Brüksel'den Kürdistan'a dokunmak

Brüksel'den Kürdistan'a dokunmak

En önde, yan yana oturmuşlardı. Koca salonun en yaşlılarıydılar. Aslında her birisinin hayatı Kürdün özgürlük macerasının özeti gibiydi. Aksakallı Şêx İzzedin Huseynî 1921 Banê (doğu Kürdistan) doğumluydu, daha sonra Kürdistan Demokrat Partisi (PDK) ismini alacak "Jîyanewey Kurd" hareketinin öncü kadrolarındandı, kod adı 'Hêmin'di. "Senden Kürdistan'ı istiyorum" diyen Humeynî'ye "Ben de senden Kürdistan'ın özgürlüğünü istiyorum" deyip kafa tutan Şêx İzzedin'in yanı başında eski yoldaşı İbrahim Ehmed oturuyordu.

Artık bastonuyla ayakta durmayan çalışan İbrahim Ehmed ondan daha yaşlıydı, 1914 Süleymaniye (güney Kürdistan) doğumluydu. Ehmed "Jîyanewey Kurd"un Sülaymaniye temsilciliğiyle siyasete girecek, PDK'nin genel sekreterliğine kadar yükselecek, 1964'te baba Barzani'yle yollarını arayacak ve damadı Celal Talabani ile YNK'nin kurulmasına öncülük edecekti.

Ehmed "Jana Gel" (Halkın acısı) romanını yazmıştı, ama en başta oturan kadar kalem sallamamıştı. O kısa boylu, hümanist bakışlı, bilim insanı İsmet Şerif Vanlı'ydı. 1924 Şam doğumlu Vanlı'nın hayatı sıcak Kürdistan cephelerinde değil, bilimin soğuk kulislerinde geçmişti. Kürdistan'ın karanlık tarihine kafa yormuştu. 1957'de Avrupa'da ilk Kürt öğrenci derneğinin kurulmasına öncülük eden Vanlı 60'lı, 70'li yıllarda Güney Kürdistan hareketinin de yurt dışı sözcüsüydü.

Kürdistan'ın üç yaşlı dava insanı neredeyse bir çeyrek asır sonra, 24 Mayıs 1999 günü Amsterdam'da, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK)'nin kuruluş çatısı altında bir araya gelmişti. Bana ise daha gazeteciliğimin ilk yılında bu üç isimle ayrı ayrı röportajlar yapıp "En yaşlı üyeler anlatıyor" başlığıyla haber yapmak nasip olmuştu. Üçü de Qasri Şirin ve Lozan'da parçalanan Kürdistan'ın birleşen ruhuyla yeniden gençleştiklerini söylüyorlardı.

Bir yıl sonra 2000'de İbrahim Ehmed aramızdan ayrıldı, Kürdistan'ın yaşlı çınarı Londra'da devrilmişti. 10 Şubat 2011'de Şêx İzzedin Huseynî Uppsala'da vefat ederken, aynı yılın 9 Kasım günü İsmet Şerif Vanlı'nın payına ülkesinin kaderinin çizildiği Lozan'da hayata gözlerini kapatmak düştü.

***

Hafta sonu Brüksel'de bu üç ismin kuruluşuna öncülük ettiği KNK, 13. Genel Kurulu'nu gerçekleştirdi. Onların oturduğu sıralarda bu kez saçları beyazlamış yeni isimler vardı; YNK Politbüro üyesi Mele Bextiyar, PYD Eşbaşkanı Salih Müslüm, Kongra Gel Başkanı Remzi Kartal, PJAK Başkanı Heci Ehmedî ve KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar. En gençleri ise Federal Kürdistan Başkanı Mesud Barzani’nin temsilcisi Hêmin Hewramî'ydi. Sağ uçta ise Süleymaniyeli şair M.Emin Pêncewini var.

Aslında bir düğün salonu olarak kullanılan dev salonda Kürdistan birliğinin fotoğrafı karşımıza duruyordu. Kürdistan'ın dört büyük televizyon kanalı Nûçe Tv, Kurdistan Tv, Kurdsat ve Stêrk Tv aynı frekanstan bu fotoğrafı canlı olarak ekranlara taşırken, tablo Kürdistan'ın geleceği için de bir başlama fişeğiydi.

Kürdistan'ın işgal güçlerinin ittifakının zayıfladığı bir dönemde Kürt birliğinin güçleneceğini müjdeliyordu. Bu ters orantının verdiği sinerjiyle dört parçadan ilk kez böyle bir temsiliyet düzeyi yakalanıyordu. Dersim'den Sine'ye, Maraş'tan Kerkük'e, Efrin'den Ağrı'ya Kürdistan'ın bütün renkleri, düşünceleri fevkalade bir mozaik oluşturmuştu. Kürdistan'ın ücra cephelerini eskiten pêşmerge komutanları, eski gerilla komutanları içiceydi, zira cepheleri birleştirme zamanı gelip çatmıştı.

Hatta kurultay boyunca yapılan konuşmaların yüzde 70'nin Soranî lehçesi olunca diğer parçalardan gelenler 'Birlik için önce Soranice öğrenmeliyiz' derken, Zazakî/Dimilkî divanın genç üyesi Ülkem Zeremya'nın konuşması dışında neredeyse hiç duyulmadı.

Sürgünü öven hiç kimse olmuş mudur bilinmez, ama sürgünler Kürdistan için hep ikmal sahası. İnci taneleri gibi dünyaya saçılan Bedirxaniler modern Kürt aydınlanmasının kapısını sürgünlerde araladı, baba Barzani Mahabad'ta kırılan ordusunu uzun ve zorlu yolculuktan sonra ulaştırdığı Sovyetler'den bir pêşmerge hareketinin lideri olarak döndü, genç Öcalan bir avuç genç yoldaşıyla birlikte kupkuru Bekaa vadisinde yeni bir Kürt umudu ekti.

14 yıl önce Kürtler için bir sürgün başkenti olan Amsterdam'da Şêx İzzedin Huseynî, İsmet Şerif Vanlı, İbrahim Ehmed ve diğer 175 delegenin Kürdistan'ın ak saçlı, ak yüzlüleriyle attığı ilk birlik tohumlarının yıllar sonra Brüksel'de yeşerdiğine tanıklık ettim. Hafta sonu Kürdistan ruhu izler bırakarak Brüksel'de bir dokunup geçti, daha büyük buluşmaları fısıldadı.