Çewlig’de Türk-İslamcı işgal, tecavüz vahşeti ve cihatçılık - Z. Azadi

Çewlig’de Türk-İslamcı işgal, tecavüz vahşeti ve cihatçılık - Z. Azadi

Gördüğü direniş, trajedi ve vahşetlerle hep gündemde kalan Kürdistanî bir kent Çewlig.

Şimdi de işgalci Romilerin 8 Subayının, üç yıl boyunca Kürt kız çocuğuna vahşiyane tecavüz yapmasıyla gündeme giren bir kent oldu.

Bu kadar direniş, bu kadar trajedi ve bu kadar vahşeti yaşamak bir tesadüf müdür acaba?

Peki bu kent nasıl bir kenttir, hangi insanları yetiştirdi. Üzerinde hangi stratejiler uygulandı, hangi oyunlar oynandı?

ÇEWLÎG, KÜRDİSTAN’IN ATARDAMARIDIR

Çewlîg, görkemli dağları ve ormanlarıyla doğal bir özgürlük kalesidir. Direnenlere korunak, özüyle yaşamak isteyenlere cennetten bir mekandır.

Jeo-stratejik konumuyla Amed, Garzan, Serhat ve Dêrsîm eyaletlerini birbirine bağlayan bir köprüdür, atardamarıdır.

Çewlîg’e hakim olamayan, Amed, Garzan, Serhat ve Dêrsîm'e tam hakim olamaz.

Çewlîg’i kazanamayan, bu eyaletleri de tam kazanamaz.

Kuzey Kürdistan’da  Kürt-Alevi ile Kürt-Şafi inancına sahip olanların,  Kurmanci ve Kirdki (Zazaki,Kırmancki,Dımılki) lehçelerini konuşanların birlikte yaşadığı bir yerdir aynı zamanda.

Yine, her dönemde tufan yaratan, çok farklı olaylarla gündeme giren Kürdistanî bir kenttir.

Şeyh Saîd İsyanıyla,

Dehşete dengiz depremleriyle anılan.

Çewtla Dağının eteklerindeki Geliye Şin köyünden Çewlîge inen, Key Abbaslerin torunu Kürdistan Kartalı Yado’nun yiğitliğiyle mağrur duran Çewlig.

BÜYÜK DEVRİMCİLERİN VE GERİLLA KOMUTANLARININ BEŞİK YERİ

“Mezar taşıma borçlu yazın” diyen Mehmet Xeyri Durmuş gibi büyük devrimcileri bağrından çıkaran...

Kürdistan’da işgalci orduya kök söktüren Mehmet Karasungur, Celal Barak(Zeynel),Harun ve Dilan gibi gerilla komutanlarının toprağıdır, beşik yeridir Çewlîg.

“Şono Şono” stranıyla yürekleri yakan, Rençber Eziz gibi dahi xozanları yetiştiren bir kenttir Çewlig.

Yalçın Özbey,Yeşil(Mahmut Yıldırım), Alparslan Aslan gibi kabarık sayıda faşist kontra tetikçilerin çıktığı bir yerdir de.

Heci Bayuncuk gibi Hizbul-Kontra şefleri, Gökhan Elaltuntaş, Mesut Çabuk, Azad Ekinci gibi El-Kaide bombacılarıyla da meşhurdur.

Şeyh Said olayından sonra trajedi üzerine trajedi yaşayan, halen de bu travmayı üzerinde atamayan  mahsun bir kenttir Çewlig.

Türk devletinin en çok üzerinde oynadığı, özel stratejilerle Türk-İslamcı Cemaatlerin kuluçkasına çevirdiği, ağırlıkta Kürt Kirdların(Zaza,Kırmanc,Dımıl) yaşadığı bir coğrafyadır, tarihtir.

FETULLAH GÜLEN:ZAZALARIN MUHALİF KİŞİLİĞİNİ YOKETMEK, TÜRKLEŞTİRMEK HEDEFTİR

Kirdlık-Zaza- gibi bir Kürt kültür-lehçe zenginliğini bile Kürtlükten, Kürdistan’dan koparmak için kullanılan bir algıya dönüştürmek istenilmektedir.

Bunun için, Bingöl Üniversitesi, Fetullahçı Cemaatin karargahı haline getirilmiş durumda. Bingöl Üniversitesi, mevcut konumuyla hem Rektör Gıyasettin Baydaş’ın aile kurumu hem de Cemaatin bir kurumuna dönüşmüş. Aynı zamanda “Zazacıların, Zazacılık” fitnesinin üssü haline getirilmiş.

Fetullahçısından Süleymancısına, Kırkıncı Hocadan İsmail Ağa Cemaatine kadar Türk-İslamcı Yeşil Türkçü Misyoner Cemaatlerin parsel parsel parçaladığı yer.

En çok da, AKP’nin 11 yıllık iktidarında muhalif kimliğine darbe vurulmaya çalışılan, uysal bir koyun gibi boyun eğen bir kişiliğe dönüştürülmeye çabalanan, Kürdistan’dan koparılmak istenilen canımızdan   bir parçadır da.

Rivayet olunur ki, Fetullah Gülen demiş ki,” Çewlîg Zazaları karekter yapısı olarak Türk Devletine muhaliftirler. Ne yapıp ne edip, bu muhalif kimliği yok etmek gerekir. Zazaların devlete itaatini sağlamak, uysallaştırmak hedeftir. Çewlîg’i Türkleştirmede merkez bir kente dönüştürmek esas hedef olmalıdır. Özellikle her apartmanda her evde bir mescit yaparak, din yoluyla bunu başarmak mümkündür”.

Bu bilgi alındıktan sonra Fetullahçı Cemaatin, 11 Haziran 2013 tarihinde, Çewlîg’i Türkçe Dil Olimpiyatları’nı düzenlenmede merkez olarak seçmesi, Dêrsîm, Xarpêt, Bedlîs û Muş’tan da kitleleri Çewlîg’e taşıması böyle bir planı doğruladı.

Fetulahçı olarak bilinen, Çewlîg Belediye Başkanı Serdar Atalay’ın, belediye bütçesinden halkın parasıyla bu Türkçe Dil Olimpiyatları’nı finanse etti.

Yine cemaatin üst sermaye kurumu olan, TUSKON’a bağlı Bingöl İşadamları Derneği(BİNGİAD) Başkanı Medeni Arifoğlu’nun, Türkçe Dil Olimpiyatları’na finansörlük etmesi devletin ve cemaatin hedefinde Çewlîg’i Türkleştirmek olduğu aşikardır.

Türk devleti, Çewlîg’de özellikle Zaza Kürtleri üzerinde oynamaktadır. Zaza Kürtlerini, özgürlükçü, eşitlikçi ve direnişçi özlerinden uzaklaştırmak için, soykırıma hizmet eden tüm akımlara alan açmakta ve bizzat devletin kendisi bu örgütlemeyi yapmaktadır.

Devlet,Çewlîglilelere giderken başka maskelerle gitmektedir.

Türk devleti, Çewlîg’de Kürt Şafiileri içinde Fetullahçıdır.Süleymancıdır. İsmail Ağacıdır.Hizbullahçıdır.Seleficidir(Tekfirci,El-Kaideci).

Türk devleti, Çewlîg’de Kürt-Alevileri içinde Kemalisttir.CHP’cidir.

Türk Özel Kuvvetleri’nin bir kolu gibi işgalci ve soykırımcı rol oynayan Türk-İslamcı cemaatlerini yeterli görmeyen T.C, şimdi de Çewlîg’i Seleficilerin(Tekfirci,El-Kaideci) karargahına dönüştürmüş vaziyette.

Burada Seleficiliğin temellerini atan, 2000’lerin başında Çewlîg’de TEM’de başkomiser olarak görev yapan Taraf Gazetesi’nin Polis Yazarı Fetullahçı Emrullah(Emre) Uslu’dur.

Ne hazindir ki, bunun için ilk avladığı kişi de yurtsever bir ailenin evladı olan Azad Ekinci’dir. Azad, 17 Ocak 1978 tarihinde Çewlîg’de, devletin faşist tetikçileri tarafından katledilen, Kürt Yurtseveri İdris Ekinci’nin küçük oğludur. Ünlü PKK-ARGK komutanlarından Abdullah Ekinci’nin de (Gözlüklü Ali) kuzeni oluyor. Kürdistan Kartalı Yadin Paşa ve PKK komutanlarından Mustafa Ayçiçek'lerin de yakınıdır.

2003 yılında, İstanbul’da yapılan bombalama eylemlerinin baş sorumlusu olarak tanınıyor. Büyük kardeşi Metin Ekinci de bir El-Kaideci olarak, 2012 yılı Ağustos ayında Halep’teki bir çatışmada yaşamını yitirdi.

Bunların dışında, şimdiye kadar ismi açıklanan Çewlîg’lî üç tekfirci daha Rojava Kürdistan’ı ve Suriye’de savaşırken yaşamlarını yitirdiler. Özellikle bazı Kird-Zaza- Kürtleri tekfircilerin(El-Kaide) çok planlı bir şekilde Türk Devleti ve MİT tarafından dindarlıkları kullanılarak cihatçılık adı altında örgütlendirildiği ve Rojava Kürdistan’ına götürülüp kendi halkına-Kürt halkı- karşı savaştırıldığı belgelerle açığa çıkmıştı.

Kürdistan işgal altında iken, ülkesi adına cihat yapmayan bu cihatçıların, Suriye’de savaşmasının izahının İslamla ve cihatçılık ilgisi olabilir mi?

 ÜLKESİNİ İŞGALCİSİNE, TECAVÜZCÜSÜNE TESLİM EDİP SURİYEDE CİHATÇILIK YAPANLAR

Şeyh Said İsyanında dedeleri, nenelerini katliamdan geçiren, köyleri ve şehirlerini yakıp yıkan, soykırım artıklarını da sürgüne gönderen T.C’ye karşı çıtları çıkmıyor.

1990 yıllarda, Çewlîg’de neredeyse taş üstünde taş bırakmayan, koruculuğu kabul etmeyen köylerin, hemen hemen hepsini yakıp yıkan T.C’ye fiske vurma bir yana destekliyorlardı.

Mazlum Kürtlerin evleri yakıp yıkılırken, El-Kaidecilerin adına savaştıkları Kuran’da T.C. ordusu tarafından ateşe atılıyordu. O zaman ne bir ses ne de bir sedaları çıkıyordu.

Tüm akarsuları parsel parsel barajlarla bendlenirken, köyleri sular altında bırakılan Çewlîg’teki Kürtler(Zaza,Kırmanc) Türkleştirilmek üzere planlı bir şekilde göçettirilirken, soykırım zulmüne karşı cihat etmeyi düşünmediler.

“İnsanın kimliği şerefidir, işgalcilere karşıyız”  deyu deyu “Allah Allah” nidalarıyla şurda burda cihadcılık yaparken,Türkleştirilerek yok yok edilen kimliği, dili, kültürü adına tek bir söz bile söylemeyi hatırlayacak hafızaları olmadı.

“İslam, Allahu Ekber, namus” deyu deyu MİT’in organizatörlüğünde Afganistan,Çeçenistan,Irak ve Suriye’de silah kuşanarak cihatçılık yapan Çewlîglelerin unuttukları bir şey vardı.

'Namusları' olan ülkeleri Kürdistan, hala Türk İşgali altındaydı.

Şeyh Said İsyanında Kürdistanın baş eğmeyen alim dedelerini,darağaçlarında sallandıran T.C idi. Alim olan dedelerinin intikamını almanın yeri vicdanlarında yoktu, hiçte vicdanlarında yer almadı da.

Alim olan dedelerinin intikamını almanın yeri, onlara öğretilen şekliyle bildikleri Kuranlarında yer yoktu, onlara öğretilen şekliyle bildikleri İslamda yer yoktu.

“Namus deyu deyu” T.C ve ABD adına Suriye’de cihadçılık-tetikçilik- yaparken Çewlîglî cihatçıların da namusumuz dedikleri küçücük kız çocuklarımızı, kızlarımızı, annelerimizi, nenelerimizi işgalci ve tecavüzcü bir orduya teslim ediyorlardı.

Çewlîg’de, işgalci Türk Ordusu’na bağlı 8 Türk Subayı, üç yıl boyunca 14 yaşındaki kız çocuğumuza tecavüz ederken, onlar ise hala Suriye’de T.C ve Batı adına namus için cihada devam ediyorlardı.

Yurtsever Çewlîg halkı onların 'namusunu' korumak için ayaklanmışken onlar ise hala Suriye’da Tekbir Alllahu Ekber diyerek yaşamını yitiriyorladı.

Çewlîgliler, bu trajediye görüyor ve yeniden direnerek, uyanırken hem onlara hem de Türk İslamcı Yeşil Türkçü Soykırımcı Misyoner Cemaatlere  düşüncelerini açıklayarak cevap veriyorlardı.

İşte bu trajediyle ilgili düşüncesini açıklayan bazı Çewlîglîlerîn yaptıkları.

http://www.bingolonline.com/ sitesinde 8 Türk Subayının tecavüz vahşetiyle ilgili yorum yazan iki Çewlîglinin yaptığı yorumlarla yazıyı bitirmek doğru alacağı kanısındayım.

İki Çewlîglî şöyle yorum yazmışlar. Olduğu gibi orijinal halleriyle aktarıyorum.

Birinci Yorumcu

Beveng:

“Çolig´in ormanlarına tecavüz edildi yakıldı kesildi ses çıkarmadık. 
Çolig´in anadiline tecavüz edildi ve köşeye atıldı ses çıkarmadık. 
Çolig´in derelerine nehirlerine tecavüz edildi ve onlarca baraj yapıldı ses çıkarmadık. 
Çolig´in deştine ovasına tecavüz edildi ses çıkarmadık. 
Çolig´in köylerine tecavüz edildi köyleri yakıldı ses çıkarmadık. 

Bugün de Çolig´in bir çocuk yaşta kızına tecavüz edildi. Bugün biz böyle rezil bir olaya yine ses çıkarmayacaksak, biz 'namusumuza' sahip çıkarmayacak kadar rezil rüsva bir toplumuz”.

İkinci Yorumcu

Vatandaş:

“YAKIŞIYOR MU BİNGÖL/ÇEWLİK’?

Bu olay Twitter´de en çok konuşulan gündem olmuşken Bingöl/Çewlik halkının bu şekilde tepkisiz kalması insanın içini acıtıyor. Bingöl/Çewlik sesiz kalma. Başkalarının 'namusunu' kurumak için cihat ilan edip Irak´a, suriye´ye gidiyorsun, ama yanı başında 14 yaşındaki kızına yapılanlar konusunda bir sorun görmeyip sesiz kalmak sana yakışıyor mu”?