Çete yağmasından Araplar da mağdur

Çete yağmasından Araplar da mağdur

Urfa'nın (Riha) Ceylanpınar (Serêkaniyêya Serxet) ilçesinin hemen karşısında bulunan ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) içinde yer alan Irak-Şam İslam Devleti ile Cebhet El-Nusra adlı radikal çete gruplarının dört kez saldırısına uğrayan Serêkaniyê ilçesi talan edilmiş durumda. Yekîneyên Parastina Gel (YPG) güçleri tarafından denetimi ele geçirilen Serêkaniyê'de çetelerin talan ve yağmasını her yerde görmek mümkün. Radikal gruplar sadece Kürtlerin değil, ele geçirip bir süre kalabildikleri Arap ve Hristiyan ailelerin evlerini de yağmalamış. Götürebildiklerini beraberinde götüren gruplar, götüremedikleri eşyaları da ya tahrip etmiş ya da ateşe vermiş.

Rojava'da Kürtlere karşı savaş açan El Kaide bağlantılı Irak-Şam İslam Devleti ve Cebhet El-Nusra ile ÖSO taburları Serêkaniyê'ye yaptıkları saldırı sonrasında iki hafta boyunca ellerinde tuttukları iki mahalledeki talan ve yağmanın izleri halen duruyor.

Evlere girerek buraları talan eden çete grupları, evlerde buldukları değerli eşyaları beraberinde götürürken, yaşayan halkı ise sokağa atmış. Yağma ve talandan sadece Kürtler değil, Arap ve Süryani halkları ile Êzidi Kürtler de nasibini almış.

Serêkaniyê'nin Abrê ve Zerdeşt mahallesinde görüştüğümüz halk yaşadıkları dehşeti anlattılar. Serêkaniyê'nin Abrê mahallesinde terk ettikleri evlerine döndükleri gün görüştüğümüz Vatha Ali, El Nusra üyelerinin mahallelerine saldırması sonrasında buradan çocukları ile birlikte kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi. Eşinin Serêkaniyê'de Suriye Hükümet güçlerinin denetiminde iken ziraatte çalıştığını ve devlet memuru olduğunu belirten Ali, "Eşimi öldürmek için arıyorlardı. Eşim canını kurtarmak için kaçmak zorunda kaldı. Ardından biz de kaçtık. Çocuklarımla birlikte 2 hafta çölde kilim ve battaniyeden yaptığımız derme-çatma çadır altında yaşamaya çalıştık. Temmuz'un ortasında YPG'nin mahalleyi ele geçirmesi ardından tekrar döndük" dedi.

ÇETELERİN NE ARAPLIKLA NE DE MÜSLÜMANLIKLA İLGİSİ YOK!

Eşi ve çocuklarının halen çölde çadırda yaşadığını ve evin son durumunu görmek için kendisinin geldiğini kaydeden Ali, "Güvenlik olduktan sonra ben geldim şimdi. Evimi karargah olarak kullanmışlar. Evde hiçbir şey kalmamış. Yataklarımız, battaniyelerimiz, eşyalarımız götürülmüş. Götüremedikleri şeyleri yakmış bu çeteler" şeklinde konuştu.

Kendilerinin de Arap olduğunu ancak çete üyelerinin Araplıkla, Müslümanlıkla bir ilgilerinin olmadığını belirten Ali, şöyle devam etti: "Bunlar Allah için, İslamiyet için değil, yağma için gelmişler buralara. Hepsi başka yerlerden gelmişler. Ecnebiler çoğu. İslamiyet, onlara 'giden başkasının malını, namusunu, -canını alın mı?' diyor. İslamiyet onlara 'zulüm ve yağma mı yapın?' diyor. Bunların dinle alakaları yok. Hırsızlık, yağma ve talan yapıyorlar" .

Serêkaniyê'ye bağlı Tıl Xelef beldesine bağlı Teştuh köyünde yaşarken, buraya gelen El Nusra çeteleri tarafından kovulduğunu, evine ve tüm mallarına el konulduğunu belirten 42 yaşındaki Muhammed Ahmed de, kendisinin Arap kökenli olduğunu ve Arap halkını savunduğunu ileri süren çetelerin zulmüne maruz kaldığını, güvenli olduğu için Kürtlerin yaşadığı Serêkaniyê'ye geldiğini söyledi.

“TÜM MALLARIMIZA EL KOYDULAR”

4 çocuğu, eşi ve annesi ile Teştuh köyünde yaşarken, köye gelen çete üyeleri tarafından zorla evlerinden çıkarıldığını kaydeden Bayram, "Gelip bize zorla 'çıkacaksınız' dediler. Ya onlara karşı direnip öldürülecektik ya da kaçacaktık. Kaçmak zorunda kaldık. Tüm mallarımıza el koydular. Sadece üzerimizdeki giysileri alabildik. 'Hepsini bırakıp gidin, yoksa öldürülürsünüz' diyorlardı. Bizde bırakıp kaçtık" dedi.

 

Bayram, Serêkaniyê'de ablasının yaşadığını ve annesi dahil 7 nüfusla ablasına sığındıklarını söyledi. Serêkaniyê'de evleri talan edilenlerden Kürt Salah Muhammed Ali de ölümden kaçıp, YPG'nin çeteleri ilçeden atmasından sonra yeniden evine dönenlerden.

Saldırı olmadan önce kendilerine telefon açıldığını ve 'mahalleye saldırı olacak kaçın' denildiğini kaydeden Ali, "Canımızı kurtarmak için kaçtık. Evimizi, eşyamızı, bakkal dükkanımı öyle bırakıp yakınlarımızın bulunduğu Amudê'ye kaçtık" diye konuştu.

Yaklaşık 3 hafta Amudê'de yaşadıklarını ve ilçenin güvenli olması ardından döndüklerini kaydeden Ali, şunları ifade etti: "Geldiğimizde evimizi, eşyalarımızı böyle gördük. Yataklarımız, eşyalarımız hepsi gitmişti. Televizyon, bilgisayar, klima, çamaşır makinası, buzdolabı, battaniyeler, çocukların giysisi dahi gitmişti. Evimin bitişiğinde benim bakkal dükkanım vardı. Hem kasayı boşaltmışlar, hem de dükkandaki tüm eşyaları yağmalayıp götürmüşler. Evde ne kapı, ne de pencere kalmış. Döndüğümüzde 12-13 gün kadar komşularımızın evinde kaldık. Kapı ve pencereyi onarabildik şimdiye kadar."

“HIRSIZLIĞA GELMİŞLER HEPSİ”

7 nüfusuyla birlikte kaçmak zorunda kalan ve güvenli olduktan sonra ilçeye dönenlerden Xalıd Muhammed de evlerine döndükten sonra gördüğü manzarayı, "Savaş filmlerinde bile böyle sahne göremezsiniz" diye özetledi. Çetelerin saldırısı sırasında evde bulunduklarını ve yağmur gibi üzerlerine mermi sıkıldığını kaydeden Muhammed, "Çeteler saldırı sonrasında mahalleyi ele geçirince kaçmak zorunda kaldık. Çünkü buldukları kişileri ya öldürüyor, ya da kaçırıyorlardı. Güvenli çevre köylerdeki yakınlarımızın yanına sığındık. Mahallemiz çetelerden kurtarılınca da döndük" dedi.

Evlerinde bulunan tüm eşyaların, klima ve su motorunun dahi çalındığını belirten Muhammed, "Bunların İslamiyet ile ilgileri yok. Hırsızlığa gelmişler hepsi" şeklinde konuştu.

Abrê mahallesinden görüştüğümüz 23 yaşındaki Velid ise, geçen yıl yapılan saldırıdan sonra evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını ve ancak YPG güçlerinin sayesinde evlerine dönebildiklerini söyledi. "El Nusra çeteleri evlerimizi ve mahallemizi işgal etmişti" diyen Velid, Kürt oldukları için evlerinden çıkarıldıklarını ve mallarına el konulduğunu belirtti.

Bir yıl boyunca yaşadığı ilçeye ailesiyle birlikte dönemediklerini kaydeden Velid, "YPG güvenliği sağladıktan sonra bizimle birlikte kaçan mahalleli geri döndü. Döndüğümüzde evimizin tamamı talan edilmişti. Evde yorgan-battaniye, tabak, kaşık dahil hiç bir şey bırakmamışlar. YPG'ye teşekkür borçluyuz" dedi.