Canpolat: Devlet bir an önce adım atmalı
MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat, devletin bir an önce Önder Apo’nun ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na karşılık vererek adım atması gerektiğini vurguladı.
MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Kerem Canpolat, devletin bir an önce Önder Apo’nun ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na karşılık vererek adım atması gerektiğini vurguladı.
Önder Apo’nun 27 Şubat’ta Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) İmralı Heyeti aracılığıyla duyurduğu “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” gündemdeki yerini koruyor. Önder Apo’nun çağrısına destekler devam ederken, devlet ve iktidar kanadından henüz somut bir adım atılmadı.
ANF'ye konuşan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) Eşbaşkanı Kerem Canpolat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sürece isim vermekte zorlanıyoruz çünkü gerçekten atılması gereken bazı adımları var ve atılmıyor. Sayın Abdullah Öcalan'ın daha önce de yapmış olduğu cesur açıklamalar vardı, özelikle 2013 ve 2015 sürecinde. Maalesef o süreç heba oldu. Her iki tarafın da kaybettiği bir süreç oldu. Sayın Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrı hem Türkiye hem Kürdistan hem de Ortadoğu’yu ilgilendiren ve içinde bulunduğu krizden çıkaracak perspektifleri vardı.
Bu çağrı, toplumun tüm kesimlerinde büyük bir umut yarattı. Hepimizin verdiği mücadelenin amaçlarından biri de barışın gelişmesidir. Türkiye’deki kan ve savaşın durmasıdır. Bu mücadele, Türkiye’deki olumsuz gidişatın Kürtler ve Türkler lehine olumluya çevrilmesi mücadelesidir. Sayın Abdullah Öcalan, tıkanıklığın yaşandığı bir dönemde olumlu yönde çok büyük bir açıklama yaptı.”
‘SÜREÇ TEK TARAFLI YÜRÜMEZ’
Devletin bir an önce olumlu ve somut adımlar atması gerektiğini vurgulayan Canpolat, şunları söyledi: “Devletin ilk çözüm sürecinden bu yana olumlu hiçbir adımı yok. Tutuklamalardan tutun hukukun ayaklar altına alınmasına kadar birçok hukuksuzluklarla karşı karşıya kaldık. Buna rağmen 12 yıl sonra Kürt tarafı, Sayın Abdullah Öcalan şahsında çok önemli bir adım attı. Olumsuz giden bir evreyi olumluya çevirmek için Türkiye’de artık silahların susması gerektiğine yönelik bir çağrı yapıldı. Bu çok kıymetli bir çağırıdır. Maalesef çağrının üzerinden iki aya yakın bir süre geçmesine rağmen devlet henüz bir adım atmadı. İki tarafın karşılıklı atacağı adımlarla ilerleme sağlanır. Geçmişten kaynaklı sebeplerle Kürt halkının devlete karşı bir güvensizlik ve kuşkusu var. Devletin bir an önce adım atması gerekiyor. Adım atmasının birinci koşulu da Sayın Abdullah Öcalan'ın fiziki olarak özgür olmasıdır. Sayın Abdullah Öcalan, özgür olup süreci yönetmelidir. Karşılıklı adımlar atılmadığı sürece tek taraflı fedakârlık süreci olumluya götürmez.”
‘DEVLET İÇİNDE SAVAŞI İSTEYEN BİR KESİM VAR’
Devlet içinde savaştan beslenen küçük bir zümrenin olduğuna dikkat çeken Canpolat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kesim, savaş ve yıkımdan çıkarı olan kesimdir. Artık hepimiz barıştan yana olmalıyız. Barış olunca hem devlet hem de halk kazanacaktır. Savaşa harcanan bütçe, Türkiye’nin sosyal yapısına harcandığında muazzam bir gelişme ortaya çıkacaktır. Maalesef devlet içerisindeki yüzde 5'lik bir kesim, savaş ve çatışmanın devam etmesinden yanadır. Türkiye’nin Ortadoğu’daki çatışma ve savaştan uzak kalması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de Kürtlerle mutlaka masaya oturulmalı ve Kürt sorununa demokratik bir çözüm bulunmalıdır. Kürtlerin haklarının yasal bir zeminde çözülmesi gerekmektedir.”
‘SAYIN ÖCALAN’IN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ BİR AN ÖNCE SAĞLANMALI’
Çözüm sürecinin olumlu ilerlemesi adına Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün bir an önce sağlanması gerektiğini belirten Kerem Canpolat, son olarak şunları söyledi: "Devletin kendisi Sayın Abdullah Öcalan'ın kurucu bir lider olduğunu kabul ve beyan ediyor. Tek bir açıklamayla iki aydır Türkiye’deki atmosfer olumluya çevrilmiş durumda; devletin adım atmamasına rağmen bir ferahlık var. Sayın Abdullah Öcalan özgür olup süreci dışarıda yürütürse herkes kazanacaktır. Devletin kendisi Sayın Öcalan’ı resmi muhatap alıp müzakere ediyor. Böyle bir insanın cezaevinde kalmasının hiçbir izahatı yok. Sayın Öcalan’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Türkiye ve Kürdistan’da bulunan tüm kesimler, Sayın Abdullah Öcalan'ın söylemlerini kıymetli bulup destekliyor. Sayın Abdullah Öcalan bu kadar önemli bir konumdayken, cezaevinde kalması anlamsızdır. Bu bir zulümdür. Üstelik ciddi bir tecrit altında tutuluyor. Bu kadar olumsuzluğa rağmen hâlâ barıştan yana mücadele ediyor. Sayın Abdullah Öcalan'ın sözlerinden, fikirlerinden ve felsefesinden yararlanılması gerektiğine inanıyoruz.”