Ehmed: İdlib senaryo, hedef direkt Efrîn

Türk devletinin İdlib’e girişinin bir senaryodan ibaret olduğunu söyleyen Devrimci Güçler Komutanı Hacı Ehmed, “Hedef Efrîn'i kuşatmaya almaktır” dedi.

Ehmed, Nusra'ya da 'İdlib’in derinliklerine girmemek' için söz verildiğine dikkat çekti. Türkiye'nin QSD’nin İdlib’e doğru uzanmasının önünü almaya çalıştığını söyleyen Ehmed, "Nusra'yı boyayıp yeniden kamuoyuna sunacaklar" diye belirtti.

Türk devletinin Suriye’deki çete vesayeti Minbic, Reqa operasyonlarıyla sonlara gelirken, vesayetçi devlet Kürtlere karşı çeteler üzerinden geliştirdiği senaryo ve planlar geliştirmekten vazgeçmiyor. Bir süredir yandaş basının “İdlib’e operasyon yapılacak” diye kıyamet kopartmasına rağmen dün, “İdlib operasyonu” gerçeğinin perde arkası netleşti.

Birkaç gün önce ajansımıza yaptığı açıklamada, Türk devleti ve Nusra arasında kısa sürede bir anlaşmaya gidilebileceğini değerlendiren Devrimci Güçler Komutanı Hacı Ehmed, ortaya çıkan veriler ışığında bu anlaşmanın içeriğini ve Türk devletinin hedeflerini yine ajansımıza değerlendirdi.

Ehmed, Astana anlaşmasındaki kararlardan birinin, Rusların değil, Türk devletinin karadan İdlib’e girmesi olduğunu ve Türklerin İdlib’deki senaryoya başvurduğunu belirterek, “Türklerin böyle yapmasının bir nedeni de, Ruslara, Amerikalılara, farklı yerlere karşı deyim yerindeyse kendi yüzünün suyunu korumayı hedefledi. Bu şekilde yaparak, ‘Bak gittim, girdim ve denetim altına aldım’ diyecek" dedi.

"Zaten Astana’nın genel amaçlarından bir tanesi buydu" diyen Ehmed, "Yani Ruslar kendileri İdlib’e karadan girmeyeceklerdi, karadan girecek olanlar Türklerdi. Zaten Ruslar da bunu açıklamışlardı. Türkler de bu biçimde, adeta bir tiyatro biçiminde bunu Ruslara sunacaklar. Şimdilik böyle fazla kan dökmeden Cephet El Nusra’yla böyle bir anlaşmaya gittiler. Artık ileride Astana doğrultusunda nasıl bir tepki olur, bunu zamanla göreceğiz" diye kaydetti.

'NUSRA’YA İDLİB’İN DERİNLİKLERİNE GİRMEME SÖZÜ VERİLDİ'

İdlib’e Türklerin iki grup şeklinde girişi öncesi, Türklerle Nusra Cephesi arasında bir toplantı olduğuna dikkat çeken Ehmed, bu toplantıda alınan kararlara ilişkin şunları söyledi: “Bu toplantıda, Türklerin İdlib’in kuzeyine girmesi kararı alındı. Bu Efrîn'in yakını ve güneyi oluyor. Yine Halep'in batısına girmeleri, bu da yine Efrîn'in yakını oluyor. Atme, Dart ize, Cindires tarafları. Burada Türklerin istemi, oralara girerek 3 üs kurma talebidir. Türklerin, Şêx Bereket ve Efrîn'i denetim altında alan Cebel Adi adındaki tepecik, yine Efrîn Cindires’in üstü olan Dart İze ve Atme’ye yerleşme talepleri var.”

Ehmed, bu anlaşmadaki istemlere bakılınca, hedefin İdlib’in derinliklerine girmek değil, Efrîn'i kuşatmak olduğunu söyleyerek, “Yani tersinden de okursak, hedef Efrîn'i kuşatarak İdlib’in derinliklerine girmemektir. Nusra’ya da böyle söz verildi" diye ekledi.

‘NUSRA’YI BOYAYIP KAMUOYUNA YENİDEN SUNACAKLAR’

Bu anlaşma doğrultusunda Türklerin Nusra’nın iç işlerine karışmayacakları sözünü verdiklerini ve Nusra’nın da kendisini bu anlaşma doğrultusunda bir dönüşüme tabi tutacağını dile getiren Ehmed, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu da zaman gösterecek. Kendisini farklı bir isimle dönüştürüp hareket edebilir. Yani adeta onu boyayıp kamuoyuna yeniden sunmayı hedefliyorlar.

Erdoğan’ın hedefi ve asıl amacı, Nusra’yı bitirmekten çok, korumaktır. Biz biliyoruz ki, baştan bu yana Nusra’nın asıl destekçileri Katar ve Türklerin kendisidir. Şimdi Türkler nasıl gelip saldırıp Nusra’yı bitirecek, bu insana gerçekçi gelmiyor. Nusra’yı içeride bitirmekten ziyade korumaya almak. Efrîn'i kuşatarak, ileride koşullar olgunlaştığında Efrîn ve Şehba üzerine bir askeri harekat başlatmaktır.

Bunu toplantıda Nusra da kabul etti. Kabul ettikten birkaç saat sonra birkaç TIR yardım içeri girdi ve Nusra’ya teslim edildi. Nusra’ya farklı bir biçimde destek halen sürüyor."

‘HEDEF QSD’NİN ÖNÜNÜ ALMAK VE EFRÎN'İ KUŞATMAK’

Ehmed, sözde İdlib operasyonuna “Fırat Kalkanı” adıyla götürülen güçlere bakıldığında da, göstermelik olduklarının anlaşıldığını belirterek, şöyle devam etti:

“Ne sayı, ne nitelik olarak orada savaşabilecek güçler değil götürülenler. Bu durumu gördüğümüzde aslında planın daha başından orada Nusra’ya karşı savaşmak değil, Nusra’ya karışmayıp farklı bir biçime dönüştürerek korumayı hedeflemeleri insana daha mantıklı geliyor. Asıl amaç İdlib’in kuzeyinde, Efrîn'in güneyinde 3 noktada güçlerini konumlandırıp, Efrîn'i oralardan gözetim altına alarak sürekli üzerinde tehdit oluşturmaktır. İleride QSD’nin İdlib’e doğru uzanmasının önünü almaktır. Tam tersine Efrîn'i daraltıp zayıflatmaktır. Zaten Genelkurmay Başkanı da gelmişti, Hakan Fidan da, büyük yetkili askeri heyetleri de gelmişti, yine Nusra’dan da 3 tane Nusra’nın önde gelen emirleri de bu toplantıya katılmıştı. Bu toplantı böyle sonuçlandı ve genel amaç belli oldu."

‘NUSRA’YLA ORTAK ASKERİ ÜS ŞİMDİLİK GERÇEKÇİ GÖRÜNMÜYOR’

Türk devletinin Cephet El Nusra’yla birlikte 3 büyük askeri üs kuracağı tartışmalarını da değerlendiren Devrimci Güçler Komutanı Hacı Ehmed, son olarak şunları söyledi:

"Orada bazı anlaşmalar olduğunu ve Türklerin bir biçimde İdlib’e gireceğini daha önce de değerlendirmiştik fakat bu girişin kapsamı netleşmemişti. Fakat bu son yapılan anlaşma ve tiyatro sahnesiyle netleşti.

Hedef, İdlib’in kuzey hattını ve özel olarak Efrîn'in güneyini gözetim altına alıp kuşatabilecekleri noktalara yerleşmeleridir. Şimdi Cephet El Nusra’yla Türklerin ortak askeri üs kuracağı ve tek Türklerin olmayacağı söyleniyor. Ama pratiğe bakınca şimdilik bu çok gerçekçi gelmiyor.

Hedef şu anda Türklerin Efrîn'in güneyinde birkaç noktaya yerleşip ağır silahlarını getirip daha rahat hareket ederek, Efrîn'i çembere alıp, kuşatıp tümden dış dünyayla bağını kesmektir.”