Direniş orucu 7 kentte sürüyor

Din alimlerinin Demokratik İslam Kongresi'nin çağrısıyla 30 Ocak'ta başlattığı direniş orucu, 7 kentte sürüyor. Sıkıyönetimin son bulması için başlatılan direniş orucu, İzmir ve Ankara'da da yapılacak.

Demokratik İslam Kongresi'nin çağrısıyla sıkıyönetim ilan edilen mahallelerde yaşanan vahşete karşı başlatılan "direniş orucu" devam ediyor.

30 Ocak'ta Diyarbakır'ın Bağlar ilçesindeki Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin (DİAY-DER) binasında başlayan direniş orucu, 1 Şubat'ta Sümerpark'a taşındı. İstanbul'da da 30 Ocak'ta Şirinevler'deki DİAY-DER binasında başlayan direniş orucu devam ediyor. 

"Zulme karşı direniş orucu" sloganıyla süresiz dönüşümlü bir şekilde yürütülen direniş orucu İstanbul ve Diyarbakır'ın yanı sıra Mardin ve Van'da 30 Ocak'ta, Muş ve Mersin'de 1 Şubat'ta, Adana'da 3 Şubat'ta, İzmir'de 4 Şubat''ta, Ankara'da 5 Şubat'ta direniş orucu başlayacak.

'BU NE İSLAMİYETE NE DE İNSANLIĞA SIĞAR'

Direniş orucunda olan Muş MİAYDER Başkanı Ahmet Sadioğlu, sıkıyönetimin ilan edildiği yerlerde İslamiyet'in tüm kurallarının da yok sayıldığını söyledi, "Allah bütün halkları ve insanları eşit yarattı, 'Kimsenin hakkını inkar etmeyin' dedi. Ama buna rağmen Kürt halkının dili, kimliği ve hakları gasp edildi" dedi.

Katledilenlerin cenazelerinin defnedilmesinin bile engellendiğini belirten Sadioğlu, şöyle konuştu: "Bugün devlet cenazeye de tahammül edemiyor. Cizre'de cenazeler 10 gündür yerde, defnedilmelerine izin verilmiyor. Yaralıların hastaneye götürülmesine izin verilmiyor. Eğer bu İslam'dır deniyorsa, eğer 'Müslümanım' deyip bunun onaylayan varsa, diyeceğim tek şey onların İslam'dan bir şey anlamadığı. İslam'a göre bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş olur."

Sadioğlu, bu zulmün ve ölümlerin önüne geçmek ve barışı tesis etmek amacıyla başladıkları direniş orucu devam ettireceklerini vurguladı.

Direniş orucunda yer alan din alimlerinden Abdulvahap Aydın da Cizre'de günlerdir bir evin bodrum katında 7 cenazenin bekletildiğini hatırlattı, "Bu ne İslamiyet'e ne de insanlığa sığar. Ölülere dahi bu kadar tahammülsüzlüğün sonu iyi olmayacak. Bu politikaların sonradan telafisi çok zordur. Ölüm kimseye fayda getirmez. Barışta herkese fayda vardır" dedi.