DW Suriye’deki ‘Kürt Bahar’ını yazdı
DW Suriye’deki ‘Kürt Bahar’ını yazdı
DW Suriye’deki ‘Kürt Bahar’ını yazdı
Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle (DW), Suriye’deki devrimle birlikte ortaya çıkan ‘Kürt Baharı’nı yazdı. DW’nin internet sayfasında yer alan haberde, Suriye’de devrimin başlamasıyla birlikte, ülkenin en büyük etnik grubu olan Kürtler için çok şey değiştiği belirtilerek, “Devlet Başkanı Esad altında ezildiler, şimdi siyasi, askeri ve kültürel olarak her zamankinden daha eminler” denildi.
Dêrika Hemko (El-Malikiye) kentinde yerel bir kültürel merkezde, gündeminde siyasetin bulunduğu bir toplantıya değinilen haberde, “Divanda, konuşurken enerji dolu olan Asya Muhammed Abdullah duruyor” denilerek, Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Abdullah’ın dinleyicileri hakları için mücadeleye çağırırken gözlerinin parladığı belirtildi.
Suriye devrimi öncesinde bu tür toplantıların söz konusu olamadığı belirtilen haberde Abdullah’ın, “Biz Suriye Kürtleri 30 yıldır haklarımız için savaşıyoruz. Bu yüzden pek çok arkadaşımız rejim tarafından tutuklanarak işkence ile öldürüldü” sözlerine yer verildi.
Haberin devamında Rojava’da ‘güç kayması’ yaşandığına dikkat çekilerek şunlar ifade edildi:
“İktidardaki Baas Partisi Kürtlerin tüm temel haklarını inkar etti. 1960’larda, Suriye’deki iki milyon Kürdün yüzde 20’sinin vatandaşlıkları iptal edildi. Ancak devrim tamamen değiştirdi. İsyanın başında Esad, ülkenin Kürt bölgesinde ayaklanmayı dizginlemek için vatansız Kürtlere vatandaşlık haklarını geri verdi. Taktik nedenlerden ötürü, Suriye ordusunun bir bölümü Kürt bölgesinden çekilerek başka alanlarda görevlendirildi.”
DW, Abdullah’ın “Devrim değişime yol açtı. Biz sıfırdan başlamadık, Kürt sorununun çözümü için hazırdık” sözlerini aktarırken “PKK’nin de desteği ile” Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) Kürt bölgesinin büyük bölümlerini kontrol altına aldığı savunuldu.
PYD Eş Başkanı Abdullah, “Biz bütün Suriye için demokratik bir modele inanıyoruz. Suriye’nin sorunların siyasal çözümü demokrasidedir. Biz Suriye’yi bölmek istemiyoruz; Biz Demokratik bir Suriye’de kardeşçe bir arada yaşayabileceğimize inanıyoruz” dedi.
Bu arada PKK’nin sınırın diğer tarafında Türk hükümeti ile müzakereler yaptığına dikkat çekilen haberde, “Bunun Suriye’nin Kürt bölgelerindeki gelişmeler üzerinde belirleyici etkisi olacak; en azından askeri ve ekonomik olarak Kürtler kısmı olarak sınırların açılmasından kazanç sağlayabilirler” ifadeleri kullanıldı.
YPG’nin Kürt bölgesinin ‘gayri resmi’ başkenti olarak ifade edilen Qamişlo’nun ana yolunda kontrol noktaları kurulduğuna dikkat çeken DW şöyle dedi:
“Silahlı genç erkek ve kadınlar geçen her aracı kontrol ediyorlar. Yollara kurulan barikatların çoğu Kürt renkleri kırmızı, yeşil ve sarıya boyanmış. Sadece kentin merkezi ile bazı ilçelerinde halan hükümet askerlerinin devriyeleri görülmekte. Bölge esas olarak YPG kontrolü altında, ancak etrafta halan hükümet güçleri ya da isyancı güçlerin hüküm sürdüğü Arap köyleri bulunuyor.”
Sınır kenti Serekaniyê’de durumun daha da karmaşık olduğu kaydedilen haberde, Serekaniyê’de hükümet askerleri, isyancılar, YPG, ve İslamcı El Nusra Cephesi, herkesin bulunduğu belirtildi. Buna rağmen YPG Komutanı Rezan İbrahim’in ‘sakin’ olduğu belirtilerek, İbrahim’in şu sözleri aktarıldı:
“Biz Suriye’de kan akıtılması ve askeri çözüme karşıyız, ancak mevcut durum bizi silahlanmaya mecbur kıldı. Eğer bir hükümet gelecekte Kürtlerin tüm haklarını verirse, o zaman biz katılır ve destek veririz. Ama haklarımızı inkar ederlerse, biz onlar için mücadelede silahlarımızı kullanacağız.”
Haberde, Devlet Başkanı Beşar Esad altında Kürtlerin kendi dillerini konuşma ya da açıkta Newroz’u kutlamalarının yasak olduğu hatırlatılırken, “Ama siyasi ve askeri güç büyümesi Kürt kültüründe bir Rönesans’a neden olmuş” denilerek Qamişlo’da bir buçuk yıldır faaliyette olan Muhammed Şexo Kültür ve Müzik Merkezi’ne dikkat çekildi.
Her gün öğle vakti onlarca gencin Kürtçe dans ve şarkı öğrenmek için buraya geldiği belirtilerek, durumun nasıl dramatik bir şekilde değiştiği haftada iki kez gelen Hüseyin Hate adlı genç şarkıcının şu sözleriyle aktarıldı:
“Devrimden önce durum korkunçtu. Biz, sadece yasak değil tehlikeli de olan evlerde gizlice uygulamak zorundaydık. Şimdi şeyler daha iyi. Biz birlikte merkezde pratik yapabiliyoruz. Bu güzel bir duygu. Bizim için kendi dininde konuşmak ve şarkı söylemek harika bir şey.”
Haberin devamında her şeyin olumlu olmadığı belirtilirken, savaşın etkilerine dikkat çekiliyor:
“Elektrik kesintileri yaygındır. Sokaklarda çöp dolu. Temel gıda fiyatları son iki yılda önemli ölçüde artmıştır. Doktorların çoğu ülkeyi terk ederken, tıbbi yardım ulaşım zordur. Okullar büyük ölçüde güvenlik nedeniyle kapalı tutuluyor. Bunun üstünde, farklı siyasi gruplar mozaiği durumu siviller için daha da zor hale getiriyor. Güvenlik durumu çoğu kez anlaşılması zor karmaşıktır.”
Son birkaç ayda hükümet güçlerinin Kürt bölgesine yönelik birkaç hava saldırısı gerçekleştirdiğini belirten medya kuruluşu DW, Serekaniyê’de evini kaybeden Nesrin Hamid’in yaşadıklarına yer verdi. Nesrin, “Komşularımdan üçü öldürüldü, YPG ile savaşan iki kuzen yaralandı. Allaha şükür yakın ailemde kimse zarar görmedi. Biz açlıktan ölüyoruz, su veya elektrik yok. Her şey kırılmış. Paramız yok pazarda her hangi bir şey almaya” dedi.
DW, gelecek konusunda karamsar olan Nesrin’in Kürtler için tüm olumlu gelişmelere rağmen, hayal kırıklığına uğrama korkusu ile umut beslemeyi itirafa etmeye hazır olmadığına dikkat çekti.