Efrîn saldırısı İsveç Parlamentosu’nun gündeminde

İsveç'teki milletvekilleri, Türk devletinin Efrîn'e saldırılarına tepki göstererek, hükûmetin Türkiye'yi kınamasını, konuyu Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin gündemine taşımasını istedi.

Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Jabar Amin ve Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, Türk devletinin Efrîn’e saldırılarının İsveç Parlamentosu’nda tartışılmasını, İsveç’in Türkiye’yi kınamasını ve konuyu Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin gündemine taşımasını istedi.

Amin, yazılı soru önergesinde, son yıllarda pek çok insanlık suçu işlediği tüm dünya tarafından bilinen Recep Tayyip Erdoğan’ın, şimdi de Efrîn'i hedef aldığını belirten Amin, “Bu kez Türkiye sınırında Kürtlerin yaşadığı Efrîn’e saldırıyor. Türk ordusu Efrîn'e savaş uçakları ve top atışlarıyla saldırıyor. Türk ordusu kuzeyden ve batıdan, Türkiye destekli İslamcı gruplar da doğu ve güneyden saldırıyor. Durum oldukça ciddi ve dış dünya tavır almalı” dedi.

Pek çok ülkenin Türkiye’nin işlediği insanlık suçları ve bölgeyi daha da istikrarlaştıran saldırısına tutum aldığını hatırlatan Amin, Fransa’nın konuyu Birleşmiş Milletler’in gündemine taşımasını örnek olarak gösterdi.

'TÜRKİYE’YE PROTESTO NOTASI VERİLMELİ'

İsveç hükûmetinin Fransa’nın tutumunu desteklemesini olumlu ama yetersiz bulduğunu söyleyen Amin, “İsveç hükûmeti daha fazlasını yapmalı. Hükûmet Efrîn'e yönelik uluslararası hukuku ihlal eden saldırıları resmen kınamalı. Türk Büyükelçisini makamına çağırmalı ve bir protesto notası vermeli” diye kaydetti.

Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabeveh de, Türkiye’nin Efrîn'e saldırısını yine yazılı bir soru önergesiyle parlamento gündemine getirdi, konunun tartışılması ve AKP'nin kınanmasını istedi.

Kakabaveh, DAİŞ'e karşı topraklarını savunan Kürtlerin, bölgede yaşayan diğer halklarla birlikte, kadınların merkezi rol aynadıkları demokratik kantonlar oluşturduğunu belirtti. Kakabaveh, bölgedeki huzur ve barışın DAİŞ, Suriye rejimi ve son olarak da Türkiye tarafından tehdit edildiğine dikkat çekti.

'GERÇEK HEDEF ROJAVA’DA YAŞAYAN KÜRT HALKI'

Kakabaveh, Erdoğan’ın Rojava’ya yönelik saldırılara meşruiyet kazandırmak için YPG/YPJ’yi 'terörist' olmakla suçladığını belirttikten sonra, "Gerçekte hedef Rojava’da yaşayan Kürt halkıdır” dedi.

AKP'nin bölgede büyük başarılar elde eden ve on binlerce kadını örgütleyen YPJ ve demokratik kantonları istemediğini söyleyen Kakabaveh, Erdoğan’ın kadınları özgürleştiren sistemi kendi rejimine yönelik bir tehdit olarak algıladığını belirtti.

Diğer popülist liderler gibi Erdoğan’ın gerçek niyetini gizlemek, diktatörlük özlemlerini gerçekleştirmek, demokrasinin temel prensiplerine yönelik suçlarını unutturmak için bir günah keçisine ihtiyacı olduğunu değerlendirmesinde bulunan Kakabaveh, "Bu nedenle tüm Kürt örgütleri, azınlık halklar ve sosyalist örgütleri terörist olarak suçluyor” dedi.

Türkiye’nin Efrîn'e saldırarak uluslararası hukuku ihlal ettiğini, savaş suçları ve insan hakları ihlallerinin sürdüğü Suriye’deki iç savaşa benzin döktüğünü vurguladı.

Kakabaveh, İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’ün Erdoğan’ın Efrîn'e yönelik bombalama ve saldırılarını kınamasını ve konuyu Birleşmiş Milletler gündemine getirmesini istedi.

'ERDOĞAN KADINLARI TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR'

Önerge ve Efrîn’deki gelişmeler hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Kakabaveh, Efrîn’e yönelik saldırıyı Kürtler ve bölgede yaşayan diğer azınlık halklarının iradelerine yönelik bir saldırı olarak gördüğünü belirtti. Kakabaveh, “Radikal İslamcı anlayışa sahip olan Erdoğan, kadınların öncü rolü oynadıkları kantonları, kadınların özgürleşmesini kendisine ve rejimine yönelik bir tehdit olarak görüyor” dedi.

'ERDOĞAN’A DUR DEMENİN ZAMANI'

İsveç hükûmeti ve Avrupa Birliği’nin Efrîn’e yönelik saldırılar karşısında Kürt ve ezilen diğer halkların yanında yer alması gerektiğini söyleyen Kakabaveh, “Şimdi artık İsveç ve Avrupa Birliği’nin Erdoğan’a dur demesinin zamanı” ifadesini kullandı.

'TÜRKİYE ULUSLARARASI YASALARI ÇİĞNİYOR'

Hükûmetinin büyük ortağı Sosyal Demokrat İşçi Partisi milletvekilleri de Türk devletinin Efrîn'i işgal girişimine tepkili.

Konuya ilişkin sorularımızı yanıtlayan Anders Österberg ve Serkan Köse, Türkiye’nin Efrîn’e saldırarak uluslararası yasaları çiğnediğini ve Suriye’deki durumu daha da istikrarsızlaştırdığını söyledi.

Köse, “Türkiye Kürtleri bir tehdit olarak görmek yerine eşit vatandaşlar olarak görmeli ve Kürtlerin iradelerine saygı duymalı” diyerek, Efrîn’e yönelik saldırılarının savaşı derinleştireceği uyarısında bulundu.

Österberg de, Kobanê direnişi sırasında ve daha sonraları kahramanca direniş sergileyen ve topraklarını DAİŞ çetelerine karşı koruyan Kürtlere yönelik saldırıların kabul edilemeyeceğini vurguladı.