Türk devletinin Kürdistan'da cenazelere ve mezarlıklara karşı uyguladığı işkenceleri değerlendiren HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, "Özellikle son yıllarda cenazelere ve mezarlıklara uygulanan işkenceler Kürtlere karşı bir düşman hukukunun işletildiğini gösteriyor" dedi.

Türk devletinin kuruluşundan bugüne dek Kürdistan'da işlediği savaş suçlarının ve insan hakkı ihlallerinin ardı arkası kesilmiyor. Özellikle Dersim katliamında cenazelere uygulanan işkenceler hala hatırlarda. Yine 90'lı yıllarda Kürdistan'da katledilen Kürtlerin cenazelerine yapılan işkence davaları AİHM'e kadar taşınmıştı. Son yıllarda da Varto, Cizre, Sur ve Nusaybin gibi Kürdistan yerleşkelerinde cenazelerin uzuvlarının kesilmesi, çıplak bir şekilde yerlerde sürüklenmesi, gömülmelerine izin verilmemesi gibi durumlar sıkça yaşanır oldu. Türk devleti, Kürtlere karşı geliştirdiği kirli savaş yöntemlerini gün geçtikçe daha fazla geliştiriyor. En son hasta tutsak Koçer Özdal'ın ve Nusaybin'de cenazesinin 'güvenlik soruşturmasını' geçmediği gerekçesiyle Fetullah Avcı'nın defin işlemleri sırasında engeller çıkarılmıştı.

CENAZELERE YAPILAN İŞKENCELER

Kürdistan'da cenazelere karşı işlenen bu insanlık suçlarını değerlendiren HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, bu yapılanların tamamen bilinçli ve politik bir yaklaşımla gerçekleştirildiğini söyledi. Hiçbir dini inançta böyle bir yaklaşımın söz konusu olmadığını belirten Dündar, şunları kaydetti: "İslam dininde de kim nerede yaşamını yitirirse orada defnedilebilir anlayışı vardır. Türk devleti 90'lı yıllarda aynı şeyleri yaptı. Cenazelere işkence yapıldı, teşhir edildi, kırsalda kurda kuşa yem edildi veya panzerlerin arkasından sürüklendi. Yine kulakları ve elleri kesilen cenazelerle karşılaştık. Kısacası insanlığın dışında ne varsa cenazelere uygulanıyordu. Son yıllarda yine Varto'da bir kadının cenazesini çıplak bir şekilde teşhir ettiler. Ondan sonra ara ara aynı uygulamaları tekrarladılar. Hakkari'de de benzer görüntüler oldu. Birkaç yaralıyı panzerlere bağlayıp yerden sürüklediler."

'KÜRTLERE BOYUN EĞDİRMEK İSTİYORLAR'

Kürdistan'da cenazelere işkence uygulamasının Türk devleti tarafından bir gelenekmişçesine yapıldığını vurgulayan Dündar, "Cenazelere işkence uygulamaktan keyif alıyorlar. Büyük bir insanlık suçu işliyorlar. Ama bunu yaparken cenazelere göre bir yaklaşım sergilemiyorlar, kimliklerine göre yaklaşıyorlar. Kürdün cenazesi olduğunu taktirde böyle bir yaklaşım sergiliyorlar. 'Sen ölsen bile seni mezarında rahat bırakmayacağım' demek istiyorlar. Bu, artık sizin ölüleriniz bile yok anlamına geliyor. Soykırım, inkar ve imha bir yandan devam ederken, diğer yandan da Kürdün onların sistemlerine yaraşır bir biçimde yaşamasını istiyorlar. Açıkçası, Kürtlere boyun eğdirmek istiyorlar" diye konuştu.

'AİLELER, ÇOCUKLARINI TANIYAMIYORLAR'

Cizre bodrumlarında katledilenlerin cenazelerinin hala adli tıplarda bekletildiği bilgisini veren Dündar, konuşmasına şu sözlerle devam etti: "Bir yıl önce bir öğrenci Cizre'de yaşamını yitirmişti, daha geçtiğimiz günlerde ailesine cenazesi verildi. Aileler morglara gittiklerinde cenazelerini tanımıyorlar. Cenazelerin mutlaka bir ya da daha fazla uzvunun eksik olduğu söyleniyor. Birçok aile morglara gittiklerinde ailelerini tanımıyorlar. Mardinli bir aile, Dersim'de yaşamını yitiren çocuklarının cenazesini almaya gittiklerinde, onu tanımamışlar. O kadar çok işkence yapılmış ki cenazesine çocuklarını tanımışlar, DNA eşleşmesinden tanıyabilmişler. Buna benzer daha çok örnek verebiliriz."

'TOPLUM SAĞIR VE DİLSİZ'

Dündar, işkencelerin sadece cenazelere yapılmadığını, özellikle son yıllarda mezarlıkların da bombalanarak düşman hukukunun işletildiğini söyleyerek, şunları ekledi: "Düşmanlık hukuku ile bu ülkeyi yönetiyorlar. Bunu da toplumun ve uluslararası insan hakları kurumlarının kabul etmemesi lazım. Cenazelere ve mezarlıklara yapılan tüm bu saldırılar basında dahi yer almıyor. Türkiye toplumu sağır ve dilsiz durumda. Öldürdükten sonra bile ailelerinin onları defnetmelerine izin vermiyorlar. Bir cenazeyi defnetmek işkenceye dönüşmüş."

'KÜRTLERİ SUSTURMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Kürtlerin insan haklarına dayalı bir mücadele verdiklerini belirten Dündar, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Bugün insan haklarına sahip çıkan tek kuvvet Kürtlerdir. Bu ülkenin demokrasine sahip çıkan, hukukun işlerliğini isteyen yine Kürtlerdir. O yüzden de Kürtleri susturmaya çalışıyorlar. Cenazelere ve mezarlıklara gerçekleştirilen tüm bu saldırıların yegane sebebi budur. Kürtlere ya susacaksınız ve bana boyun eğeceksiniz ya da size karşı düşman hukukuyla hareket edeceğim deniyor."