Coplu tecavüzle ölümde mahkeme delilden değil, kanaatten ceza vermiş!

Coplu tecavüzle ölümde mahkeme delilden değil, kanaatten ceza vermiş!

Diyarbakır 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi, 1992 yılında Bismil İlçesi'nde gözaltına alınan Abdulkadir Kurt'u makatına cop sokmak suretiyle işkenceyle öldüren, 'Rambo' lakaplı Asteğmen Silah Üner'e verilen 20 yıl hapis cezasının gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Salih Üner'in gerçekleştirdiği bilindiği halde olayın faili meçhul kalması için çaba gösterildiği belirtildi. Mahkeme, ortaya çıkan vicdani kanaate göre, suçu işleyenin Salih Üner olduğu sonucuna ulaştığını açıkladı.

Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde 1992 yılında gözaltına alınan Abdülkadir Kurt'un makatına cop sokarak, ölümüne neden olduğu iddiasıyla 'Rambo' lakaplı asteğmen Salih Üner'e verilen 20 yıl hapis cezasının gerekçesi açıklandı. 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi geçen hafta kararını verdiği davayla ilgili hazırladığı 15 sayfalık gerekçeli kararda, 1994 yılında hazırlanan iddianameye atıf yaptı. Kararda 19 Nisan 1992 günü Bismil İlçesi Ağıllı Köyü'nde gerillalar ve askerler arasında çıkan çatışmada 3 gerillanın yaşamını yitirdiği, operasyondan sonra gerillalara yardım ve yataklık ettikleri gerekçesiyle aralarında Abdülkadir Kurt'un da bulunduğu bir grup köylünün gözaltına alındığı belirtilerek, "Abdülkadir Kurt, Adli Tıp Kurumu raporundan anlaşılacağı gibi makatına cop sokulmak suretiyle öldürülmüştür" ifadeleri kullanıldı.

Gerekçeli kararda, Bismil Komando Bölüğü'nde bulunan rütbeli ve rütbesiz tüm askerlerin ifadelerinin alındığını belirten mahkeme, 20 askerin olaya ilişkin görgüye ve duyuma dayalı bilgisinin bulunduğunu vurguladı. Abdülkadir Kurt'u operasyona destek için gelen Silvan İlçe Jandarma Komando Bölüğü'nde görevli asteğmenlerin sorguladığı belirtilen kararda, 20 askerin ortak ifadesine de yer verildi. İfade veren askerler, olay sırasında bağırtıları duyduklarını, ancak rütbeli olduğu için asteğmenlerine müdahale edemediklerini söyledi.

VÜCUDUNDA İŞKENCE İZLERİ ÇIKTI

Mahkeme, gerekçeli kararda Abdülkadir Kurt'un otopsi tutanağına da yer verdi. Otopsi tutanağında, Kurt'un vücudunda göğüs, koltuk altı, sol diz kapağı, sol kalça ve sol uyluk zedelenmesi tespit edildiği belirtildi. Raporda,Kurt'un ölüm nedeninin 'rektum yırtılmasına bağlı iç ve dış kanamaya bağlı ölüm' olduğu belirtildi.

Gerekçeli kararda, ölüm olayından sonra jandarma tarafından başlatılan idari soruşturmanın sonucuna da yer verildi. Jandarma Yarbay Ömer Tüzün'ün yaptığı soruşturma sonucunda suç unsuruna rastlanmadığı belirtildi. Bunun üzerine Silvan Kaymakamlığı'nın olayla ilgili olarak soruşturma izni vermediği ifade edilirken, Kaymakamlığın kararının daha sonra Diyarbakır Bölge İdare Mahkemesi'nce bozulduğu vurgulandı.

Gerekçeli kararda Abdülkadir Kurt ile birlikte gözaltına alınan köylülerin de ifadelerine yer verildi. Bismil Asliye Ceza Mahkemesi'ne ifade veren köylüler, "Abdülkadir Kurt'un 'Beni nereye götürüyorsunuz' diye bağırdığını duyduk. 15-20 dakika sonra geri getirdiler. Abdülkadir geldiğinde, 'Ciğerim yanıyor, beni çok dövdüler. Cop soktular' dedi" dediler.

Soruşturma aşamasında 'Rambo' lakaplı asteğmen olduğu sanılan O.U.'ın ifadesi de gerekçeli kararda yer aldı. 'Rambo lakaplı asteğmenin kendisi olmadığını belirten O.U., "Getirilen köylüler yere çömelmiş halde bekliyordu. Salih Üner elindeki copla yere çömelmiş insanları dövüyordu. Ben bu tür kötü muamelelere karşı biriyim. Engel olmaya çalıştım. Salih ile aramızda askerler olduğu için ona engel olamadım. Olaydan bir hafta sonra çatışmada Salih yaralandı, 6 asker şehit oldu. Yaralanması nedeniyle kendisi aleyhine ifade verilmedi. Olaydan sonra askerler Salih Üner'e tepki gösterdi. Asteğmenler arasında selam vermeme şeklindeki soğukluk askerlere de yansıdı" dedi.

Olayla ilgili mahkemeye tanık olarak ifade veren askerlerden Hasan Demir ise, "Salih Asteğmen bir çatışmada yaralandı. Olay yerine destek olarak gelen helikopter pilotlarının telsiz görüşmelerine tanık oldum. Pilotların, "Sen adamı makatından öldürdün. Bak sen de aynı şekilde aynı yerinden yaralandın" şeklinde telsiz konuşmalarına bizzat şahit oldum" dedi.

Diyarbakır 3'ncü Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararda işkence ile ölüm olayını Salih Üner'in yaptığını herkesin bildiğini belirtilerek şunlara yer verildi: "Sanığın olaydan sonra başka bir çatışmada yaralandığı ve bazı askerlerin şehit olduğu, olayın Salih Üner tarafından gerçekleştirildiği bilindiği halde faili meçhul kalması için çabalar gösterildiği, bu çaba sonucu sanığın isminin özellikle verilmediği belirlenmiştir."

Gerekçeli kararda, sanığın suçlamaları kabul etmemiş olsa bile savunmasına değer verilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan mahkeme, "Mahkememizin ortaya çıkan vicdani kanaatine göre suçu işleyen kişinin Salih Üner olduğu sonucuna ulaşılmış ve bu nedenle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir" dedi.

20 YIL SONRA GELEN KARAR

Diyarbakır'ın Bismil İlçesi Ağıllı Köyü'ne 1992 yılında baskın düzenleyen askerler, PKK'lilere ettikleri iddiasıyla bazı köylüleri gözaltına aldı. Yakalananlar arasında bulunan 36 yaşındaki Abdulkadir Kurt, 19 Nisan 1992 günü gözaltındayken gördüğü işkence üzerine hayatını kaybetti. Otopsisi yapılan Kurt'un ölüm nedeni, makatına cop sokulmak suretiyle 'rektum yırtılmasına bağlı iç ve dış kanamaya bağlı ölüm' olarak tespit edildi. Bunun üzerine 1994 yılında 15 asker hakkında 'İşkence yapmak suretiyle adam öldürmek' ve 'İşkenceye İştirak etmek' iddiasıyla dava açıldı. 1994 yılından bu yana yetkisizlik gerekçesiyle bazı mahkemeler arasında dolaşan ve ertelenen dosya 2010 yılında karara bağlandı. Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 2010 yılında tutuksuz yargılanan Asteğmen Salih Üner'i, 'Eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Üner'in avukatlarının başvurusu üzerine dosya Yargıtay'a gönderildi. Yargıtay 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi kararı usulden bozarak dosyayı 6 Mayıs 2012 tarihinde yeniden görülmesi için yerel mahkemeye gönderdi. Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi ise, 2 ay önce Salih Üner'in tutuklanmasına karar verdi. Davanın karar duruşmasında sanık Salih Üner, "Maktulü görevi sırasında, cürümlerini söyletmek amacıyla işkence yapmak suretiyle kastı aşan şekilde öldürmekten 20 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.