Türkiye devrimci hareketinin öncülerinden Mahir Çayan ve 9 yoldaşının Kızıldere’de, Kürdistan devrimci hareketinin ARGK’nin ilk komutanı Mahsum Korkmaz’ın (Agit) Gabar’da sömürgeci, işgalci Türk ordusu ile girdiği çatışma sonucu şehit düşmesi dolayısıyla Mart ayının son haftası ‘Kahramanlık Haftası’ olarak kutlanıyor ve anılıyor.
Devrimci Karargah savaşçısı Brusk Botan, On’ların ve Mahsum Korkmaz’ın (Agit) şehadetlerinden onlarca yıl sonra bile onların adına mücadeleye atılan nice Agitlerin ve nice Mahirlerin var olduğunu ve Agitler ve Mahirler ile yükselen mücadelenin varlığında ölümsüzleşmeyi daha kolay kavrayabildiklerini, daha somut görebildiklerini söyledi.
“Mart ayının bugünlerinde Komutan Agit şahsında Kürt devriminin kahramanlarını, Mahir Çayan şahsında Türkiye devriminin önder savaşçılarını anıyor ve On’lar şahsında devrimci dayanışmanın, yoldaşlaşmanın yüksek değer ve ölçüleriyle bilinçlerimizi ve ruhlarımızı yenilemeye yöneliyoruz” diyen Devrimci Karargah savaşçısı Brusk Botan, gerek Komutan Agit ve gerekse de Mahir Çayan ve 9 yoldaşının aynı sömürücü ve sömürgeci TC oligarşisi tarafından katledildiğini belirtti.
Devrimci Karargah savaşçısı Brusk Botan, ARGK komutanı Mahsum Korkmaz (Agit) şahsında Türkiye ve Kürdistan devrimlerinin tüm kahramanlarını saygıyla andıklarını belirtirken ölümsüzleşen devrimci öncülerin sadece fiziken aralarından ayrıldıklarını, arkalarında bıraktıkları değerlerin devrimci mücadelenin halklar tarafından sahiplenilmeye devam ettiğini söyledi.
“Yoldaşların şehadetlerinden onlarca yıl sonra bile onların adına mücadeleye atılan nice Agitlerin ve nice Mahirlerin varlığında ve Agitler ve Mahirlerle yükselen mücadelenin varlığında bu ölümsüzleşmeyi daha kolay kavrayabiliyoruz, daha somut görebiliyoruz” diyen Devrimci Karargah savaşçısı Brusk Botan Komutan Agit’i ve Mahir Çayan ve de yoldaşlarını ortak bir bağlamda anmalarının nedeninin sadece ölümsüzleşme tarihlerindeki yakınlık nedeniyle olmadığını ifade etti.
Botan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın söylemine vurgu yaparak Kürt devriminin kendi çıkış yolunun işaretlerini Mahir Çayan ve yoldaşlarının mücadelesinde bulduğunu ve Komutan Agit’in bu yolu Kürt özgürleşmesine ilerleyecek tarzda daha da yenileyerek açmasına neden olduğunu kaydetti.
“Biliyoruz, Komutan Agit neredeyse 50 yıla varan sindirilmişlik, susturulmuşluk sonrasında Kürt halkının sömürgeci TC’ye karşı bir ‘ilk kurşun’ tarihselliğiyle öne çıkmıştır” diyen Botan, kadınlı, erkekli binlerce Agit’in şahsında, sivil siyasal mücadelede de Mehmet Tunç gibi Agit’leşen toplum önderleri ortaya çıktığının altını çizdi.
Komutan Agit’in sıktığı ilk kurşunun sonucu olarak bugün Bakur Kürdistan kentleri Cizre’de, Silopi’de, Nusaybin’de, Sur’da özerk yönetimlere, Başur ve Rojhilat’da özgür alanlara, Rojava’da federal sisteme geçildiği belirten Devrimci Karargah savaşçısı tüm bunların yaratıcısının Komutan Agit olduğunu vurguladı.
Botan Komutan Agit çizgisinde Kobanê’de, Sur’da, Cizre’de, Gever’de direnen özgürlük savaşçılarını selamladıklarını, bu özyönetim direnişlerinde ölümsüzleşen özgürlük direnişçilerini de saygıyla andıklarını belirtti.
Mahir Çayan ve 9 yoldaşını da böylesine yüce bir direnişin Türkiye boyutunda temsilcileri, simgeleri oldukları için bu Mart dönümünde büyük bir saygıyla selamladıklarını ve aynı saygıyla andıklarını belirten Botan, Mahirlerin Kızıldere’de, Denizlerin idam sehpalarında, İbrahim Kaypakkayaların işkence tezgahlarında bayraklaşmalarının Türkiye topraklarında bir halk direnişine, devrimci bir halk mevziisine dönüşemediğine dikkat çekti.
Komutan Agit’i Kürt halkının en yüce öncülük makamına yerleştiren olayın 15 Ağustos atılımı olduğunu söyleyen Botan, Türkiye devrimci hareketinin de “Ağustos”ları olduğunu vurgulayarak, “Bir Ağustos günü TC ordusunun kuvvet komutanı, genelkurmay başkanı yetiştiren İstanbul’daki 1. Ordu Karargâhının Orhan Yılmazkaya komutanlığındaki güçlerce vuruldu” dedi.
Bütün bu çabalar sonrasında bu öncü eylemcilik tarzının bir halk mevziisine dönüşemediğini dile getiren Botan, Türkiye ve Kürdistan devrimlerinde benzer yönelmelerden farklı sonuçlar alınmasının halk gerçekliğindeki farklılıklardan kaynaklandığına dikkat çekti.
Devrimin kendini üretebilmesi için halklaşması gerektiğini bunun için de devrimci savaşta ısrarlı olunması gerektiğini dile getiren Botan, “Bu derdin tek ilacı devrimci savaşın ortak kurmayını oluşturmaktır” dedi.
Bugün bu imkanı Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) sağlamakta olduğuna dikkat çeken Botan, HBDH’nin Komutan Agit’in savaşçıları, Mahirlerin, Denizlerin, İboların takipçilerinin ısrarlı, kararlı bir devrimci savaşı sömürücü ve sömürgeci TC’ye karşı yürütme imkanı sağladığına vurgu yaptı.
“Bu nedenle bugün HBDH’yı oluşturmak Mahir’leri ve Agit’leri anmanın en anlamlı halidir” diyen Devrimci Karargah savaşçısı Brusk Botan, bu anlamlı hali de süreç içerisinde somut devrimsel kazanımlara dönüştürmenin Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilerin görevi olduğunun altını çizdi.