Dersim Soykırımı 86. yılında İstanbul’da protesto edildi

Tertele’nin 86’ncı yıl dönümü dolayısıyla Kadıköy’de yapılan anmada konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Alevi halkının mücadelesi ile katliamın boşa çıkarıldığını belirterek, “Alevi halkının mücadelesi bizim mücadelemizdir” dedi.

Dersim’e dönük 4 Mayıs 1937’te başlatılan tertele, Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF), Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) ve Dersim Araştırmaları Merkezi öncülüğünde Kadıköy’de bulunan Rıhtım Meydanı’nda düzenlenen eylemle protesto edildi.

Eylemde, “Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik”  ve Kürtçe “Kara gün” yazılı pankart taşındı. Eylemde katledilen çocuk, genç, kadın ve Seyit Rıza’nın fotoğraflarının yer aldığı dövizler de taşındı.

Eyleme, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Turgut Öker, Cengiz Çiçek, Hasan Cemal, Cemil Güngören ve çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı. Eylem, katledilenlerin anısına saygı duruşu ile başladı.

‘4 MAYIS KARA GÜN’

DEDEF Yönetim Kurulu üyesi Sebahat Babayiğit, “Kendini unutma” diyerek, sözlerine başladı. 4 Mayıs’ı “kara gün” olarak nitelendiren Babayiğit, “Dersim 37-38, ‘birlik beraberliğimizi nasıl kurduk’ hikayesinin en kanlı sayfasıdır. Gerçek birlik ve beraberlik Dersim 37-38 ile yüzleşmeden, onarmadan mümkün değildir. Dersim 37-38 sadece Dersimlilerin değil ülkemizde yaşayan herkesin sorunu olmalıdır. Bu sebeple Dersim’de devlet eliyle yaşatılan bu tertele, bugüne kadar yalan perdesi ile üstü örtbas edilmek istendi. Bu yalan perdesini yırtıp atmak Türkiye halklarının ortak çabasıyla ancak mümkündür. Devletin olanaklarını ellerinde bulunduran bugünkü siyasilerin ileri demokrasi adına yapacakları en büyük iyilik, Dersim dosyasını siyasi malzeme olarak kullanmadan, Dersim’in önemli kara kutusu olan dosyayı açıklamasını sağlamaktır” diye konuştu.

RESMİ ÖZÜR TALEBİ

Türkiye’nin resmi olarak özür dilemesi gerektiğini belirten Babayiğit, “Dünyada pek çok örneği vardır. Bu sebeple kurumsal olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi geçmişte yaptığı bu hatayı, bir kanunla düzeltmeli ve çıkarılacak bir kanunla taleplerimizi yerine getirmelidir. Biz Dersimliler hiçbir şeyi unutmadık. Hiçbir şeyi affetmedik. Arşivler açılsın ve Dersim ismi iade edilsin. Dersim halkından resmi olarak özür dilensin. Ailelerinden alınan, evlatlık alınanlar açıklansın. Mezar yerleri açıklansın. Kızılbaş inancına özgürlük tanınsın. Dersim’de doğanın talanına yol açacak projeler iptal edilsin” diye belirtti.

‘HAKİKAT YERİNİ BULUNCAYA KADAR MÜCADELE’

Daha sonra söz alan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili adayı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürtçe’nin Kirmanckî lehçesi ile sözlerine başladı. 4 Mayıs’ı kara gün olarak gördüklerini belirten Uçar, “Şu soruyu sorarak başlamak gerekiyor; 4 Mayıs’ta gerçekleşen bu tertele, bu katliam bu ülkeye ve halklarına ne sağladı? Geldiğimiz aşamada, yaşamın bütün alanlarına bu devletin üzerinde yükseldiği tekçilik, bu teklemeye başlamış durumda. Alevilerin inançları, alevlerin yaşadığı bütün mekanlar bizim açımızdan ve toplum açısından bir hak ve hakikate tekabül ediyor. Yok etmek istedikleri bu hak ve hakikatin kendisiydi. Geldiğimiz aşamada başaramadıklarını söylemek gerekiyor. Katliamda yitirdiğimiz bütün canların ruhu Munzur’da, Dersim’in dağlarında ve Dersim’in ziyaretlerinde. Buradan kaybettiğimiz, yitirdiğimiz herkese sessimiz ulaşsın diyoruz. Sizin kavganız, mücadeleniz bugün başta Dersim halkı olmak üzere bütün Türkiye toplumuna sahipleniyor. Dersim’in hakkı, hakikati yerini buluncaya kadar bu mücadele devam edecek” ifadelerini kullandı.

‘ALEVİ HALKININ MÜCALEDESİ BİZİM MÜCADELEMİZDİR’

Katliamı gerçekleştirenlerin de travma yaşadığını ifade eden Uçar, “Birçok belgesel çekildi, araştırma yapıldı. Bu katliama ortak olanlar bile uzun süre travma yaşadı. Dolasıyla geldiğimiz aşama Türkiye, giydirilmek istenen tekçilik gömleği, en çok Dersimlilerin mücadelesi ile yıkılmış durumda. Türkiye’de yaşayan bütün haklar ve inançlar, bize dayatılan tekçiliğe karşı mücadele yürütüyor. Biz kayıp kızlarımızın akıbetini, biz Alevi önderlerimizin mezarlarını, akıbetinin açıklamasını talep ediyoruz. Alevi halkının mücadelesi bizim mücadelemizdir” diye konuştu.

Daha sonra eyleme katılanlar oturma eylemi düzenledi. Bu esnada sanatçılar da katliam sonrası yakılan ağıtları seslendirdi. Sonrasında ise denize karanfiller bırakıldı.

ANKARA

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Ana Fatma Cemevi’nde Dersim Soykırımı’na yönelik anma programı gerçekleştirdi. Soykırımda yaşamını yitirenleri anmak üzere dara durulması ile başlayan program, ardından çerağ uyandırma ile devam etti. Çerağ uyandırmanın ardından DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak soykırıma ilişkin açıklama yaptı.

Alevilerin mücadeleyi yükseltmek zorunda olduğunu söyleyen Karabudak, “Mezarsız, kefensiz yatanlarımızı bir kez daha saygı ile anıyor, devirleri daim olsun. Direnişiniz mirasımızdır!” dedi.

Karabudak’ın ardından Alevi Piri ve yazar Seyfettin Elaldı söz aldı. “Dersim Destanı” adlı şiir kitabını yazan Elaldı: “Yazdığım destanın yazarı ben değilim. Bu destanın yazarı o dönemi yaşayan tanıklardır. Ben sadece sözcükleri bir araya getirdim” dedi. Elaldı, konuşmasını ardından yazdığı “Dersim Destanı” adlı şiiri okudu.