Dev-Yapı-İş: Bu ateş sizi de yakar!

DİSK'e bağlı Dev Yapı-İş Sendikası, Ataşehir Belediyesi önünde kendini yakan taşeron işçi Ramazan Karabacak durumuna ilişkin belediye önünde basın açıklaması yaptı. Eylemciler, iktidar ve patronları uyardı: “Bu ateş sizi de yakar!”

DİSK’e bağlı Dev-Yapı-İş Sendikası üyeleri, Ataşehir Belediye ‘ye bağlı Canlar isimli Taşeron firmasında çalışırken 3 aylık ücreti alamadığı için kendini yakan işçi Ramazan Karabacak için belediye önünde açıklama yaptı.

Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde tutulan Karabacak’ın ailesinin yer aldığı açıklamaya, HDP Milletvekili Musa Piroğlu, DİSK Yönetim Kurulu üyesi Kamber Saygılı ve çok sayıda işçi katıldı.

“Bu ateş sizi de yakar, krizin bedelini ödemeyeceğiz” yazılı pankartın açıldığı eylemde, ilk söz alan Dev-Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut, Salı günü belediyede yaşanan kendini yakma eyleminin krizin yarattığı bir sonuç olduğunu vurguladı.

Binlerce işçinin en temel hakkı olan ücretini alamadan işsizler kervanına katıldığını hatırlatan Karabulut, sendikalı olmadıkları için bu sömürü karşısında ne yapacaklarını bilmeyen ve bunalıma giren işçilerin son çare olarak kendi yakma eylemine giriştiğini belirtti.

Ekonomik krizi yaratanların krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek istediğine işaret eden Karabulut, krizin faturasını ödemeyeceklerinin ve elleri ve kafasının üst tarafı yanan işçi Karabacak’ın davasının sonuna kadar takipçisi olacaklarının altını çizdi.

‘AKP 16 YILDA ÜLKEYİ TEŞERON CUMHURİYETİNE DÖNÜŞTÜRDÜ’

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kamber Saygılı, bedenini ateşe veren işçi ve ailesine geçmiş olsun dileklerini sunarak sözlerine başladı.

“ Taşeronluk demek başta iş cinayeti demektir. Taşeron demek ç ucuza çalışmak, ücretini alamamak demektir ” vurgusunu yapan Saygılı, şunları kaydetti: “Burada yaşanan sorun tekil bir sorun değildir. 16 yıldır bu memleketi yönetenler ülkeyi bir taşeron cumhuriyetine dönüştürmüşlerdir. Neredeyse her gün taşeronda çalışan 5 işçi arkadaşımız iş cinayetlerine kurban gidiyor. Taşeronda çalışan arkadaşlarımız ücretlerini alamıyor. Bu eylem tekil değil; Ankara’da TOKİ inşaatında çalışan işçiler ve Okmeydanı’nda çalışan işçiler ücretlerini alamadıklarından dolayı günlerdir direniyorlar. Nerede taşeronluk varsa, hangi belediye olursa olsun, hangi parti olursa olsun bizim sendikalı olarak görevimiz taşeronluğa karşı mücadeleyi sürdürmektir. ”

‘BU TRAJEDİNİN SORUMLUSU İKTİDARDIR!’

HDP Milletvekili Musa Piroğlu ise, yaşanan bu trajedinin 16 yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği nokta olduğunu kaydetti. Bu 16 yılın sonunda iktidar ülkeyi patronlar için dikensiz bir gül bahçesine çevrilirken, işçilere bir cehennem dönüştüğünü vurgulayan Piroğlu, şunları söyledi: “ İşçiler ya şantiyelerde, tünellerde, fabrikalarda ölümüne çalışacaklar, ya da emeğinin karşılığını almak için bedenlerini ortaya koyacaklar. 16 yıllık talan politikası taşeronu zorunlu hale getirmiştir; 16 yıllık talan politikası yeni zenginler yaratırken, milyonları yoksulluğun ve sefaletin içini atmış, işçilerin örgütsüz kılmak için her türlü çeşit adımı atmıştır. Bu trajedinin bir tek sorumlusu vardır o da AKP iktidarıdır.”

KRİZİN FATURASINI ÖDEMEYECEĞİZ

Konuşmaların ardından açıklamayı okuyan Dev-Yapı-İş İstanbul Üçüncü Bölge Temsilcisi Hasan Oğuz, siyasal iktidar her ne kadar kriz yok dese de işçiler yaşamımızda bunun böyle olmadığını görüldüğünü vurguladı.

Krizi fırsat bilen patronların taşeron sistemini de kullanarak para kazandığı halde ödemelerini yapmadığını hatırlatan Oğuz, ücretleri ödenmeyen onlarca işçinin ya binaların tepesine çıktığını, ya da dün olduğu gibi bedenini ateşe verdiğini hatırlattı.

Evine haciz gelen, çocuğuna harçlık veremeyen, ev kirasını, faturalarını ödeyemeyen işçiler bunalıma girerek kendine zarar verme yoluna gittiğini vurgulayan Oğuz, “Krizden çıkış için patronları kurtarma derdinde olan hükümet işçilerin çığlıklarını, haykırışlarını duymuyor. Sanki krizi biz yaratmışız gibi faturayı bize ödetmek istiyorlar. Ödemeyeceğiz” dedi.

Açıklama “Köle değiliz işçiyiz birleşince güçlüyüz”, “ İnşaat işçisi köle değildir” sloganlarıyla sona erdi.