Demirtaş: Hükümetin 'silahlar sussun' projesi yok

Demirtaş: Hükümetin 'silahlar sussun' projesi yok

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetin Kürt sorunu konusunda yaptıðı açıklamalara inanmamak gerektiðini ifade ederek, "Şu anda ne bir görüşme, diyalog ve müzakere vardır ne de hükümette bir arayış vardır" dedi. Demirtaş, “Silahlar sussun kısmıyla ilgili ne bir projeleri ne ciddiyetleri ne de sonrasına ilişkin bir projeleri var” diye ekledi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoðan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroðlu arasındaki görüşmeyi deðerlendirdi.

Demirtaş, “"Ortada Kürt sorunu gibi devasa, geçmişi 100 yılı aşan bir sorun var. Bu sorunu çözmek için ciddi politikaları, diyalogu, barışçıl yöntemleri esas alan politikaları her zaman destekledik. Bugün de farklı bir noktada deðiliz. Bu görüşmeyi şu andaki haliyle biz ne hiçleştiriyoruz ne de 'her şey bu görüşme ile çözülebilir' diyebiliyoruz” dedi.

PROJE YOK

“Bu konudaki bütün yaklaşımları dikkatle izliyoruz” şeklinde sözlerini sürdüren Demirtaş, şunları ekledi: “Kürt sorunu gibi ciddi bir sorun ele alınırken herkes ciddi olsun istiyoruz. Söylemlere bakınca kan akmasını isteyen kimse yok. Ancak pratikte bunu yapan kimse de yok. 5 yıldır parlamentodayız, 4 kez sınır ötesi teskere çıktı. Bu 3 parti 'evet' dedi. Bunlar savaşta ortaklaştılar.”

Demirtaş, “Eðer barış istiyorsanız, bu konuda barış isteyenler kadar cesaretli olacaksınız. Silahlar kesinlikle susmalıdır, devlet de PKK da karşılıklı savaşmayı bırakmalıdır. Silahlar sussun kısmıyla ilgili ne bir projeleri ne ciddiyetleri ne de sonrasına ilişkin bir projeleri var. Hem Başbakan'ın hem de CHP yetkililerinin görüşme sonrası yaptıðı açıklamalara bakarsanız, hak ve özgürlüklere dair tek bir kelime bile edilmiyor” dedi.

UCUZ BÝR UYANIKLIK

Sadece 'terörle mücadelede daha fazla ortaklaşmalıyız' denildiðini ifade eden Demirtaş şöyle devam etti: “Zaten ortaksınız terörle mücadelede. Ortada bir terör sorunu yok. Ortada Kürt halkı gibi kadim bir halkın, anadilde eðitim, kendi kültürüyle, kendi ana vatanında Kürdistan'da siyasi statüsüyle yaşama sorunu gibi ciddi bir sorun var. Siz bu meseleye ne diyorsunuz? Bunu anlatmanız lazım. 'Sadece terör sorunu vardır. Bundan da biz ülkemizi kurtaracaðız' demek, meseleyi ya anlamamış olmaktır ya da karşısındakileri saf sanmak gibi ucuz bir uyanıklıktır. Herkes eteðindeki taşları açık bir şekilde ortaya dökmeli.”

Demirtaş, "Sürecin diyaloga, müzakereye evirildiði, artık sorunun barışçıl yöntemlerle çözülmesi iradesinin geliştiði" tespitinin partilerince yapılmadıðı sürece, hükümetin yaptıðı ve yapacaðı açıklamalara inanılmaması gerektiðini vurguladı. Demirtaş, "Şu anda ne bir görüşme, diyalog ve müzakere vardır ne de hükümette bir arayış vardır" diye ekledi.

Demirtaş, Roboski katliamı konusunda hükümetin tavrına sert tepki göstererek, "Vicdanınızla çıkıp sadece bir özür dileyeceksiniz, bunu yapamadınız, neyin açılımından söz ediyorsunuz? Aradan geçen 6 aya raðmen çıkıp bir özür dilemiyorsunuz, 'açtık, açacaðız' politikasıyla hala toplumu oyalamaya çalışıyorsunuz" diye konuştu.

DEMOKRASÝ VE ÖZGÜRLÜK YOKSA, SAÐLIK ALANI DA GELÝŞMEZ

Selahattin Demirtaş bu açıklamaları, BDP’nin başlattıðı "Diyalog Toplantıları" kapsamındaki "Saðlıkçılarla Buluşma" toplantısında yaptı.

Hükümetin saðlık politikalarını eleştiren Demirtaş, bir yerde demokrasi ve özgürlükler gelişmemişse, orada saðlık alanında gelişmeden de söz edilemeyeceðini vurguladı. Demirtaş, genel sistem eleştirisi yapmadan sadece saðlık politikalarını eleştirerek bu alana öneri getirilemeyeceðini kaydederek şöyle dedi:

"Her şeyin para ile ölçülebildiði inancıyla hareket eden sistemin, saðlık hakkını koruyabileceðini düşünmek yanılgı olur. Türkiye'nin geldiðimiz aşamada bütün boyutlarıyla içinde bulunduðu hazin durumu, tek başına hükümetin saðlık politikasıyla açıklayamayız. Hükümetin dünyaya, ekonomiye bakış açısı, uluslararası sermaye ile kurduðu ilişkiler, ülke vatandaşına biçtiði deðer ve anlam, bütün bunlar saðlık politikasında boy verir, uç verir.”

Demirtaş, “Belki de devleti en çıplak haliyle görebildiðimiz iki alandan biridir saðlık alanı. Biri cezaevi, biri de saðlık alanıdır. Devlet ve vatandaşın aracısız kaldıðı en etkili alandır. Türkiye'de bu iki yer, AKP'nin politikalarının ne olduðunu çok net gösteren iki alandır ve ikisi de maalesef ki içler acısı durumdadır” şeklinde konuştu.