Satır arasına gizlenmiş korku

Efrîn'e sefere çıkan Erdoğan komutasındaki Türk medyası, bir yandan geriye dönüp "evde ne olacak" diye bakarken, bir yandan gözleri havada Rusya'nın hava desteği ve izni vermesinde...

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Efrîn'i işgal naralarına karşı Türk medyası tempo tutarken, olası bir işgal girişimine karşı tereddütleri olan köşe yazarları ise bunu açıkça dile getiremedikleri için satır aralarına gizliyor. Efrîn'e yönelik olası bir saldırı girişimini bugünkü köşelerine taşıyan havuz medyası kalemşorlarının büyük kısmı, satır aralarında "Rusya'nın hava sahasını açıp açmayacağı" ve "çatışmaların Türkiye'ye taşıp taşmayacağı" konuları üzerinde durdu.

DAHA BAŞLAMAMADAN İLK ‘ŞEHİT’!

Yazılarına daha çok "askeri kaynaklar"a dayandırarak yazan Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet Takan, "İlk Efrîn şehidimiz; Bülent Alp" başlıklı yazısında çatışmaların Türkiye'de yayılma riskini konu edindi. Çelê'de yaşanan çatışmada ölen askerin "Efrîn şehidi" ilan ederek konuya dikkat çeken Takan, şunları yazdı: "(...) Hakkari'nin Çukurca ilçesi üs bölgesine PKK'li teröristlerin Irak'taki Kulika Dağı'ndan düzenledikleri füzeli saldırıda piyade sözleşmeli er Bülent Alp şehit düşüyor 3 askerimiz de yaralanıyordu. Böylece 2017 yılının ikinci yarısından beri konuşula gelen Efrîn operasyonunun ilk şehidimizi veriyorduk ama kimsenin ruhu bile duymuyordu!.. Şimdi, soracaksınız; "Efrîn nere, Çukurca nere" diye... Birbiriyle ilgisi yokmuş gibi gözükse de aslında çok yakından ilişkiliydi gelişen olaylar."

FEHMİ KORU'NUN BERBERİ!

Çatışmaların Türkiye'ye yayılma riskini konu alan yazar Fehmi Koru da "Suriyeli berberin bana dediği" başlıklı yazısında "Uyanık olmak ve tedbirli davranmakta yarar var. Türkiye’nin sınırları ötesindeki gelişmelerden tedirginlik duyması ve etrafında güvenlik riski oluşturacak oluşumları önlemek istemesi doğal; ancak bunu riski büyütmeden ve varlığını daha büyük bir tehdit altına düşürmeden yapması da şart. En tehlikeli senaryo, sınır-ötesi müdahalenin Türkiye’nin içine sıçrayacak bir yangını ateşlemesidir" uyarısında bulundu.

HANİ YEDİ CİHANA BEDELDİNİZ!

Operasyon için Rusya'nın hava desteği verip vermeyeceği veya Türkiye'nin kendi hava gücünü kullanması için hava sahasını açıp açmayacağını doğrudan sorgulayan isim ise HaberTürk'ten Muharrem Sarıkaya oldu. Sarıkaya "Hava desteksiz Efrîn olmamalı" başlıklı yazısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında sarf ettiği, "Hava desteği olmadan Efrîn’e operasyon yapılmamalı" sözlerinin yazısının temel mesajı olarak ifade etti.

SELVİ'NİN GÖZÜ RUSYA'DA

Saray eşiklerinin müdavimlerinden Abdulkadir Selvi ise "Efrîn’e mi yoksa savaşa mı giriyoruz" başlıklı yazısında umudunu Rusya'dan gelecek ıslığa bağlayanlardan. Selvi yazısının ilgili bölümünde şunları yazdı: "Savaş uçakları tarafından hedefler imha edildikten sonra ÖSO ile Özel Kuvvetler’in Efrîn’e girmesi planlanıyor. Bu aşamada cevap verilmesi gereken kritik bir soru var. Efrîn operasyonunda Suriye hava sahası açılacak mı, Hava Kuvvetleri’ni kullanabilecek miyiz? Hava Kuvvetleri, operasyonun olmazsa olmazı olarak gösteriliyor. El Bab’da ve Fırat Kalkanı operasyonunda savaş uçakları çok etkili oldu. Efrîn’de Hava Kuvvetleri’nin kullanılması için Rusya ile müzakereler sürüyor. En az 15-20 gün hava sahasını kullanmak istiyoruz. Hava sahasının açılması, Suriye hava savunma sistemlerinin devre dışı bırakılması ve Minnak Hava Üssü nedeniyle Rusya ile koordinasyon önemli."

RİSKLER KORKUTUYOR

Daha çok MİT koridorlarından yazan Milliyet yazarı Serpil Çevikcan ise "Efr3in operasyonu neden şart?" başlıklı yazısında olası bir işgalin risklerini şöyle sıralıyor: "Kuşkusuz her operasyon riskler de barındırıyor. Kilit konulardan biri Suriye’nin batısındaki hava kontrolünü elinde tutan Rusya. Fırat Kalkanı Harekâtı sırasında hava desteğinin bulunmadığı zamanlarda ortaya çıkan sıkıntıları yaşadık. Bu nedenle, Rusya ile yürütülecek askeri diplomasi büyük önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün Trump’la değil, Putin’le görüşeceğini vurguladı. Efrîn’in demografik yapısı, dağlık ve ölü bölgelerinin yoğun olduğu topografik özellikleri bir başka başlık. Rakka’daki YPG unsurlarının kente konuşlandırılması, Kürt nüfusun yoğunluğundan dolayı YPG’lilerin sayısının 20 bine kadar yükselebilme ihtimali bir diğeri. Operasyonun PKK saldırılarını tetikleyebilme ihtimali de diğer bir sorun alanı. Türkiye, bu risklere rağmen operasyonu yapacak güçte ve kararlılıkta. Hedef; Akdeniz’e kadar uzaması planlanan Kürt koridorunu kesme, devlet ve ordu hesaplarını engelleme ve sınır güvenliği."

İKİ BLOK ARASINDA SIKIŞMIŞLIK

Hürriyet'te yazılar yazdığı dönemlerde hükümete "PYD ile YPG'yi ayırma stratejisi izlemeyi" salık veren ve daha sonra Milliyet'e transfer olan Verda Özer ise "Efrîn operasyonu" başlıklı yazısında Türkiye'nin "Rusya'dan çok ABD ile çalışmayı tercih ettiğini" bunda da "Rusya'nın öngörülemez sertliğinin" etkili olduğunu yazdı. Yenişafak yazarlarından Kemal Öztürk de "Suriye’de çatışmaya hazırlanmak" başlıklı yazısını, bir yığın retorikten sonra "Rusya ve ABD blokları arasında sıkışmış durumdayız. Türkiye bu durumun üstesinden gelmek zorunda. Başka çaremiz yok. İleride daha büyük bedeller ödeyebiliriz" diye bitirdi.