Cezaevi idaresinden grevci tutsaklara baskı

Tarsus 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde olan tutsakların ayrı bir koğuşa alınması gerekirken, cezaevi idaresinin grevi kırmak amacıyla bunu yapmadığı ortaya çıktı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için PKK'li ve PAJK'lı tutsakların başlattığı açlık grevi eylemleri devam ediyor. Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde 165 tutsak süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eyleminde. Yine binlerce tutsak da süresiz-dönüşümlü olarak eylemlerini sürdürüyorlar. Açlık grevi eylemlerinin devam ettiği cezaevlerinden biri olan Tarsus 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nde eylemde olan tutsakların ayrı bir koğuşa alınması gerekirken, cezaevi idaresi bu tutsakları grevde olmayan arkadaşlarının yanında tutuyor. Tarsus Cezaevi'nde kalan Cengiz Temel'in amcası Davut Temel, yeğeninin haftalık telefon görüşmesi için kendisini arayarak cezaevi idaresinin açlık grevi eylemcilerine dönük yaklaşımlarını anlattığını söyledi.

Amca Temel, Tarsus Cezaevi'nin bölgede pilot cezaevi olduğunu belirterek, dolayısıyla cezaevi idaresinin de tutsaklara yaklaşımının kötü olduğunu kaydetti. Daha önce de bu cezaevinin ayakta sayım dayatmasıyla gündeme geldiğini hatırlatan Temel, konuşmasına şöyle devam etti: "Yeğenim Cengiz ve arkadaşları ayakta sayım dayatmasına karşı çıkarak bu uygulamaların bir daha yaşanmamasını sağladılar. Ama şimdilerde Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırmak amacıyla açlık grevindeler ve cezaevi idaresi yine hak ihlallerine devam ediyor. Şu ana kadar dönüşümlü açlık grevi eylemindeydiler fakat yeğenim birkaç gün beni aradı ve arkadaşları Mervan Sungur ile Hayrullah Turan'ın süresiz-dönüşümsüz eyleme başladıklarını anlattı. Yine diğer arkadaşları da 5 kişilik gruplar halinde dönüşümlü greve giriyorlar."

PSİKOLOJİK ŞİDDET

Temel, cezaevi idaresinin açlık grevinde olan tutsakları ayrı bir koğuşa almaları gerekirken, grevi kırmak maksadıyla bunu yapmadıklarını söyleyerek, şunları aktardı: "Normal de açlık grevinde olan tutsakları ayrı bir koğuşa almaları gerekiyor ama cezaevi idaresi grevi kırmak için bunu yapmayarak hem psikolojik bir şiddet uyguluyor hem de ciddi bir hak ihlali işliyor. Bunları yaparak eylemi özünden koparmak, ciddiyetinden uzaklaştırmak istiyorlar. Bunlar tesadüfi değil, bilinçli yapılan yaklaşımlardır. Ben görüşe gittiğimde yeğenim de dönüşümlü açlık grevindeydi. Tabii dönüşümsüz olarak grevde olanları da gördüm. Moralleri gayet yerindeydi. İnançlıydılar. Ama fiziki anlamda bir bitkinlik vardı."

SAHİPLENME ÇAĞRISI

Açlık grevi eyleminde olan tutsakların kişisel çıkar gözeterek bu eyleme girmediklerinin herkes tarafından bilinmesi gerektiğini vurgulayan Temel, konuşmasını şu sözlerle bitirdi: "Bu insanlar bizim için oradalar. Bizim geleceğimiz için oradalar, tutsaklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. O insanlar dört duvar arasındalar. Halk ve toplum olarak onların yanında ve sesleri olmalıyız. Tutsaklar dışarıdan kopuk oldukları kendilerini yalnız hissetmemeleri lazım. Onların eylemlerine dışarıda sahip çıkmamız gerekiyor. 'Bana ne' anlayışıyla yaklaşmak bize kaybettirir.”