Direnişin adı 14 Temmuz

Direnişin adı 14 Temmuz

Amed Zindan direnişi olarak Kürt özgürlük tarihinde yerini alan 14 Temmuz Ölüm Orucunun yıl dönümünü deðerlendiren HPG ve YJA Star gerillaları bugün de aynı direniş ruhuyla direniş sergilendiðine dikkat çekti. Gerillalar Kürt halkının özgürlüðünü saðlayana kadar 14 Temmuz ruhu ile direnişi geliştireceklerini ifade etti.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin Türkiye ve Kürdistan zindanlarındaki insanlık dışı uygulamalarına karşı gelişen direnişlerin en büyüðü hiç şüphesiz 14 Temmuz ölüm orucu direnişi oldu. PKK’nin öncü kadrolarından M. Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’in öncülüðünde gelişen direniş Kürt özgürlük hareketinin gelişimi ve direnişini sürdürmede de temel faktörlerdendi. 1982’nin 14 Temmuz’undan günümüze kadar her yıl Kürtlerin yaşadıðı yerlerde gerçekleşen törenlerle sahip çıkılan 14 Temmuz direnişi ve Kürtlerde yarattıðı ruh günümüzde de canlılıðını korumakta.

Medya Savunma Alanlarında görüştüðümüz HPG ve YJA Star gerillaları 14 Temmuz’u deðerlendirdi. 14 Temmuz’un kendilerine bırakılmış bir direniş mirası olduðunu ifade eden gerillalar şunları ifade etti:

“Kürt inkarına karşı savaş yürütüldü”

Amed Amed: 14 Temmuz’un kahraman şehitlerini anlatacaksak 12 Eylül 1980 darbesi üzerine de birkaç söz söylemek gerekiyor. Kürtlere reva görülen durum yok olma, imha olmaydı. PKK’nin öncü kadrolarından bir çoðu darbe sürecinde tutuklandı. Tabii Kürtleri boðmak istediler. Amaç Kürtlerin yaşamasına, nefes almasına izin vermemekti. Öncesinde Kürtlere reva görülen kölece yaşamı devam ettirmek istediler.

Tabii 1980 öncesi ve 12 Eylül darbesiyle de Kürtlere reva görülene karşı PKK’nin çıkışı yaşandı. PKK Kürtlere reva görüleni kabul etmedi. PKK’nin çıkışı biraz bunun üzerinde gelişti. Amed zindanında gelişen direnişi insanlık tarihi açısından da bir milat olarak görmek gerekiyor. Bu direniş Mazlum Doðan’ın direnişiyle başladı, Ferhat Kurtaylarla devam etti. En son olarak 14 Temmuz direnişi Amed zindanında insanlıða karşı işlenen suça karşı büyük bir direniş oldu. Orada Kürtlerin varlıðı ve yokluðu üzerine gelişen bir savaş yürütüldü. Her türlü baskı, işkence, zulüm ve anlamsız yaşamın Kürtlere dayatılmasına karşı çıkıştı. 14 Temmuz direnişçileri büyük bir direniş yürüttüler. Onların üzerinde yürütülen baskı ve işkence de insanlıða karşı yapılıyordu. Bir kez daha insanlık Amed zindanında yok edilmek isteniyordu. Hem Kürtleri hem de PKK’yi tümde tasfiye etmek istediler. Tabii 14 Temmuz direnişini yürüten arkadaşların direnişleri bu politikaları boşa çıkardı. Kürtlerin varlıðını tüm dünyaya kabul ettirmek için büyük bir ruh ve fedakarlık açıða çıktı. Eðer PKK bu güne kadar büyüyerek geldiyse bunun temel nedenlerinden biri Amed zindanında ki direniştir. Mazlum Doðan’la başlayıp büyük ölüm orucuyla devam eden direniş.

“Bugün de kölelik dayatılıyor”

Bu gün de çok hassas ve tehlikeli bir süreçten geçiyoruz. PKK ve Kürtler bu süreçte de büyük bir sorumluluk aldılar. Bir yıldır Önderlikle görüşme olmuyor, yine düşman Kürtlere reva görülen köleliði tekrardan kabul ettirmek istiyor. Ýşte tüm bu dayatmalara karşı aynı 14 Temmuz’un fedai ruhu ile bir direniş gerekiyor. Eðer önder APO’nun özgürlüðünü saðlamak istiyorsak bütün özgürlük savaşçıları olarak aynı14 Temmuz direnişçileri gibi bir ruh ile sürece katılım saðlamalıyız. Bu bizim görevimizdir. Bir hakikat savaşçısı olarak bu bizim için bir görevdir. Buna göre sürece yaklaşıyoruz. Ýçinde geçtiðimiz süreçte Kürtlerin varlıðı ve yokluðu üzerinde yürütülen politikalara karşı özgürlük savaşının bir militanı olarak üzerimize düşen görevi yerine getireceðiz.

“AKP’nin imhacılıðına da 14 Temmuz ruhuyla direniliyor”

Derviş Pir: 14 Temmuz Amed direnişi bugün de bizim için esas bir direniştir. Belki o zaman biz yaşamadık ama o dönemde Amed zindanında Kürtlere ve PKK kadrolara uygulanan vahşeti hissediyoruz. Ve bugün de yürüttüðümüz mücadelede de onların intikamını ve hesabını almak için mücadele ediyoruz. 14 Temmuz direnişçisi olan arkadaşlar nasıl ki düşmanın tüm vahşetine karşı kendi bedenlerini siper ettilerse bugün de halkımızın ve partimizin bize sunduðu imkanlar ile biz de düşmanda hesap soracaðız. Bugün 12 Eylül politikasının uygulayıcısı olan AKP hükümeti yine Kürdü imha politikalarından vazgeçmedi. Biz de Amed zindanında olduðu gibi bugün de AKP’nin faşizan politikalarına karşı amansız bir direnişin sahibiyiz ve bu direnişi de sürdürmeye devam edeceðiz. Bizler Xeyri arkadaşların bize bıraktıðı direniş mirası üzerinde direnişimizi sürdüreceðiz. Hem de Kemal arkadaşın dediði gibi “yaşamı uðrunda ölecek kadar severek” mücadelemizi sürdüreceðiz. Özellikle Ýmralı işkence sistemini ortadan kaldırana kadar devrimci halk savaşını en dinamik bir şekilde pratikleştireceðiz.

“14 Temmuz direnişi gelenek oldu”

Dıjwar Pasur: Arada otuz yıl geçmesine raðmen 14 Temmuz direnişini insan duyduðunda çok etkileniyor. 14 Temmuz Kürtlerin iradesi ve varlıðı için bir dönüm noktasıdır. O arkadaşlarımızın direnmek için ellerinde sadece bedenleri ve iradeleri vardır. Düşmanı ancak o şekilde boşa çıkarabildiler. 14 Temmuz direnişi günümeze kadar şehit Beriten ve şehit Zîlan gibi arkadaşlarla bir gelenek haline geldi. PKK ile Kürtlerin gerçeði açıða çıktı. O miras Kürtler için bir devrim yarattı.

Bugün de Kürtler üzerinde yürütülen soykırım ve imha politikalarına karşı Kürtlerin bir direnişi var. Bu direnişin en büyüðünü Önder APO on dört yıldır Ýmralı’da sürdürüyor. Önderliðin bu duruşu karşısında gerilla daha öfkeli ve mücadeleye daha fazla sahip çıkan, güç alan bir pratiðin sahibidir. Biz Kürt özgürlük gerillaları olarak kendimizi 14 Temmuz direnişçilerine ve önderliðe borçlu hissediyor ve ona göre mücadeleye katılıyoruz.

“Özgürlük 14 Temmuz ruhuyla kazanılır”

Sinan Amed: 14 Temmuz direnişi Kürt halkı için kutsal ve anlamlı bir direniştir. O süreçler de Kürtlerin varlıðı-yokluðu tartışılıyordu. Öyle bir duruma gelmişti ki artık Kürt diye bir şey yok deniliyordu.

14 Temmuz gibi bir direniş büyük bir irade istiyordu. Çünkü Kürtler yok olmaya doðru gidiyordu. Kürdün adını söylemek bile çok zordu. Kürtler bile kendi Kürtlüklerini inkar ediyordu. Böyle bir ortamda Kürtlerin varlıðını savunmak ve bunun için mücadele etmek büyük bir irade gerektiriyordu. PKK böyle bir irade ortaya çıkardı.

Bugün de PKK 14 Temmuz direnişinin ruhu üzerinde yürüyor. O günün ruhu bugün de var ve var olmaya devam edecek. Ancak 14 Temmuz ruhu gibi bir ruh Önderliðin ve Kürtlerin özgürlüðünü saðlayacaktır. Eðer o direniş ruhu olmasa özgürlüðümüzü saðlayamayız. Bugün de şehit düşen arkadaşlarımız oluyor. Şehit düşen arkadaşlarımızın hepsi de 14 Temmuz direnişi üzerinde yürüyor. Bu ruh olmazsa Kürdistan’da hiç kimse özgürlüðe ulaşamaz.

“14 Temmuz Kürtlerin birliði için bir Mirastır”

Zelal Siirt: 14 Temmuz Kürt halkının örgütlülüðü ve birliði için bir mirastır. Geçen otuz yıllık süreçten bugüne kadar bizim için sınırsız bir direniştir. Faşist Türk devleti her zaman Kürtlerin imhası için çalıştı. Ama 14 Temmuz direnişi ile gelişen direniş ruhu Türk devletinin bu faşist politikalarına karşı bir direniş geleneði başlattı ve günümüze kadar da geldi.

Bugün de hem Önder APO, hem halkımız, hem zindandaki arkadaşlarımız hem de gerilla 14 Temmuz direniş ruhu ile direnmektedir. Kimse bu gerçeði de gizleyemez. On dört yıldır önder APO geri adım atmadan direniyor. Bugün 14 Temmuz direnişi her gün kendisini yeniliyor. Hem Kürt halkı için hem de Kürt özgürlük hareketi için büyük bir mirastır. Bizler de bu davanın militanları olarak önder APO’ya ve Kürt halkına cevap olmak için sonuna kadar ve 14 Temmuz ruhu ile özgürlüðü elde edene kadar mücadele edeceðiz.