Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Almanya’nın Schwerin kentinden yola çıkan David Britsch, Kudüs’e kadar yürüyerek Hıristiyanların hac yürüyüşünü gerçekleştirmek ve hacı statüsünü elde istiyordu. Ancak Kudüs yolunda Erdoğan rejimi tarafından rehin tutulan Alman vatandaşlarından biri olan Britsch, geçtiğimiz Nisan ayında Antakya'da gözaltına alınarak yaklaşık 8 ay sınır dışı cezaevinde tutulmuştu.
Geçtiğimiz hafta serbest bırakılan ve ülkesine dönen Britsch "Neol'de evimde olabileceğime dair umudum bitmişti" dedi. Alman haber ajansı DPA'ya konuşan Britsch hac yolculuğunun hiç de kolay olmadığını bildiğini ancak NATO üyesi ve Avrupa Birliği'ne girmek isteyen bir ülkede hukuk devletinin ayaklar altına alınacağı ihtimalini düşünmediğini söyledi.
'HUKUK DEVLETİ BERTARAF EDİLDİ'
Uzun süre uluslararası yasaların tanıdığı konsolosluk haklarından yararlanmadığını hatırlatan Britsch "Açıkça Türkiye'de rehin tutuldum" dedi. Gözaltına alınmasından serbest bırakılmasına kadar kendisine tutuklama nedeninin söylenmediğini belirten Britsch "Hukuk devletinin tanıdığı haklar sistematik şekilde bertaraf edildi" diye konuştu.
Ankara-Berlin arasındaki gerginliklerden dolayı tutuklandığına dikkat çeken Britsch devamla şunları söyledi: "Bu kadar uzun süreli tutuklu kalmamın sorumlusu federal hükümet. Çünkü uluslararası yasalar yabancı bir ülkenin vatandaşının sınırdışı cezaevlerinde en fazla 6 ay tutulabileceğini öngörüyor."
Alman rehinelerin özgürlüğüne kavuşma süreci geçtiğimiz Ekim ayında başlamıştı. 5 Temmuz'da Büyükada'da düzenlenen bir seminere katıldığı sırada gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan insan hakları aktivisti Peter Steudtner ilk olarak özgürlüğüne kavuşmuştu.
Gözaltına alınması Merkel hükümeti ve Erdoğan iktidarı arasında gerilen ilişkileri kopma noktasına getiren Steudtner'in hangi pazarlıklar sonucu özgür bırakıldığı konusu kamuoyuna açıklanmadı. Steudtner, Tolu ve son olarak da Britsch'in de serbest bırakılmasıyla Türkiye'de son dönemlerde siyasi amaçlı tutuklanan Alman vatandaşlarının sayısı 7'ye düştü.