‘Dört parça Kürdistan’da mücadele gerekçelerimiz aynı’

‘Dört parça Kürdistan’da mücadele gerekçelerimiz aynı’

PYD Eş Başkanı Asiya Ebdula, kadın mücadelesinin dört parça Kürdistan’da mücadele gerekçelerinin aynı olduğunu ifade ederek “Bu açıdan ulusal mücadeleyi güçlendirerek 4 parça Kürdistan’da kendi mücadelemizi kadın örgütlülüğüne dönüştürmemiz gerekiyor” dedi.

Demokratik Özgür Kadın Hareketi, DÖKH’ün “Jin, jiyan, azadi” sloganıyla organize ettiği, Paris’te katledilen üç Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e atfedilen 1. Ortadoğu Kadın Konferansı’na katılan PYD Eş Başkanı Asiya Ebdula ANF’nin sorularını yanıtladı.

Rojava’da eşitlik ilkesine dayalı bir yönetim ve örgütlenme söz konusu bu noktada halkın tepkisi nasıl?

Rojava’daki mevcut sistemdeki çalışmalarımızla kadın eksenli bir yönetim olgusu oturtuluyor. Ve bu boyutuyla örgütleniyor. Yönetim kademelerinin hepsinde kadınlar öncülük yapıyor. Bu bizim açımızdan felsefik ve siyasi anlamda önemlidir. Toplumsal bazı noktalarda sıkıntılar yaşasak da anında müdahale ile bu sıkıntıları aşma çabasındayız. Ancak sistem boyutuyla mücadele sistemimizi yeni paradigmaya göre oturtuyoruz. Toplumda ciddi bir zihniyet değişimi, iradeleşmeyi ve eşitliğe, beraberliğe dayalı bir çalışma yürütüyoruz. Mesela Rojava’da şu anki mevcut durumda alt-üst uygulamaları yok. Cinsiyet eşitliğine uygun bir sistem gerçekliği var.

Rojava devrimi kadın öncülüğünde gerçekleşen bir devrimle beraber oluşturulan yönetimi kısa zamanda oturtmak zor. Ancak bu yönetim biçimini halkın sahiplenmesi de çok önemli. Bu yönetim olgusu, Rojava’da ciddi bir iradeyi ortaya çıkardı.

Rojava’daki yönetim olgusu Kürt kadınlarının öncülük yaptığı bir yönetim biçimi. Bu yönetim çerçevesinde kadına yönelik neler  yapıldı?

Bu yönetim olgusunda kadının özerk yönetimi oluştu. Bu kapsamda Rojava’daki hemen hemen tüm mahallerde kadın meclisleri oluşturuldu. Yaklaşık 15 kadın özgün merkezi açıldı. Üç büyük şehirde kadın akademileri açıldı. Hem örgütsel hem de eğitsel boyutta toplumu aydınlatan, eğiten, yön veren bir durumdadır. Ayrıca kadın rengiyle toplumsal ve şiirsel aydınlanmayı beraber oturtmak açısından üçlü bir boyutta yürütülüyor.  Kadına yönelik şiddetle mücadele, kadının öz iradesini açığa çıkarma ve yine kadın her alana katma konusunda önemli olan yönetim olgusu çerçevesinde ilk etapta yüzde 40’lık kadın kotası Rojava’da oturtuldu. Bu öz savunma, kadının kendini müdafaasını örmek açısından gerçekten önemlidir.

‘KÜRT SORUNU DEMOKRATİK YOLLARDAN ÇÖZÜLMEDİKÇE SURİYE’NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ ZOR’

Siyasal boyutuna ilişkin…

Devrim öncesi bölgenin siyasi konjektörü çok farklı bir durumdaydı. Gerek Kürtler açısından gerekse bölge halkı açısından farklı bir siyaset yürütülüyordu. Devrimle birlikte ciddi kazanımlar elde edildi. Yani birinci boyutuyla; Suriye’deki çıkışımızın nedeni, halkların demokratik ve özgür yaşayabilmeleridir. Siyasetimizin ana merkezi, üçüncü alana dayanıyor. Demokratik bir siyaset ve demokratik, özgür bir yaşama dayalı tüm halkların kendini ifade edebileceği bir noktada demokratik bir Suriye yaratmaktır.  Aslında devrimle birlikte din, dil, kültür açısından çok büyük zenginliklerimizin olduğunu gördük. Ancak bu zenginlikleri koruyabilmek ve yönetime dahil edebilmek noktasında eksikliklerin olduğunu gördük. Sadece Kürtlerin değil bu farklılıkların, zenginliklerin kendilerini bu yönetim içerisinde ifade etmesi gerekiyor. Bu devrim gerçekleşirken çok büyük bedeller ödendi. Ve bu kazanımları bölge halkıyla beraber değerlendirmemiz gerekiyor.

Demokratik siyasetin üçüncü ayağı olarak ise, halkların kardeşliği ve Suriye’deki ittifak politikalarının kalıcı olması için bir çalışma yürütmek gerekiyor. Bu da özgür iradeyi açığa çıkarmakla olur.

Kürt sorunun demokratik çözümü Suriye’de temel bir sorundur. Suriye’deki yönetim olgusunun oturması durumunda Suriye demokratikleşecektir. Ancak Kürt sorunu demokratik yollardan çözülmedikçe Suriye’nin demokratikleşmesi de zordur.

Bu yönetim biçimi Suriye halkları için ne ifade ediyor? Yönetim kademelerinde Kürtler dışında yer alan halklar var mı?

İnkâr ve imha politikasının yürütüldüğü Suriye’de, halkların kendilerini özgür biçimde ifade etmeleri için bu politikaların derhal kaldırılması gerekiyor. Bu yönetim olgusu Suriye halkları Kürtler arasındaki ulusal demokrasiyi de güçlendirecektir. Belli noktalarda bu yönde kazanımlar elde edildi. Bu kazanımları bir Kürt meselesinden çıkararak tüm Suriye halkının sahiplenmesi gerekiyor. Ve yönetim kademelerinde yer alan diğer halklarla beraber mücadelemizi yürütüyoruz.

EBDULA: KADINLARIN BOŞLUK BIRAKTIĞI HER YER KARŞI TARAF İÇİN SALDIRI ALANIDIR

Suriye’de savunma sorunları yaşanıyor mu?

Siyasetimizde savaşı ve şiddeti çözüm modeli olarak öngörmüyoruz. Tüm saldırılara karşı kendi öz savunmasını, özerkliğini kurma isteği var halklarda. Bu da meşru bir durumdur. Bu nedenle Suriye halkı savaşan değil, meşru müdafaa olarak kendini koruyan durumdadır. Suriye’deki savunma sorunları aslında öngörülen çözüm projesidir.

YPG’li kadın savaşçılar uluslar arası medyanın da dikkatini çekti. “Suriye muhaliflerinde dini ağırlıklı bir yapı öne çıkarken, Kürtlerde kadınlar hem ulusal kimlikleri hem de kadın kimlikleri için silahlı mücadele veriyorlar” denildi.  YPG dışında kadınların örgütlü bir mücadelesi (silahlı alan haricinde) var mıdır?

YPG, sadece Kürtler açısından değil bütün Rojava’nın savunmasından, örgütlenmesinden, eğitiminden sorumlu örgütlü bir güçtür. Mesela, Arap köylerine saldırılar yapıldı ve Arap halkının desteğe ihtiyaç duymasından dolayı YPG, Arap halkının da savunmasını üstlendi. Özgün örgütlülük bizim için çok önemlidir. Örneğin, kadınlar için bir konferans gerçekleştirdik ve bu konferansla birlikte kadınlar kendini örgütlü bir güce dönüştürerek YPJ olarak kendini netleştirdi. Fakat yeni bir oluşum olmamızdan kaynaklı çok bilinmiyoruz. Hayatın her alanında kadınlar kendi örgütlülüğünü tamamlamalıdır. Çünkü kadının boşluk bıraktığı her yer karşı taraf için saldırı alanıdır. Bu nedenle hayatın her alanında kadınlar olarak örgütleniyoruz.

YPG toplumun büyük kesiminde PYD’nin bir birimi gibi algılanıyor…

YPG herhangi bir partiye, PYD’ye bağlı değildir. Kürt Yüksek Konseyi’ne bağlıdır ve Kürt Yüksek Konseyi’nde 16 örgüt yer alıyor.

‘ULUSAL MÜCADELEYİ KADIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE DÖNÜŞTÜRMEK GEREKİYOR’

Suriyeli kadın örgütleriyle ortaklıklarınız var mı, varsa hangi düzeyde?

Birçok kadın oluşumlarıyla ortaklaşma sağlamak amacıyla iletişim kurduk. Ve bu iletişim sonucu Suriye Kadın İnisiyatifi olarak bir oluşum kurduk. Ve bunun ardından bir konferans gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönem bunu bir kadın çatı örgütlülüğüne dönüştürmek istiyoruz. Suriyeli, Arap, Süryani, Kürt ve orada yaşayan tüm kadınların bu çatı örgütlenmesinde yer almasını istiyoruz.

Rojava’da kadın örgütlenmesi ne düzeyde? Genel olarak 4 parça Kürdistan’daki kadınlardan beklentileriniz nelerdir?

Bu uzun mücadele sırasında önemli kadın mücadeleleri zaten vardı. Biz şu aşamada bunu tamamlayan pozisyondayız. 4 parça Kürdistan’ın her bir parçasının kendine göre özgünlükleri olsa da genel olarak ulusal kimliğimizi korumak ve ulusal örgütlülüğümüzü var etmek açısından mücadele gerekçelerimiz aynı. Bu açıdan ulusal mücadeleyi güçlendirerek 4 parça Kürdistan’da kendi mücadelemizi kadın örgütlülüğüne dönüştürmemiz gerekiyor. Kürt kadın hareketi olarak biri Amed’de diğeri Hewler’de olmak üzere iki büyük konferans gerçekleştirdik. Ve konferanslar sonucu siyasal ve sosyal anlamda önemli kararlar aldık.

Amed’de gerçekleştirilen 1. Ortadoğu Kadın Konferansı’na ilişkin değerlendirmeleriniz nelerdir?

Bu konferans özellikle Rojava devrimi açısından siyasal konjonktür ve bugün yaşanan siyasal gelişmeler açısından çok önemli bir yere sahiptir. Devrim deneyimlerimizi burada paylaşmamız büyük bir ortaklaşma ile bu sürecin belirleyicisi olduğumuzu açığa çıkarttı.

‘AFRİN VE ÇEVRESİNDEKİ SALDIRILARLA KÜRTLERİN ÖZ YÖNETİMİNİ ORTADAN KALDIRAMAZLAR’

Son günlerde Afrin ve çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Buralardaki saldırılarda ÖSO yine bazı Kürt kesimlerde var deniliyor. Neden Afrin ve neden şimdi?

Bu saldırılar aslında Rojava’daki kazanımların sindirilememesidir. Bu kazanım karşısında karşı güçler ittifak kurarak Kürtlerin direnişini, özerk yönetimini kabul etmeyerek kırmaya yöneliktir. Kürtler bölgede önemli bir örgütlü bir güçtür ve bu halklar tarafından da kabul görülmüştür. Afrin, Serekaniye gibi birçok Kürt bölgesinde, çeşitli yöntemlerle saldırılar gerçekleştiriyor. Ancak Suriye’deki bu saldıralar sonucu oradaki birçok halkın Suriye’yi bırakarak Kürtlerin özerk olarak kendi örgütlülüğünü sağladığı yerlere sığındığını görüyoruz. Aynı zamanda bu saldırılar, Baas rejiminin de ciddi saldırılarıdır. Ve bu saldırılar dönemsel değildir. Belli dönemlerde yoğunlaşan bu saldırılar, Kürt halkına yönelik inkâr ve imha politikalarının devamı olduğunu gösteriyor. Bu politikalardan derhal vazgeçilmelidir. Bu saldırılarla Kürtlerin örgütlülüğü ve öz yönetimini ortadan kaldıramazlar. Rojava halkının direnişi beraberinde bölgenin özgürlüğünü getirdi. Karşı taraf için bu da bir saldırı gerekçesi oldu.