Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanı Arne König Ýsveç Gazeteciler Federasyonunun Stockholmde gerçekleştirdiði ve 200ü aşkın gazetecinin katıldıðı bir konferansta yaptıðı konuşmada Dünyanın bazı ülkelerinde ve özellikle de Türkiyedeki basın ve ifade özgürlüðü ihlallerine dikkat çekti.
Bundan 2 yıl önce Türkiye cezaevlerinde 45 gazetecinin bulunduðunu ve onlara destek vermek için EFJnin kongresini Ýstanbulda yaptıklarını, gelinen noktada Dünyada gazetecileri hapsetme rekorunun Türkiyede olduðunu söyledi. Türkiyede basın ve ifade özgürlüðüne yönelik saldırılara karşı sürdürdükleri cezaevlerindeki gazetecileri evlatlık edinme kampanyası hakkında bilgi verdikten sonra Türkiye cezaevlerinde bulunan tüm gazetecilerin serbest bırakılmalarını istedi.
Konuşmasının ardından kendisiyle görüştüðümüz König, EJF olarak Türkiyedeki tutuklu gazetecileri Avrupa kamuoyunun gündemine getirmek için yoðun bir çaba sarfettiklerini, tutuklu gazetecilerin EJFye üye sendika ve federasyonlar tarafından evlatlık edinmeleri için çalışmaları sürdürdüklerini söyledi. Amaçlarının Türkiyede olanları kamuoyuna ulaştırmak olduðunu belirten König Avrupada hala pek çok gazetecinin Türkiyede olanlardan haberleri olmadıðına dikkat çekti.
Konig EJF olarak PKK propagandası yapmaktan 8 Ocak 2010dan beri Diyarbakırda tutuklu bulunan Bedri Adanırın 27 Kasım günü duruşmasına gözlemci olarak katılacaklarını, 24 Kasım günü ve Aralık ayında Türkiyede basın ve ifade özgürlüðünün ele alınacaðı iki konferansa konuşmacı yollayacaklarını söyledi.
Avrupanın kriz içinde olduðu ve Türkiyenin ekonomik gelişmesinde kayda deðer ilerlemeler görüldüðü bir dönemde Avrupa Birliðinin AKP Ýktidarını etkileme şansının azaldıðını ifade etti. Dünyanın pek çok yerinde ve Macaristanda basın ve ifade özgürlüðüne yönelik saldırıların artmasını da bir talihsizlik olarak deðerlendirdi.
König tüm bunlara raðmen başta gazeteci örgütleri olmak üzere Avrupadaki sivil toplum kuruluşlarının Türk Hükümetine baskı yapmaları için çabalarını yoðunlaştırmaları gerektiðini söyledi.
KCK davasında yargılanan gazetecilerin davalarını yakından takip ettiklerini, gazetecilerin ana dillerinde savunma yapmalarını bir insan hakkı olarak gördüklerini belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: Onların haklı mücadelelerini destekliyoruz. Davalarını yakından takip ediyoruz. KCK davasında yargılanan gazeteciler için hazırlanan 800 sayfalık iddianame var. Burada yer alan pek çok suçlamaları anlamamız mümkün deðil. Bir dönem PKK ile Türk devletinin temsilcileri arasında Osloda barış görüşmeleri sürüyordu. Bu suç deðil. Ama bunu gazeteler yazdıkları zaman yazanlar hakkında dava açılıyor. Bunu kabul edemeyiz. Yapılan halkın haber alma özgürlüðünün engellenmesidir. Biz iddianameyi tercüme ettiriyoruz. Tamamını dikkatlice inceliyeceðiz.
10 bini aşkın tutsaðın Türkiye cezaevlerinde sürdürdükleri açlık grevlerine de deðinen König açlık grevlerinin insanların taleplerini dile getirmeleri için son çare olduðunu ve tutsakların talepleri karşılanana kadar açlık grevlerini sürdürme kararlılıðında oldukları izlenimini edindiklerini ifade ettikten sonra Tutsakların ana dillerinde savunma yapma haklarını haklı buluyor ve destekliyoruz dedi.