Kürt siyasi tutsakların açlık grevi eylemi 43. gününe girdi. AKP Hükümetinden eylemlerin sona ermesi için bir söz ve uygulama henüz gelmezken; aileler ise endişeli oldukları kadar tutsakların kararlılıðına sahip çıkan bir konumda.
ANF'ye konuşan açlık grevi eylemcilerinin aileleri, tutsakların 'PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının saðlanması, anadil üzerindeki baskıların kaldırılması' istemlerinin, kendi istemleri de olduðunu açıkladı.
GEYLANÝ: ERDOÐAN KÖR-SAÐIR OLMUŞ!
Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde açlık grevine devam eden tutsak Sami Geylani'nin annesi Gülşen Geylani, oðlunun saðlıðının kötü yönde ilerlediðine dikkat çekti: "Sami ile en son 20 gün önce konuşabildim. Artık görüşemiyoruz. Telefonda sesi iyi gelmiyordu. Saðlıðı iyi deðil." Gülşen Geylani, oðlunun kararlılıðını sürdürdüðünü de belirtti: "Telefondaki son konuşmamızda yollarından dönmeyeceklerini söyledi. 'Ana iyiyim, merak etme ama yolumuzdan dönmeyeceðiz, devam edeceðiz' dedi. Ne yapacaðımı bilmiyorum. Erdoðan'ın gözleri kör, kulakları saðır olmuş. O kadar insan tehlikededir, ölüyorlar ama hükümetin sesi çıkmıyor. Halktan da beklentimiz; daha fazla sesini çıkarmasıdır."
TEMÝZYÜZ: TUTSAKLAR KARARLI, ÖCALAN'LA GÖRÜŞME YAPILMALI
Bedri Temizyüz de, Ankara Sincan F Tipi Cezaevi'ndeki açlık grevi eylemcilerinden. Temizyüz, 1988'den beri tutuklu. Cezası 36 yıl. Kardeşi Mehmet Temizyüz, "Aðabeyim açlık grevinden sonra görüşe çıkmama kararı aldıklarını söyledi ve bizlerle görüşmeyi kesti. Telefonda konuşabiliyoruz. Saðlık sorunları artmış. Göz kararmaları, kilo kaybı ve midede-boðazda kanamalar gibi rahatsızlıklar yaşıyor. Aile olarak endişeliyiz" açıklamasında bulundu.
Mehmet Temizyüz, aðabeyi ile son görüşmeleri hakkında, şunları kaydetti: "Açlık grevini talepler kabul olmadan bırakmayacaklarını, bedenlerini ölüme yatırmakta kararlı olduklarını söyledi. Yakın zamanda cezaevlerinin genelinden ölüm haberleri çıkacaðını düşünüyoruz. Aileler olarak bunun kaygısındayız. Aðabeyim, ölümle sonuçlanacak bir eylem olarak göze aldıklarını söyledi."
Mehmet Temizyüz, aðabeyinin 1988'den beri cezaevinde olduðunu, daha önce de açlık grevlerine katıldıðını belirtti. Toplumdaki duyarlılıðın yükselmesi gerektiðine deðinen Mehmet Temizyüz, "Son bir haftadır halk cezaevlerindeki süreci daha iyi görmeye başladı. Ama bunun artarak devam etmesi gerekiyor. Halkı kitleselleşmeye ve kenetlenmeye davet ediyoruz. Çünkü bu talepler, tutsakların açlık grevine başlamalarının sebebi olan talepler aynı zamanda halkın talepleridir" diye konuştu.
"Sayın Öcalan'la görüşülmeye başlanması gerekiyor. Böylece, en azından açlık grevindekilerin ilk talepleri yerine getirilmiş olur. Bu bakımdan önem taşıyor. Öcalan'la görüşme olmadıðı sürece ölümlere hazır olmalıyız; böyle sürerse cezaevlerinden ölüm haberleri alacaðız" diyen Temizyüz, ekledi: "Özellikle Adalet Bakanlıðı'na sesleniyoruz; bayram tatili olduðu için Öcalan'la görüşme başvurusunu reddetmek, ölümden yana tavır almaktır."
EKÝNCÝ: ÇOCUKLARIMIZA BÝR ŞEY OLURSA DEVLET BÝZDEN KORKSUN!
Gazal Ekinci ise Diyarbakır E Tipi Kadın Cezaevi'ndeki açlık grevi eylemcisi Elif Ekinci'nin annesi. Tansiyon ve kalp hastası. Aynı zamanda beyninde tümör var. Van depreminden sonra tutuklanan kızı Elif Ekinci, 1990 doðumlu ve tutuklanmadan önce Dicle Üniversitesi öðrencisiydi. Gazal Ekinci, kızıyla en son cuma günü telefon görüşmesi yaptıkları bilgisini vererek, şunları dile getirdi: "Rahatsız olduðum için bana gerçeði söylemememişti. Üzülürüm diye açlık grevinde olduðunu söylememişti. 'Doktor var, ben çok iyiyim' dedi, son konuşmamızda. Ama dün cezaevinin önünde arkadaşının ablasıyla konuştum; durumu hiç iyi deðilmiş. Taleplerinin kabul edilmesini, aksi takdirde açlık grevini bitirmeyeceklerini açıkladı."
Gazal Ekinci, tutsakların taleplerini sahiplendiklerine vurgu yaparak, AKP Hükümeti'nin tutumunu eleştirdi: "Bizler de, aileleri olarak taleplerinin kabul edilmesini istiyoruz. Elimizden geleni yapacaðız. Hep arkalarında olacaðız. Başlarına kötü bir şey gelirse sorumlusu AKP'dir, devlettir."
Gazal Ekinci, bir anne olarak AKP Hükümeti'ni şu sözlerle uyardı: "Eðer kızıma ve diðer çocuklara bir şey olursa çok kötü olur. Anne olarak hiçbir korkum yok. Söz konusu çocuðumuz olduðunda her şeyi yaparız. Hiçbir korkum, utancım olmaz. Kendileri korksun. Onlar kendi çocuklarını nasıl sahipleniyorsa; sanmasınlar bizler susarız! Çocuklarımız gözlerimizin önünde gün be gün eriyor. Onlar öldüyse biz de ölürüz. Sonuna kadar mücadelemizi veririz." Bayramı kutlamayacaklarını da ifade eden anne Ekinci, ekledi: "Bayram kutlamayacaðız. Bayram günü zaten karar vermişim; cezaevinin önünde oturma eylemi yapacaðım. Benim çocuðum yemek yemiyor, ben nasıl sofra kurayım? Sofra kurmayacaðım. Gideceðim ve çocuðumun yakınında oturacaðım."