Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan uluslararası komplo ile getirilişinin 17’nci yılını geride bıraktı. Öcalan, 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana avukatlarıyla, 6 Ekim 2014 tarihinden bu yana ailesi ile ve 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana da siyasi heyetler ile görüştürülmüyor.
HDP İmralı Heyeti üyesi ve Milletvekili Pervin Buldan ile İmralı Adasında uygulanan ağır tecridi ve Öcalan ile gerçekleştirilecek görüşmenin Ortadoğu ve Türkiye’deki çatışma ve savaşa nasıl yansıyacağını konuştuk.
Buldan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye getirilişinin 17 yılına girildiğine dikkat çekerek, Öcalan’ın üzerinde ilk günkü gibi ağır bir tecridin de halen devam ettiğini belirtti. Buldan, 17 yıl boyunca göstermelik aile ve avukat görüşlerinin yapılmasına rağmen tecridin her geçen yıl daha da derinleşerek devam ettiğine dikkat çekerek, “Özellikle ‘barış ve müzakere süreci’nin devam ettiği o üç yıllık süreç içerisinde Öcalan’ın koşullarının değiştiğini, tecridin kalktığını ifade eden siyasi irade bugün tecrit içinde tecrit uyguluyor. Tecrit, aynı zamanda Kürt halkına da uygulanıyor çünkü Öcalan aynı zamanda Kürt halkının iradesidir. Bu irade karşısında bugün özellikle Kürdistan’da yaşananlar ve yaşanacak olanlar birbiriyle bağlantılıdır. Kürdistan halkı da bu bilinçle yaklaşıyor ve direniyor; ama Türkiye metropollerindeki Kürtlerin sessizliği biraz düşündürücü. Bu tecrit ancak ve ancak Kürtlerin bir direniş sergilemesi sonucu kalkabilir ” diye ifade etti.
‘AVRUPA DAHA DUYARLI OLMALI’
Aralarında Nelson Mandela’nın avukatının da bulunduğu Uluslararası Barış Delegasyonu adında bir heyetin Türkiye’ye gelip Öcalan ile görüşme talebinde bulunduğunu aktaran Buldan, “Heyete izin verilmemesi bu tecridin daha da derinleşmesi ve dünya kamuoyundan gizlenmesi amaçlı. Öcalan’ı ziyaret etmek isteyen bir heyete izin verilmemesi, uluslararası kamuoyu önünde tecridin saklanması anlamına geliyor. Bu konuda Avrupa ülkeleri çok duyarlı olmaları gerekli, çünkü bir halkın iradesi bu şekilde tecrit edilemez” şeklinde konuştu.
‘GÜVENLİĞİ, YAŞAMI VE SAĞLIĞINDAN ENDİŞELİYİZ’
İmralı Adasında Öcalan ile en son 5 Nisan 2015 tarihinde görüşüldüğünü belirten Buldan, sadece siyasi heyetin değil aynı zamanda ailesinin de görüşme hakkının gasp edildiğini dile getirerek şöyle devam etti: “Uzun bir süredir Öcalan’ın güvenliğinden, yaşamından ve sağlığından endişe ediyoruz. Fakat hiçbir şekilde görüşmeye izin verilmiyor. Ailesi ve heyet olarak sürekli dilekçelerimizi yineliyoruz ama hiç bir şekilde olumlu bir dönüş yapılmıyor. Dolayısla kaygılarımız büyük tabii ki. Bu kaygıların giderilmesi içim Öcalan ile en kısa zamanda acilen bir görüş izninin çıkması gerekiyor.”
‘ÖCALAN BİR ŞANSTIR’
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu kaos ortamının son bulması açısından İmralı Adasında bir görüşmenin önemli olduğunun altını çizen Buldan, “Öcalan ile yapılacak görüşme; Türkiye’nin gidişatı ve toplumsal barış açısında önemlidir. Siyasi iradenin bunu böyle değerlendirmesi gerekiyor. Öcalan bugün yaşananları çok önceden ön gören ve bu konudaki görüşlerini bizimle paylaşan birisi. İmralı’da yaptığımız görüşmelerde aktardığı bütün öngörüler bugün bir bir Ortadoğu’da ortaya çıkıyor. Bu fikirleri bizde devlet yetkilileri ile paylaştık. O yüzden kendileri de çok iyi biliyor ki Öcalan sadece Türkiye açısından değil, Ortadoğu’daki demokratikleşme ve barış açısından çok büyük bir şanstır. Bu şansın bu ülkeyi yöneten irade tarafından tanınması gerekiyor. Öcalan’a tecrit uygulanarak bu ülkenin sorunları çözülmeyecek. Kendileri de bunu çok iyi biliyorlar. O yüzden Öcalan’ın bir an önce rolünü özgür koşullarda gerçekleştirmesi gerekiyor” diye belirtti.
‘ÖCALAN, KANSIZ VE ÇATIŞMASIZ ÇÖZÜMDEN YANA’
Bu saatten sonra artık Öcalan’ın özgürlüğünün tartışılmasın gerektiğine işaret eden Buldan, “Özgürlüğüne kavuşması anlamında geniş bir tartışmanın başlatılması gerekiyor. Türkiye ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesi açısından Öcalan’ın özgür koşullarda bu rolünü oynamasına fırsat verilmelidir. Öcalan kansız ve çatışmasız bu sorunların çözülmesi açısından sürekli kendi görüşlerini ifade etmektedir. İmralı Adasına bir gidiş gerçekleşirse bugün yine aynı görüş doğrultusunda muhataplara önemli çağrılar yapacaktır. Bir masa etrafında tüm sorunların çözülebileceğine inanan bir kişidir Öcalan” dedi.
‘SON GÖRÜŞMEDE İZLEME HEYETİNİN GELİŞİ KONUŞULDU’
En son İmralı Adasındaki görüşmede Öcalan’ın bir gözlemci heyetin de görüşmelere dahil olması gerektiğini ısrarla söylediğini aktaran Buldan, “Bir görüş gerçekleşirse Öcalan’ın bu talebinin de yerine getirilmelidir. Üçüncü bir gözle yani İzleme Heyetiyle adaya gidiş bu sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır. İzleme Heyetinin gitmesi aynı zamanda müzakereye geçiş tarihi olarak belirtilenecekti. Öcalan halen bu heyetin gelmesini bekliyor. Yeni bir görüşme, İzleme Heyetiyle birlikte gerçekleşirse müzakereye geçişi de sağlayacaktır. Buda çatışmalı sürecin bitmesine katkı sağlayacaktır. Bunu böyle okumak gerekiyor. Bu ülkeyi yönetenlerin Öcalan ile görüşmemenin neler kaybettirdiğini görmesi gerekiyor. Fakat körleri, sağırları ve dilsizleri oynuyorlar” şeklinde ifade etti.