Diyarbakır Emniyet Müdürü 'faili meçhuller'le gitti, 'belki' ile döndü
Diyarbakır Emniyet Müdürü 'faili meçhuller'le gitti, 'belki' ile döndü
Diyarbakır'a yeni atanması nedeniyle gazetecilerle tanışma toplantısı düzenleyen Emniyet Müdürü Recep Güven, faili meçhul cinayetlerin belki bir mecburiyet, belki de bir acil kararla yapıldıðını söyledi. Güven, failli meçhullerin en yoðun yaşandıðı sırada görev yaptıðı Diyarbakıra 16 yıl sonra belki ile döndü. Geçmişin hesabını vermeyen Güven, Kürt sorununa ilişkin itiraflarda bulundu ancak geçmişi eleştirmenin bir olumsuzluk olduðunu söyleyerek, kendini aklamaya çalıştı.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüðü'ne atanan Recep Güven basın mensupları ile tanışma toplantısı düzenledi. Diyarbakır Polisevi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Emniyet Müdürü Recep Güven, Diyarbakır'a 16 yıldan sonra gelip göreve başlamamın aðır sorumluluðunu ve mutluluðunu yaşadıðını söyledi. Bu iki duygunun aslında öyle kolay kaldırılamayacaðını kaydeden Güven, Diyarbakır'da 1991-1996 yılları arasında görev yaptıðını söyledi.
O yılların en zor yıllar olarak bilindiðini dile getiren Güven, "Keşke yaşanmasıydı, hiç olmasaydı dediðimiz bir süreçte Diyarbakır'da hizmet vermeye çalışmıştım. Bir zamanlar yapmaya çalıştıðım projelerim vardı. 16 yıl sonra buraya tekrar geldiðimde meslektaşlarımın bütün hayallerimi gerçekleştirmek temelli emek verdiklerini, işlerine yüreklerini koyduklarını gördüm. Umutlandım. Diyarbakır halkını çok seviyorum. Boşaltılan her köyün, aslında geleceðimize tehdit olduðu bir gerçeði var. Faili meçhule giden insanların her hangi bir sisteme tabi olamayacaðını da biliyorum. Belki bir mecburiyet, belki acil bir kararla yapıldı. Geçmişi eleştirmek gibi bir olumsuzluða girmek istemem. Ama bugün yaşadıðımız sorunun temelinde bunlar var. Kimimiz susarak, kimimiz vurgulayarak, kimimiz kaçarak, kimimiz de vurarak bu sorunu elbirliðiyle büyüttük. Kendi insanlarımızla aramızda kocaman sorunlar çıkardık. Şimdi ise toparlanmaya ve normalleşmeye çalışıyoruz. Yükümüzün çok büyük olduðunu biliyorum. Sadece polisle çözülecek bir sorun olmadıðını da biliyorum. Güvenlikçi yaklaşımlarıyla bu işin çözülmeyeceðini en iyi bilenlerden biriyim" diye konuştu.
ÝŞKENCE EFSANEYMÝŞ!
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, konuşmasında bir konferans için davet edildiði Bahçeşehir Üniversitesi'nde yaşadıklarını da anlattı. Güven, şöyle devam etti: "Konferans esnasında, salondakilerin büyük ünlemlerle bakacakları bir cümle kurdum. 'Daðda ölen teröriste aðlayamıyorsanız insan deðilsiniz' demiştim. Ýnsan katleden, canavarlaşmış bir teröristi de entegre edemiyorsanız devlet deðilsiniz. Ben bu iki duygu arasında gidip geliyorum. Benim yitik evladım daða çıkmış, keşke ulaşabilseydim, keşke ona normal bir hayat sunabilseydim. Keşke onunu terörist olmasına mani olabilseydim diye aðladım. Her teröriste de içim acır. Bu coðrafya çok güzel bir coðrafyadır. Ýnsanıyla, tarihi dokusuyla o kadar güzellikler yetiştirmiş ki. Fakat şimdi canavarlar üretiyoruz. Nedeni ise, eðitimsizlikten, kontrolsüzlükten, insana ulaşamadıðımızdan, insan odaklı hizmet veremediðimizdendir. Biri daða çıkmışsa bundan hepimizin payı var. Benim karakoldaki memurumun kötü davranmasıyla, yapılan aşırı güçten ötürü nedenler var. Konuşacaðız, hep beraber hareket edeceðiz. Çünkü kaybettiðimiz insandır. Patır patır insan ölüyor bu yanlış yolda. Her birinin hayalleri var. Ýnsanları öldürüyoruz. Diðerlerinin yüreklerine kin yerleştiriyoruz. Çocuðu sorguluyorum, gözlerimin içine nefretle bakıyor. Neden böyle baktıðını soruyorum, 'Siz bize işkence yapıyorsunuz' diyor. Efsanelerle bir dünya yaratmış kafasında. Acı çektik ama yeni acılarla bunu sürdüremeyiz. Yeni acılar, yeni kinler oluşturur. Burada hep beraber güzel bir dünya kuralım. Teslim olan teröriste ne için savaştıðını soruyorsun, sadece kızgın olduðunu söylüyor. Sorunu tam olarak ortaya koymazsak çözüm üretemeyiz. Uzun zamandan buyana sosyal devlet olmayı başardık. Herkese ulaşan bir devletimiz var. Devlet insanlara hizmet için vardır. Önce vatan deðil, önce insan. Ýnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven bir gazetecinin 'Kamusal alanda Kürtçe hizmet getirilme konusunda yeni düzenlemeler var, bu konuda siz ne tür hazırlıklar yaptınız?' sorusuna, "Ben arkadaşlara örnek olması açısından ilk adımı atıyorum ve Kürtçe kursa gideceðim" dedi.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüðü'ne atanan Recep Güven basın mensupları ile tanışma toplantısı düzenledi. Diyarbakır Polisevi'nde düzenlenen toplantıda konuşan Emniyet Müdürü Recep Güven, Diyarbakır'a 16 yıldan sonra gelip göreve başlamamın aðır sorumluluðunu ve mutluluðunu yaşadıðını söyledi. Bu iki duygunun aslında öyle kolay kaldırılamayacaðını kaydeden Güven, Diyarbakır'da 1991-1996 yılları arasında görev yaptıðını söyledi.
O yılların en zor yıllar olarak bilindiðini dile getiren Güven, "Keşke yaşanmasıydı, hiç olmasaydı dediðimiz bir süreçte Diyarbakır'da hizmet vermeye çalışmıştım. Bir zamanlar yapmaya çalıştıðım projelerim vardı. 16 yıl sonra buraya tekrar geldiðimde meslektaşlarımın bütün hayallerimi gerçekleştirmek temelli emek verdiklerini, işlerine yüreklerini koyduklarını gördüm. Umutlandım. Diyarbakır halkını çok seviyorum. Boşaltılan her köyün, aslında geleceðimize tehdit olduðu bir gerçeði var. Faili meçhule giden insanların her hangi bir sisteme tabi olamayacaðını da biliyorum. Belki bir mecburiyet, belki acil bir kararla yapıldı. Geçmişi eleştirmek gibi bir olumsuzluða girmek istemem. Ama bugün yaşadıðımız sorunun temelinde bunlar var. Kimimiz susarak, kimimiz vurgulayarak, kimimiz kaçarak, kimimiz de vurarak bu sorunu elbirliðiyle büyüttük. Kendi insanlarımızla aramızda kocaman sorunlar çıkardık. Şimdi ise toparlanmaya ve normalleşmeye çalışıyoruz. Yükümüzün çok büyük olduðunu biliyorum. Sadece polisle çözülecek bir sorun olmadıðını da biliyorum. Güvenlikçi yaklaşımlarıyla bu işin çözülmeyeceðini en iyi bilenlerden biriyim" diye konuştu.
ÝŞKENCE EFSANEYMÝŞ!
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, konuşmasında bir konferans için davet edildiði Bahçeşehir Üniversitesi'nde yaşadıklarını da anlattı. Güven, şöyle devam etti: "Konferans esnasında, salondakilerin büyük ünlemlerle bakacakları bir cümle kurdum. 'Daðda ölen teröriste aðlayamıyorsanız insan deðilsiniz' demiştim. Ýnsan katleden, canavarlaşmış bir teröristi de entegre edemiyorsanız devlet deðilsiniz. Ben bu iki duygu arasında gidip geliyorum. Benim yitik evladım daða çıkmış, keşke ulaşabilseydim, keşke ona normal bir hayat sunabilseydim. Keşke onunu terörist olmasına mani olabilseydim diye aðladım. Her teröriste de içim acır. Bu coðrafya çok güzel bir coðrafyadır. Ýnsanıyla, tarihi dokusuyla o kadar güzellikler yetiştirmiş ki. Fakat şimdi canavarlar üretiyoruz. Nedeni ise, eðitimsizlikten, kontrolsüzlükten, insana ulaşamadıðımızdan, insan odaklı hizmet veremediðimizdendir. Biri daða çıkmışsa bundan hepimizin payı var. Benim karakoldaki memurumun kötü davranmasıyla, yapılan aşırı güçten ötürü nedenler var. Konuşacaðız, hep beraber hareket edeceðiz. Çünkü kaybettiðimiz insandır. Patır patır insan ölüyor bu yanlış yolda. Her birinin hayalleri var. Ýnsanları öldürüyoruz. Diðerlerinin yüreklerine kin yerleştiriyoruz. Çocuðu sorguluyorum, gözlerimin içine nefretle bakıyor. Neden böyle baktıðını soruyorum, 'Siz bize işkence yapıyorsunuz' diyor. Efsanelerle bir dünya yaratmış kafasında. Acı çektik ama yeni acılarla bunu sürdüremeyiz. Yeni acılar, yeni kinler oluşturur. Burada hep beraber güzel bir dünya kuralım. Teslim olan teröriste ne için savaştıðını soruyorsun, sadece kızgın olduðunu söylüyor. Sorunu tam olarak ortaya koymazsak çözüm üretemeyiz. Uzun zamandan buyana sosyal devlet olmayı başardık. Herkese ulaşan bir devletimiz var. Devlet insanlara hizmet için vardır. Önce vatan deðil, önce insan. Ýnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven bir gazetecinin 'Kamusal alanda Kürtçe hizmet getirilme konusunda yeni düzenlemeler var, bu konuda siz ne tür hazırlıklar yaptınız?' sorusuna, "Ben arkadaşlara örnek olması açısından ilk adımı atıyorum ve Kürtçe kursa gideceðim" dedi.
