"Kürt ayaklanması beklenenin aksine çok büyüdü. Harput dışında bölgedeki bütün şehirler isyancıların eline geçmiş durumda. 4 büyük Kürt aşiretinin başlattıðı ayaklanmanın merkezi ise artık Diyarbakır. Savaş uçakları bölgeyi bombalamaya devam ederken Ankara'daki Türk hükümeti ayaklanma karşısında çaresiz."
Vossische Zeitung gazetesi, ilk sayfasının ikinci manşetinde Şeyh Said ayaklanmasını 'Diyarbakır Kürtlerin eline geçti' başlıðıyla böyle duyurmuştu. Merkezi Berlin'de bulunan ve Almanca konuşulan bütün bölgelere daðıtılan Vossische Zeitung, 1655'ten başlayarak deðişik isimlerde çıkmış, dönemin belli başlı gazetesiydi.
Nazilerin iktidara gelmesinden bir yıl sonra 1934'de kapatılan bu gazetenin 1918-1934 yılları arasındaki tüm sayıları Kültür Bakanlıðı'na baðlı Prusya Kültür Varlıkları Vakfı'na ait arşivde saklı. Gazetenin o günkü, 26 Şubat 1925 tarihli akşam baskısında Kürt ayaklanmasına ilişkin devamla şu bilgiler verildi:
"Kürdistan coðrafyası yolların olmaması ve yüksek daðlardan dolayı ulaşım açısından elverişli deðil. Bu yüzden Ankara hükümeti ayaklanmayı bastırmak için çok zorlanıyor. Kürtlerin birliðinin olmaması, bölünmeleri ve farklı ilgilerinin olması ise Ankara'nın işine yarıyor. Ele geçirilen Kürt metropolü Diyarbakır gizemli bir şehir ve 4 bin yıllık bir geçmişi var."
Kürtlerin 200 yıldır baskı altında olduðunu, en fazla Ezidilerin zarar gördüðünü yazan gazetenin yorumu ise şöyle: "Diðer sultanların aksine Abduhamit Kürtlerle iyi geçindi. Bu yüzden olacak ki ayaklanmanın önderi Şeyh Said, Ankara hükümetinden halifeliði geri getirilmesini istiyor. Amerikan ve Ýngiliz kaynakları ise Türklerin Orta Asya ülkelerine yayılmasını engellemek için Bolşeviklerin Kürt isyanı çıkardıðını düşünüyor."
"Kürtler Moskova'nın hizmetinde mi?" sorusunu yönelten gazete diðer sayılarında ise bu tezini çürüterek ayaklanmayla Kürtlerin otonomi hakkı istediðini de yazmaktan geri kalmamış. Aslında gazete bir önceki gün, 25 Şubat tarihli akşam baskısında, ikinci sayfada "Kürdistan'da ayaklanma" başlıðıyla ayaklanmayı ilk kez şu şekilde duyurmuştu:
"Anadolu'nun güneyinde Diyarbakır ile Bitlis ve Urfa ile Pers sınırları arasında yer alan 12 şehirde savaş durumu yaşanıyor. Ayaklanmanın önderi Şeyh Said çaðrısında Kürt aşiretlerine otonomi hakkı ve halifeliðin geri getirilmesini istiyor. Çok büyümesine raðmen Ankara hükümeti, ayaklanmanın başarıya ulaşmayacaðını düşünüyor. Türk basını ise dış mihrakların ayaklanmada parmaðı olduðunu iddia ediyor."
'Diyarbakır Kürtlerin eline geçti' manşetinden önce 26 Şubat'ın sabah baskısının 4. sayfasında ise ayaklanma "Türkiye'de savaş" başlıðının altında yeniden verildi. Bu kez Ýstanbul muhabirinin dışında Londra ve Paris'teki kaynaklara dayandırılan haberde şu yeni bilgiler vardı:
'YOÐUN KAR YAÐIŞI VAR, ASKERLER ÝLERLEYEMÝYOR'
"Kürt ayaklanmasının içinde orduda görevli bazı askerler de yer alıyor. Yoðun kar yaðışı Türk birliklerinin ilerlemesini engelliyor. Özel olarak toplanan Ankara hükümeti ise bölgeye yeni birliklerin gönderilmesine karar verdi. Ayaklanmanın Ýstanbul gibi büyük şehirlere sıçramasından korkan hükümet partisinden bazı parlamenterler ise bu şehirlerde askeri yönetimin ilan edilmesinden yana.
Ýngiliz radyosu bu sabah Şeyh Said önderliðindeki 3 bin Kürt askerin Diyarbakır'a girdiðini duyurdu. Şeyh Said'in birliklerine yeni Kürt aşiretlerinin katılmasından endişe ediliyor. Paris'teki kaynaklar ise Ýstanbul'dan gelen ve teyit edilmeyen son dakika bilgisine göre Harbut da isyancıların eline geçti."
Birliklerin bölgeye ulaşımın zor olmasından dolayı ayaklanmanın haftalarca süreceðini tahmin eden Alman "Vossische Zeitung" gazetesi, Mart ve Nisan ayı boyunca da Kürdistan'daki gelişmeleri yakından izledi. Ancak ayaklanma ilk günkü kadar gazetenin dikkat çekmiyor. Artık iç sayfalarda ve kısa haberler bölümünde verilen Kürt tarihindeki bu önemli olaya ilişkin gazetenin diðer haberleri ise sırasıyla şöyle:
KÜRT ÝSYANI (17.03.1925): Chicago Tribune gazetesinin muhabiri, Kürt ayaklanmasının perde arkasına ilişkin çarpıcı bilgilere ulaştı. Onun bilgilerine göre Türk ordusu 75 bin askeri Kürdistan'a gönderecek. Ýngilizler, çatışmaların Musul'a da sıçramasından endişe duyuyor. Şayet Musul'da gerginlik yükselirse Sovyetler, Türkleri destekleyecek.
KÜRDÝSTAN'DA ŞÝDDETLÝ SAVAŞ (29.03.1925): Kürtlerin ayaklanma bölgesinde özellikle de Muş ve Silvan arasındaki bölgede kanlı bir savaş sürüyor. Kürtlerin Irak sınırıyla baðlantısı, şiddetli çatışmaların ardından kesildi.
KÜRTLERLE MEYDAN SAVAŞI: (31.03.1925): Türk basınının aksine bize ulaşan bilgiler ayaklanma bölgesinde şiddetli çatışmaların yaşandıðı yönünde. Sayıları 20 bin ile 30 bin arasında olan isyancıların çoðu atlı ve iyi silahlanmışlar. Erzurum, Diyarbakır, Harput ve Bitlis arasındaki bölgede süren savaşta Kemalettin Sami Paşa komutanlıðındaki Türk birliklerinde 70 bin asker var. Türk ordu yönetimi, bir daha ve sonsuza kadar başka ayaklanmanın olmaması için Kürtleri tamamen ele geçirmek istiyor.
Savaş bölgesine panzer ve uçaklar gönderilirken, Ankara yönetimi hakimiyeti saðlayana kadar, yani uzun süre daha askeri birlikler Kürdistan'da kalacak. Uçaklardan atılan bildirilerde ise Kürtlere 'teslim ol' çaðrısı yapılırken, isyancılara karşı savaşmayan herkesin suçlu olduðu yazıldı. Askeri birliklerin Kürdistan'da yerleştirilmesi 7 milyon Pound'a mal oldu. Bu da Ankara hükümetinin yılsonunda borçlanması demek.
KÜRDÝSTAN'DA TÜRK BAŞARISI (01.04.1925): Türk kaynaklarına göre Muş ve Palu arasındaki bölge, Kürt isyancılarından temizlendi. Kürtlerin doðu ile baðlantısı kesilirken, ayaklanmanın önderi Şeyh Said'in bizzat kendisinin birliklerinin başına geçtiði bildiriliyor. Türkler, Kürtleri cephe savaşına zorluyor. Aðır silahları bulunan Türk birliklerinin acele davranması gerekiyor. (Bu kısa haber ilk sayfada "Orient'te mücadele" başlıklı haberin altında yer aldı. Kürdistan bölgesinin çizildiði bir resmin yer aldıðı bu haberde ise Ýngilizlerin Musul'da ilk petrol kuyusunu kazdıðı bilgisi veriliyor.)
KÜRDÝSTAN'DA KARAR ÖNCESÝ (02.04.1925): Kürt bölgesinde seferber olan Türk ordu birlikleri ilerleyişlerini sürdürüyor ve hali hazırda bölgeyi isyancılardan tamamen temizlediler. Kürt aşiretlerinin Irak sınırı ile baðlantı kurma girişimleri ise başarısızlıkla sonuçlandı. Önümüzdeki günlerde isyancıların sıkıştıðı Hani, Lice ve Tschapatschur'u (Çepaxçur-Bingöl) kapsayan kanlı bir savaş bekleniyor. Burası ayaklanmanın gidişatını belirleyecek. (Bu haber kısa olmasına raðmen dördüncü sayfanın manşeti)
KÜRTLER YENÝLDÝ (14.04.1925): Türk ordu birlikleri, Kürt ayaklanmasının yaşandıðı son bölgeleri de ele geçirdi. Ayaklanmanın başladıðından bu yana Kürtlerin esir aldıðı Türkler de kurtarıldı. Ayaklanmanın lideri Şeyh Said çok az adamıyla daðlara kaçtı. Türk ordusunun 41. birlikleri onun peşinde.
Türk basınına göre ayaklanma bitti. Fakat çatışmalar Mezopotamya'nın derinliklerinde sürüyor. Aslında Kürtlerin yenilgisi sürpriz olmadı. Çünkü Türk ordusunun aðır silahları vardı. Ankara'nın hakimiyetini saðlamak için Türk birliklerinin daha ne kadar Kürdistan'da kalacaðı bilinmiyor. (Haber üçüncü sayfada dünyadan kısa haberler arasında yer aldı)
KÜRDÝSTAN'DAKÝ TÜRK ASKERÝNÝN ÝŞÝ BÝTTÝ (03.06.1925): Savaş haline neden olan Kürt ayaklanmasını bastıran Türk ordusunun işi bitti. Özel kaynaklarımızdan aldıðımız bilgilere göre Musul sınırı yakınında konumlanan çok az sayıdaki asker dışında bölgedeki Türk birlikleri seferini tamamladı. Bu arada eski Türk dışişleri bakanı Şükrü Bey ise Musul sorununu Milliyetler Cemiyeti'nde görüşmek için Cenevre'ye hareket etti. Öyle görünüyor ki Musul meselesi çözülene kadar da Cenevre'de kalacak. (Haber Cenevre'deki tartışmalara ayrılan dördüncü sayfada, altlarda yer aldı)
KÜRT ÖNDERÝ ÖLÜM CEZASINA ÇARPITILDI (30.06.1925): Diyarbakır'da Kürt ayaklanmasının lideri Şeyh Said ayaklanmanın diðer 29 önder kadrosu ile dini siyasi amaçlar için kullandıðı için ölüm cezasına çarpıtıldı. (Ýkinci sayfanın en altında bu kısa habere yer veren gazetenin o günkü manşeti Fransız askerlerinin Ruhr bölgesinden geri çekilme kararına ilişkindi.)