Cumartesi Anneleri: Özgürlük istiyoruz
Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarına bu hafta da devam etti. Eylemde, darbe değil özgürlük istendiği mesajı verilirken, Hurşit Külter ve Ramo Tuğuç'un hesabı soruldu.
Cumartesi Anneleri, adalet arayışlarına bu hafta da devam etti. Eylemde, darbe değil özgürlük istendiği mesajı verilirken, Hurşit Külter ve Ramo Tuğuç'un hesabı soruldu.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için sürdürdükleri adalet arayışlarına devam etti. Eylemlerinin 590'ıncı haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen aileler, DBP Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter'in akıbetini de sordu.
Cumartesi İnsanı Maside Ocak, gözaltında kayıpların sorumlusu kişi ve kurumların ortaya çıkarılmadığını, böyle bir siyasi iradenin de sergilenmediğini söyleyerek, ailelerin hakikat adalete ulaşma hakkının da gasp edildiğini belirtti. Ocak, "Gözaltında kaybetme suçunun tekrarlanmamasını engellemek için devletin mevzuatı siyaseti ve uygulamayı değiştirmesi caydırıcılığı sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapması talebimiz karşılık bulmuyor" dedi.
Hukuk ve özgürlükler alanında ilerleme sağlanmadığı gibi aksine yeni düzenlemelerle baskı politikalarının erinleştirildiğini söyledi. Bu hukuksuzluğun yarattığı iklimde DBP Şirnex İl Yöneticisi Hurşit Külter'den 51 gündür haber alınamadığını hatırlatan Ocak, "Külter 51 gündür ailesi ve hukukun koruması dışında tutuluyor. Bu hukuksuzluğa göz yummayacağız, susmayacağız. Hurşit Külter nerde diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz" dedi.
RAMO TUĞUÇ'UN HİKAYESİ
Kızıltepe'de 22 yıl önce gözaltına alındıktan sonra katledilen Ramo Tuğuç'un faillerini soran Ocak, şöyle devam etti: "1993 yılında Yurtderi köyü korucu olmayı kabul etti. Ancak, Tuğuç Ailesi korucu olmayı kabul etmedi. Bunun üzerine ailenin evi yakıldı. Tuğuç eşi ile birlikte Kızıltepe'ye yerleşti. 8 Temmuz 1994'te Kızıltepe'de bir akrabalarının dükkanın önünde akrabaları ile sohbet ederken korucular ve polis tarafından gözaltına alındı. Beyaz bir torosa bindirilerek götürüldü. Durumdan haberdar ailesi nereye götürüldüğünü öğrenemedi. 21 Temmuz 1994'te Tuğuç'un Riha'ya bağlı Ceylanpınar ilçesi Mecburiye köyü civarındaki bir kayalıkta, elleri ve ayakları bağlı olan cansız bedeni bulundu. Başında ve göğsünde kurşun yaraları vardı. Olaydan kısa bir süre sonra iki kişi aileye Tuğuç ile birlikte aynı hücrede kaldığını söyledi. Karakolda yüzbaşı görevli ile korucu başı Avdo Korga'nın Tuğuç'u kazma sapı ile dövdüklerini bu nedenle de ayağının kırdıklarını anlattı."
Ocak, Tuğuç dosyasındaki hukuksuzluğun son bulmasını isteyerek, başta dönemin Kızıltepe Jandarma Komutanı Hasan Attilla Uğur olmak üzere, tüm sorumluların hesap vermesi gerektiğini kaydetti.
"Cezasızlığa son adalet istiyoruz" diyen Ocak, darbe girişimine dikkati çekerek, "Darbe değil demokrasi baskısı rejim değil özgürlüklerimizi istiyoruz" diye ekledi.