Diyarbakır Barosu, genel kurul öncesi bir açıklama yaparak cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekti. Divan Başkanı Sabahattin Korkmaz, "Cezaevlerinden bir tek ölümün çıkmaması için tüm tarafları daha sorumlu ve saðduyulu davranmaya, ölümlerin olmaması için makul bir yerde uzlaşmaya çaðırıyoruz" dedi.
Diyarbakır Barosu'nun genel kurulu Cegerxwin Kültür Merkezi'nde başladı. Baro Genel Kurulu öncesinde Divan Başkanı Sabahattin Korkmaz, cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkat çekmek için bir açıklama yaptı.
Hükümetin son yıllarda sorunları daha da çıkmaz hale getirdiðini belirten Korkmaz, "Kürt - Kürdistan meselesi, imparatorluktan devralınan en az yüz yıllık bir meseledir. Ne askeri ve siyasi operasyonlar ne de ret ve inkarla bu mesele çözülmez. Bu yaklaşımda ısrar bu ülkede yaşayan kimsenin yararına deðildir. Ana dilde savunma, ana dilde eðitim, Kürt kimliðinin tanınması, yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması, Kürt milletinin kendi geleceði üzerinden söz ve karar sahibi olması ve kendi kedini yönetme hakkı meşru taleptir. Bu mesele ancak eşitlik temelinde barışçıl ve siyasi müzakerelerle çözülür" dedi.
Tutukluların taleplerinin gerek Baro gerekse Kürt hukukçu ve avukatlarının ortak talepleri olduðunu ifade eden Korkmaz, şöyle devam etti: "Ancak ne sebeple olursa olsun ölüme ve öldürmelere de karşıyız. Açlık grevlerinin ölüm gibi trajik bir sonuca ulaşmamasını diliyoruz. Bunun için herkesten bütün taraflardan azami duyarlılık bekliyoruz. Öncelikle hükümetin bu makul ve meşru talepleri bir an önce kabul edip açlık grevlerini sonuçlandırması gerekir. Bu sadece bir halkın temsili deðil, gecikmiş bir borcun ifasıdır. Ancak hükümet hiçbir adım atmazsa da açlık grevinde bulunan tutsakların eylemlerini ölüme vardırılmamasını talep ediyoruz. Zira hiçbir hak yaşama hakkından daha deðerli ve üstün deðildir. Bütün hakların öznesi olan yaşama hakkı üzerinden hak pazarlıðı yapılmamalıdır. Cezaevlerinde bir tek ölümün çıkmaması için tüm tarafları daha sorumlu ve saðduyulu davranmaya, ölümlerin olmaması için makul bir yerde uzlaşmaya çaðırıyoruz"
Korkmaz, 700 yakın Kürt tutuklunun 'Ana dilde eðitim', 'Kürtçe savunma' ve 'Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması' talebiyle başlattıkları ve ölüm orucuna dönüşen açlık grevlerinin bugün 54'ncü günü olduðunu belirterek şunları söyledi:
"Bugün bu eyleme son verilirse bile, bu insanların bedeni üzerinde telafi edilemez hasarların oluşacaðı muhakaktır. Ne yazık ki, bu gencecik insanların saðlıklarını koruyamadık. Bu hal ölümden beter bir durumdur. Ama ölümleri mutlaka önlenmelidir. Ýnsanlık vicdanında bunun vebali büyüktür. Tarih sorumlu olanlarla mutlaka hesaplaşacaktır. Tutukların talepleri tamamen haklı, meşru, masum ve demokratik taleplerdir. Bu taleplerden 'Kürtçe savunma' ve 'Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması' her tutuklunun adil yargılama hakkının bir parçasıdır. Herhangi bir yasal düzenlemeyi dahi gerektirmeyen, tamamen uygulamadan kaynaklı keyfiyetin yol açtıðı sorunlardır. Ak Parti isterse bu sorunları bir günde aşabilir.
Açıklamadan sonra avukatlar kültür merkezinin önünde 5 dakikalık oturma eylemi yaptı. Eylemden sonra avukatlar oy kullanmak için salona geçti.