DTK Eşbaşkanı Öztürk: CPT, AKP'nin suçlarına ortak

AKP-MHP iktidarının ayakta kalabilmek için Kürt Halk Önderi Öcalan'a tecrit uyguladığını söyleyen DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, CPT'nin açık bir şekilde AKP'nin suçlarına ortak olduğunu belirtti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride karşı DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemleri devam ediyor. DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, tecrit ve açlık grevi direnişlerine ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu. Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecridin 1999 yılından bu yana devam ettiğini söyleyen Berdan Öztürk, Öcalan'ın milyonların iradesi olduğunu belirtti. Hükümetin tecrit ile Kürt toplumunu iradesiz bırakmak istediğine dikkat çeken Öztürk, Öcalan'a yönelik tecridin 2015 yılından bu yana farklı bir yöntemle daha da derinleştirildiğini vurguladı.

Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı dönemde ülkenin huzura kavuştuğunu hatırlatan Öztürk, "2013-2014 yılları arasında Öcalan ile yapılan görüşmelerde Türkiye farklı bir evreye geçti. Türkiye bu süreci huzur ve güvenli bir şekilde geçirdi. Bu huzur ve güvenli ortam AKP'nin işine gelmedi ve barış sürecini bozdu. AKP geçmişteki gibi Kürtleri tank ve toplarla yok etmek istedi. Fakat geçmişte de örnekleri var bu planları hiç bir zaman başarıya ulaşmadı. Kürtler şiddet ile bitmez ve bu sorun şiddet ile de çözülmez. Savaş planı devreye girdiği zaman bunu İmralı'dan başlattılar ve Öcalan'a yönelik tecridi ağırlaştırdılar. AKP çok iyi biliyor ki Öcalan'ın sesi barış ve birliğin sesidir. Bundan dolayı ortağı MHP ile tecridi ağırlaştırdı" diye konuştu.

AKP ÖLDÜRÜYOR, ÖCALAN YAŞATIYOR

Öcalan'ın tüm Ortadoğu halkları için barış projesi hazırladığını sözlerine ekleyen Öztürk konuşmasına şöyle devam etti: "Derin güçlerin hepsi bir olup Kürtlere karşı savaş başlattı. İktidarın Türkiye halkına sunacağı bir şey olmadığı için ayakta kalmak adına Kürtleri hedef yapıyor. Fakat bu da onlar için çare değil. Herkes biliyor ki AKP-MHP Kürtler karşısında yenilgiye uğramıştır. AKP öldürüyor, Öcalan yaşatıyor. Ortadoğu halkları Öcalan'ın tek sözüne bakıyor. Öcalan'ın bir sözü bu topraklara kalıcı barışı getirebilir. Tecridin halka hiçbir faydası yok, sadece AKP ve MHP'nin çıkarı var. AKP-MHP yarın gittiğinde Türkiye halkı ağır bir bedel ödeyecek."

CPT'nin takındığı tavra tepki gösteren ve bu şekilde AKP'nin suç ortağı olduğuna dikkat çeken Öztürk, "Sadece CPT değil, AİHM de Öcalan'a yönelik işkenceye ilişkin aldığı karar ile Kürtlere karşı AKP politikalarının bir parçası olmuştur. AHİM'in adın insan hakları mahkemesi ama insan haklarına karşı kararlar alıyor. CPT duyarsızlığı ile kendi değerlerini ayaklar altına almıştır. CPT, Öcalan'a yönelik tecride karşı 3 maymunu oynuyor. CPT ve AİHM'in görevini yerine getirmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.

BARIŞIN ANAHTARI ÖCALAN'DIR

Kalıcı barışın anahtarının Öcalan olduğunu kaydeden Öztürk, "Türkiye'de Kürt sorunu var ve bu sorunun tek muhatabı sayın Öcalan'dır. Bu topraklarda sağlanacak barışın anahtarı Öcalan'dır. Herkes biliyor, tecrit derinleşince Türkiye bir kaosa sürüklendi. DTK Eşbaşkanımız Leyla Güven ve direnişteki diğer arkadaşlarımız AKP-MHP'nin bütün politikalarını boşa çıkardı. Leyla Güven 115 gündür adaletsizliğe karşı direniyor" dedi.

Olağanüstü durumlarda cezaevlerinin devreye girdiğini belirten Öztürk konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "1980 yılında arkadaşlarımız faşizme karşı ölüm orucuna başladı ve dünyanın döngüsünü değiştirdiler. Bu gün de umutların tükendiği anda zindandaki arkadaşlarımız devreye giriyor. Tutsak arkadaşlarımıza karşı özeleştiri vermek zorundayız. Dışarıda yapmadığımız şeyleri onlar içeride yaptı. Eğer tecridi yeterince gündemleştirebilseydik, zindandaki arkadaşlarımız bugün bedenlerini ölüme yatırmamış olacaktı. Süreç bozulduğu zaman saldırıların yapıldığı ilk yer yine zindanlar oldu. Herkesin bu zulme karşı çıkması ve zindanların çığlığına ses olması gerekir."