğiyle bilinen Oğraş’ın başına geçeceği dini kurumun aksine hiçbir dini sıfata sahip değil.

AJAN ÖRGÜTÜ UETD’NİN KURUCUSU VE BAŞKANIYDI

Paris’te  bir turizm acentasını işleten ve iş insanı kimliğiyle bilinen Oğraş, 2006 yılından itibaren adı son iki yıldır birçok ajanlık faaliyetine de karışan UETD’nin Fransa şubesini kurma çalışmalarına katıldı. 2012 yılına kadar bu şaibeli örgütün başkanlığını da yürüten Oğraş’ın adı özellikle Fransa’da Ermeni Soykırımı’nı İnkar Yasası’na karşı düzenlenen bazı gösterilerle gündeme gelmişti.

2012 yılında Fransız Senatosu önündeki gösterilerde konuşan UETD eski Başkanı, Türkiye’deki resmi ideolojiye ait söylemi Fransa’ya taşımıştı. Oğraş, Ermeni Soykırımı’nın ‘parlamentoların değil tarihçilerin işi olduğu’ sloganını savunmuştu. Sanki Ermeni Soykırımı’nı tarihçiler belgelememiş gibi…

AÇIK OYLAMALI MİNİ DARBEYLE DİN İŞLERİNE TERFİ ETTİ

AKP ve Erdoğan’ın birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi Fransa’da da etkinliğini arttırma ve gerektiğinde siyasi partiler ve iktidar üzerinde şantaj aracı olarak kullandığı örgütlerden biri UETD idi. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ile AKP’ye yakın Milli Görüş camilerini kullanan Erdoğan rejimi, son olarak 2015 yılında büyük oranda iki turlu olan Fransa’daki seçimlerde şantaj unsuru olarak kullanacağı Eşitlik ve Adalet Partisi (PEJ) adlı partiyi kurdurmuştu.

Yine özellikle eski adıyla Alsace ve Lorraine bölgelerinin birleşmesiyle kurulan Grand-Est bölgesinde aktif olan COJEP adlı bir dernekler grubunun faaliyetleri dikkat çekiyor.

Ancak Erdoğan rejiminin kendince güvendiği bir ekibin Fransa’da daha etkili olmasını sağlamak için Ahmet Oğraş’ı Fransız medyasındaki deyimle ‘mini bir darbeyle’ dini bir oluşumun başına getirdiği de biliniyor.

2012 yılında UETD’den Fransa Müslüman Türkler Koordinasyon Komitesi-DİTİB (CCMTF) adlı kurumun başına geçirdiği akıllarda. Doğrudan Diyanet’e bağlı olan bu kuruluşun başına dini eğitimi ve bilgisi ‘aile içinde gördüğünden’ ibaret olan Oğraş’ın bu kuruma getirilmesiyle hedeflenenin Fransa devletiyle doğrudan ilişkileri sağlayan Fransa İslam Konseyi’nde ağırlık kazanmak olduğu çok geçmeden açığa çıkmıştı.

KONSOLOSLUĞUN GİRİŞİMLERİYLE CAMİLERİN CCMTF ALTINDA BİRLEŞMESİ SAĞLANDI

CCMTF’nin başına Ahmet Oğraş’ın geçirilmesi ardından AKP hükümetinin Fransa’da farklı milletlerden Müslümanlar arasında yaşanan ayrılıkları fırsata dönüştürme çabaları da yoğunlaşmıştı.

Şubat 2013’te bizzat Paris Türk Konsolosluğu’nda görevli Din Hizmetleri Ataşesi ve Din Hizmetleri Müşavir Vekili’nin de katılımıyla DİTİB merkezinde bir toplantı yapılmıştı. Türk medyasına yansıyan toplantıda, Fransa’daki DİTİB, Milli Görüş, Süleymancılar ve diğer birçok cami derneklerinin birleşmeleri gerektiği, aksi halde ise ‘Fransa İslam Konseyi’nde başarılı olunmasının mümkün olmadığı’ yönünde görüşler bildirilmişti.

DİTİB dışındaki birliklerin de CCMTF’nin bünyesine katılmasındaki amaç, AKP ve Türk devleti yanlısı siyasetin Fransa İslam Konseyi düzeyine taşınmasıydı. Ancak federasyon ve konseylerin Fransa İslam Konseyi’vde temsiliyeti sahip oldukları camilerin sayısına bağlı olduğundan, 2 bin 500’ü aşkın olan Fransa’daki camilerden 400’ün üzerinde olan Türk camilerinin birleşmesi gerekiyordu.

Ahmet Oğraş Türk konsolosluğu ve Diyanet’in bizzat müdahale ettiği bu ‘birleşmeler’ sayesinde de u FRANSA İSLAM KONSEYI içinde başkan yardımcılığına kadar gelmişti.

AKP’NİN KİRLİ POLİTİKALARINI BİR ÜST DÜZEYE ÇIKARACAK

Birçok kesim, Müslümanlar ile Fransa devleti arasında önemli bir konumu olan Fransa İslam Konseyi’nin başına Oğraş’ın geçmesinin ‘Erdoğan’ın Fransa’daki DİTİB camileri üzerinden yürüttüğü politikasını bir ileri aşamaya geçirmesine imkan sağlayacağı belirtiliyor.

Yeni seçilen Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2007 yılından bu yana hiçbir cumhurbaşkanının katılmadığı Fransa İslam Konseyi’nin iftar yemeğine katılması da dikkat çekmişti. Fransa medyasında Macron’un Oğraş’la aynı sofrada görülmesi ciddi eleştiriler alırken, Le Monde gazetesi, “Türk İslamı Fransa’daki Müslümanların başına geçiyor” başlığıyla konuyu haberleştirmişti.

2016 yılında Ahmet Oğraş’ı ‘Ankara’nın mevzisi’ olarak tanımlayan Liberation gazetesi yazarı Bernadette Sauvaget, 5 Haziran’da yayınlanan bir diğer makalesinde ise Oğraş’ın bizzat Erdoğan’ın Sarayı’ndaki ilişkilerine dikkat çekmişti. Sauvaget, Ahmet Oğraş’ın Hasal soy ismindeki eşinin iki akrabasının Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda çalıştıklarının altını çizmişti.

Sauvaget’e göre, Fransa İslam Konseyi’nin tarihinde ilk kez ‘siyasal İslamla bu denli yakın bir başkana’ sahip olacak. Sauvaget, Oğraş’ı destekleyen DİTİB’in Fransa İslam Konseyi içerisinde Cezayirli ve Faslı örgütler arasındaki anlaşmazlıklara bulaşmadan, Konsey’de başkanlığı aldığını hatırlattı.

Dönüşümlü başkanlık sistemi, Fransa İslam Konseyi’nde yaşanan tartışmalara son vermek amacıyla 2012 yılında kabul edilmişti.

KONSEY GENEL SEKRETERİ : TÜRKİYENİN EMRİNDE OLMAK İSTEMİYORUM!

Daha önce yapılan seçimler ve varılan tüzük uzlaşması gereği Fransa’daki Müslümanları en azından devlet nezdinde temsil gücü olan Fransa İslam Konseyi’de başkanlık sırası Erdoğan rejiminin bizzat desteklediği Ahmet Oğraş’a gelmiş bulunuyor.

Ancak bu durum, Fransa’daki birçok kesimi rahatsız ederken, bunlar arasında bizzat Fransa İslam Konseyi yönetimi de bulunuyor. Ahmet Oğraş’ın Temmuz başından itibaren Fransa İslam Konseyi’nin genel başkanlığına karşı çıkan isimlerden biri ise, kurumun Genel Sekreteri Abdallah Zekri.

21 Mayıs’ta Fransa İslam Konseyi’nin Yönetim Kurulu toplantısında Oğraş’ın başkanlığını engellemeye çalışan Abdallah Zekri, bu tutumunu medyaya verdiği demecinde de sürdürdü. Libération gazetesine konuşan Zekri, “Bana gelince, Türkiye’nin emri altında olmak istemiyorum” diyerek, AKP’nin Oğraş üzerinden İslam Konseyi’nde kuracağı hakimiyete karşı olduğunu vurgulamıştı.

FRANSIZ HÜKÜMETİ DE İSTEMEMİŞ

La Croix gazetesinde Anne-Bénédicte Hoffner imzasıyla yayınlanan bir haberde ise, Erdoğan rejiminin adamı olan Ahmet Oğraş’ın devlet nezdinde dikkate alınan Fransa İslam Konseyi’nin başına geçmesinin yarattığı tartışmalara değinilmişti. Oğraş’ın geçtiğimiz yıl yaşanan darbe girişimi sonrası yapılan gazeteci ve memur tutuklamalarına ilişkin olarak AKP’yi savunduğunu hatırlatan Hoffner, Oğraş’ın tutuklamalara ilişkin “Oradaki durum burada anlatılandan daha karmaşık. Türkiye’de durumlar 20 ya da 40 yıl öncesine göre çok daha iyi” dediğini aktardı.

Hoffner, DİTİB’in örgütlediği CCFTM üzerinden Fransa İslam Konseyi’ne AKP yanlısı Oğraş’ın gelecek olmasına karşı geçtiğimiz aylarda bir önceki Fransız hükümetinin de diplomatik girişimlerde bulunduğunu da iddia etti. Hoffner, Bernarz Cazeneuve hükümetinin Ankara’nın Oğraş’ın yerine başka bir ismin getirilmesini istediğini de savundu.