Demirtaş: AKP sapkın bir tarikata dönüştü

HDP’nin İzmir kongresinde konuşan Demirtaş: Karşınızda bir siyasi parti yok. Keşke AKP bir siyasi parti olsaydı. Biz onunla siyasi alanda mücadele etmekten memnuniyet duyardık. Ama sapkın bir tarikata dönüştü.

HDP’nin İzmir kongresinde konuşan Demirtaş: Karşınızda bir siyasi parti yok. Keşke AKP bir siyasi parti olsaydı. Biz onunla siyasi alanda mücadele etmekten memnuniyet duyardık. Ama sapkın bir tarikata dönüştü.

HDP İzmir İl Örgütü, olağanüstü kongresini HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın katılımıyla Tepekule Kongre Merkezi'nde gerçekleştirdi. Tutuklu HDP İl Eşbaşkanları Cavit Uğur ve Dilek Aykan'ın cezaevinden gönderdikleri mesajının okunduğu kongrede konuşan İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, ülkenin olağanüstü bir durum yaşadığını belirterek, Kürt yaşam coğrafyasında insanların katledildiğini ve siyasi soykırıma uğratıldığını söyledi. Sorunun çözümsüzlüğe itildiğini ve siyaset yapılamadığını dile getiren Doğan, direniş ruhunun eninde sonunda başarılı olacağına inandığını vurguladı. Siyasi soykırımların ve il eşbaşkanlarının tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Doğan, dokunulmazlıklara ilişkin ise, "Bir milletvekilimize dokunulduğunda 59 milletvekiline dokunulmuş sayacağız. Orayı da gericilere bırakmayacağız" dedi.

İzmir Milletvekili ve HDK Eşsözcüsü Ertuğrul Kürkçü ise, demokrasiyle yerle bir olan AKP'nin darbe yaptığını söyleyerek, "Bize dert oldu onun darbesini engelleyemedik, ona da dert olsun o darbeyi mutlaka başına geçireceğiz" dedi. Darbe yoluyla bütün devlet idaresinin ele geçirilmiş olmasının sosyal gerçeği değiştirmediğini kaydeden Kürkçü, HDP'nin 1 Kasım'daki desteği neyse bugün daha fazla olduğunu söyledi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu sefil sürüye katılmaması gerektiğini vurgulayan Kürkçü, HDP'li vekillerin haklarının ortadan kalkmasına destek olmakla demokrat olunmayacağını, ancak faşistlerin kuyruğu olunacağını söyledi. Kürkçü, tüm kesimleri HDP ile geleceğe sahip çıkmaya çağırdı.

DEMİRTAŞ: TEKÇİ POLİTİKALARINIZ HALKLARIMIZA ÇOK BÜYÜK ACILAR YAŞATTI

Daha sonra partililere seslenen HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Ermeni Soykırımı'nın yıldönümünde bu kongreyi gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bugün 101 yıl önce Ermeni Soykırımı'nın başladığı gündür. Ve 101 yıldır Hrant Dink'in deyimiyle Ermeniler, bu topraklarda öldürüldüklerinin ispatlamaya çalışıyor. Kürtler bu topraklarda yaşadıklarını ispatlamaya çalışıyor. Tekçi politikalar halklarımıza çok büyük acılar yaşattı. 1915 İttihat ve Terakkisi'nin bugün günahlarını ve suçunu taşımak zorunda değiliz. Geçmişteki büyük hatalarla yüzleşerek güvenli bir şekilde geleceğe bakabiliriz. Ermeni Soykırımı yüzleşmeyi hak ediyor. Aksi taktirde sahte bir kardeşlik ve yurttaşlık anlayışıyla nereye kadar giderebiliriz ki? Kardeşlikse, eşitlikse, adaletse içi dolu olmalı bunlar içi boş laf olarak kalmamalı. Soykırımda yaşamını yitirenleri anıyoruz" dedi. 

Ülkenin bir bölümünde ağır çatışmalar yaşanırken, 1990'lı yıllarda olduğu gibi batının habersiz olduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle dedi: "Ben 1991-92-93'te burada üniversite öğrencisiydim ve o günlerde köyler yakılmaya başlamıştı. Biz burada üniversite öğrencileri olarak İzmirli insanlarımıza olan biteni anlatmaya çalışıyorduk. Fakat aradan çok uzun yıllar geçti biz Türkiye'nin batısına 90'larda olan biteni anlatmadığımızı gördük. Eksikliği kendimizde gördük. Yaptığımız bütün bilgilendirme faaliyetleri terörist faaliyetler sayılıp tutuklanıyordu. O dönem DGM savcıları harekete geçiyordu. Devlet katliam yapmaz deyip o dönemin hükümetlerini aklıyorlardı. Bahsettiğim bundan 25 yıl önceydi. Şimdi 2016 yılındayız bu kadar iletişim olanağı var, neredeyse hiçbir şeyi saklamak mümkün değil. Fakat batıdakiler yine haberdar değil. Bir grup vicdanlı insan ülkenin bir tarafından vahşet uygulandığını batısına duyurmaya çalışıyor." 

Katliamların sorumlularını işaret eden Demirtaş, şöyle devam etti: "Bunların sorumluları neredeyse kahraman ilan edilecekler. Bugün yaşananlara dair hep birlikte sessiz kalırsak Cizre, Nusaybin'de yaşananlar yaşanmamış gibi davranırsak Kürt-Türk kardeşliğini nasıl savunacağız? Savunmakta zorlanırız. Burada bir medya manipülasyonu var. Ne yapılırsa yapılsın sadece HDP'yi suçlamakla çalışan bir grup var. Parasını Saray'dan alan sözde gazeteci ancak gazetecilikle alakası yok. Sözde yazar ancak kalemini satmıştır. Siz sadece havuz medyasını dinlerseniz zannedersiniz ki Cizre'yi talan eden HDP'dir. Böylesine büyük bir manipülatif anlayış ülkeyi iki ayrı kutba dönüştürdü. Savaştan beslenenler ve barıştan yana olanlar." 

Siyasi soykırım operasyonlarına rağmen HDP olarak gerçekleri anlatmaya devam edeceklerini vurgulayan Demirtaş, "Bizler, gençler, kadın arkadaşlar bugünden itibaren İzmir'i ev ev dolaşmalıyız. Gerçekleri anlatmalıyız. Biz bu ülkenin ortak çıkarları için mücadele ediyoruz. Direnen bir biz kaldık. Dipdiri ayaktayız. En korktukları şeyleri söylüyoruz. Barış diyoruz. Akademisyenlerin başına gelen barış deyince tüyleri diken diken olanların onlara yaptıklarıdır. Sadece Manisa'da bir ay içerisinde 52 arkadaşımız tutuklandı. Üç kongre listesi tutuklandı. Hiçbir suçları yok. HDP orada teşkilatını kuramasın diye yaptılar" dedi. 

AKP'nin HDP'ye karşı devleti ve yargıyı eline alarak saldırdığını ifade eden Demirtaş, "Sen benimle mücadele ederken savcıyı kullanıyorsun. Benim elimde mahkeme, savcı, polis yok. Sen mahkemeleri AKP'nin hukuk komisyonu olarak kullanıp bizi tasfiye etmeye çalışıyorsun. Bunun adı hükümet terörüdür. İfade özgürlüğünün önünde en büyük engel AKP'dir. Sanatçılar, gazeteciler her gün baskı altındalar. Birçok siyasetçi STK temsilcisi işten atılıyor, tutuklanıyor, görevden uzaklaştırılıyor. Dokunulmazlık mevzusu da budur" diye konuştu. 

Dokunulmazlıklar meselesine de değinen Demirtaş, "Hukuku kendi kirli çıkarlarına alet etmek adına şimdi dokunulmazlık oyunu oynuyorlar. Biz dokunulmazlıklara ilişkin seçimlerdeki tavrımızı sürdürüyoruz. Diğer üç parti seçimlerin tam tersini söylüyor. Biz dokunulmazlıklar kaldırılsın, sadece kürsü dokunulmazlığı olsun diyoruz. Bir de hiçbir partinin milletvekili tutuklanmasın, bu da doğru bir şey değildir. Yargıcın da, askerin polisin de gereksiz dokunulmazlıkları olmasın kaldıralım diyoruz, işlerine gelmiyor. Çünkü bizim dokunulmazlık dosyalarımızın tamamı konuşmalarla ilgili, onlarınki adli suç, hırsızlık, yolsuzluk" dedi.

AKP'nin sapkın bir tarikat olduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle konuştu: "Karşınızda bir siyasi parti yok. Keşke AKP bir siyasi parti olsaydı. Biz onunla siyasi alanda mücadele etmekten memnuniyet duyardık. Ama sapkın bir tarikata dönüştü. İslam adı altında sapkın bir tarikatın hal ve hareketini görüyoruz. Şeyhleri de cüppesiz Ahmet Hoca. Cüppelisinden ne hayır gördük ki cübbesizinden hayır görelim. Bu sapkın tarikata göre çocuk istismarı normaldir. Rüşvet yemek hırsızlık yapmak normaldir. Bunu yapanları suçlayamazsınız bile. Bu sapkın tarikata göre DAİŞ'in yaptığı gibi kadınları köle pazarlarında satmak normaldir. Cenazelere işkence yapmak, ölü bir kadını çıplak bedenini teşhir etmek normaldir bu sapkın tarikata göre. Onlar için bunların hepsi mubahtır. Neresinden baksanız bu anlayışın toplumu zehirlediklerini görürsünüz." 

Kilis'e DAİŞ'in attığı roketlere işaret eden Demirtaş, "Roketle IŞİD Kilis'i vurdu diyemiyorlar. Roket düştü diyorlar. Sanki roket ayağı takılıp düştü. AKP'ye göre bunlar terör örgütü değil ancak Suriye'de Türkiye'ye bir taş atmayan PYD terör örgütüdür. Kilisli yurttaşlar isyan etme noktasında. Saray'daki zat, IŞİD kaçıncı defa Kilis'i vuruyor gıkın çıkmıyor. Acaba senin beslemelerin olduğu için olabilir mi? Bunlar sizin beslemeleriniz. Bunların hepsini siz dünyanın başına bela ettiniz" dedi. 

Mülteci meselesine de dikkat çeken Demirtaş, şunları söyledi: "Bunlar aracılığıyla Suriyeli yurttaşların hepsini mülteci yaptılar. Kafalarındaki hesap Türkiye'ye ne kadar çok mülteci alırsak Suriye'ye o kadar müdahale etme hakkımız doğar diye düşündüler. İkincisi; buraya getirdikleri Suriyeli mülteci kardeşlerimizi mülteci kamplarında örgütler, çocukları canlı bomba yaptılar. Bir de Avrupa'ya şantaj olarak kullanmaya başladılar. Yüz binlercesini Yunanistan-Bulgaristan sınırına sürdüler. Ege Denizi'ndeki trajediyi bilerek örgütlediler. Avrupa Birliği Saray'daki zata mecbur kalsın diye. Şimdi demografik nüfus müdahalesi için kullanıyorlar."

Davutoğlu'nun demokrasi söylemlerine vurgu yapan Demirtaş, "Cübbesiz Ahmet Hoca diyor ki 'Ülkemiz demokraside en yüksek standartları yaşıyor.' Bunlar yalan ustaları. Cizre'de yüzlerce üniversiteli genci öldürdünüz. Binlerce genç dağa çıktı. 1980'de de yanlış yaptınız. Biz demokratik siyaseti işaret ediyoruz, bunlar dağı gösteriyor. PKK'ye yardım yataklık diye bir şey varsa bunu kendileri yapıyor" diye konuştu. 

Uluslararası ilişkilere de değinen Demirtaş, "Dün İsrail terör devleti deyip, bizi onların yanlısı olmakla suçluyorlardı. Şimdi onlarla yan yana olabilmek için takla atıyorlar. Mavi Marmara ne oldu, Mısır ne oldu? Rabia'ya gözyaşı dökmeler nerde kaldı? Bak İstanbul'dan nasıl Mısır'ın darbecisine selam gönderdi. Böyle bir ilkesizlik olur mu? İlkesiz, ahlaksız siyaset böyledir" dedi. 

Son olarak 1 Mayıs'a çağrı yapan Demirtaş, yüzbinlerle, emekçilerle barışı haykırmak gerektiğini ve işçilerin "Biz köle değiliz" demesi gerektiğini söyledi. Emekçilerin kıdem tazminatı hakkının da fona devredildiğini söyleyen Demirtaş, bu fondan kıdem tazminatını geri almanın ise kolay olmayacağını kaydetti. Demirtaş, "Umut hala tükenmiş değil çünkü HDP var" sözleriyle konuşmasını bitirdi.