Bolu F Tipi Cezaevi’nde işkence ve hak ihlalleri artıyor

Bolu F Tipi Cezaevi’nde infazı biten tutsakların tahliyeleri, soyut gerekçelerle engelleniyor. Hasta tutsaklar ise hastaneye sevkleri sırasında çıplak arama dahil çeşitli işkencelere maruz bırakılıyor.

BOLU F TİPİ CEZAEVİ

Bolu F Tipi Cezaevi’nde siyasi tutsaklara yönelik hak ihlalleri ve işkenceye varan uygulamalar her geçen gün giderek artıyor. Tutsaklar, akla gelmeyecek gerekçelerle cezalandırılıyor. Aralarında ağır hasta tutsakların da bulunduğu 33 tutsağın tahliyeleri, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından aylardır engelleniyor.

Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları, somut ve hukuki dayanaktan yoksun gerekçeler öne sürerek, özellikle siyasi tutsakların tahliyelerini engellemeye yönelik bir tutum sergiliyor.

Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutsaklarla görüşen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’nden (ÖHD) Avukat Berivan Barın, tutsakların tahliyelerinin engellenmesine gerekçe gösterilen kararların soyut olduğuna dikkat çekti.

‘İDARE VE GÖZLEM KURULLARI SOYUT İFADELERLE CEZA VERİYOR’

Gözlem raporlarının keyfi ve soyut ifadelerle dolu olduğunu dile getiren Berivan Barın, “Bolu F Tipi Cezaevi’nde birçok tutsak hakkında hazırlanan gözlem raporları, keyfi ve soyut ifadelerle doludur. Tutsakların ‘örgütsel aidiyet gösterdiği’ ya da ‘kendini değiştirmediği’ gibi gerekçelerle cezaları infaz edilmeye devam edilmekte, bu da ikinci kez cezalandırmaya neden olmaktadır. Tutsakların bireysel farklılıkları göz ardı edilmekte, belirli davranış kalıpları ‘örgütsel tutum’ olarak değerlendirilmektedir. Örneğin suyu tasarruflu kullanmamak, odada fazla gazete bulundurmak, kitap okumamak ya da belli radyo programlarını takip etmek gibi eylemler, ‘iyi hallilik’ değerlendirmesinde aleyhe kullanılmaktadır” dedi.

İdare ve Gözlem Kurulu’nun raporlarına yansıyan değerlendirmelerden bazıları şunlar:

  • Örgüt mensuplarının bulunduğu odalarda kalmak, örgüt ortamından ayrılmak için bir çaba içinde olmamak, pişman olduğunu göstermemek, örgütsel düşünce içinde kalmak, kendini değiştirme çabası içinde olmamak…
  • İyileşmek, kendini değiştirmek, pişman olduğunu ispatlamak için bir çaba göstermemek
  • Servislerde bulunmamak, bayramlaşmalara katılmamak, aramalarda personelle yardımlaşmamak…
  • Suyu tasarruflu kullanmamak
  • Oda ve kısım temizliğine dikkat etmemek
  • Kitap okumamak
  • Odasında fazla gazete bulundurmak
  • Odasında habersizce toplanılarak sohbet etmek
  • Odasında fazla kâğıt bulundurmak
  • Örgüt ideolojisi ile fikirlerini savunmak, yazılar yazmak, defter tutmak, notlar hazırlamak, topluma bildiriler sunmak için çaba göstermek, servislerde görüşlere ilişkin sözlü söylemde bulunmak
  • Cezaevi kütüphanesinden az kitap almak
  • Görüşlerine ilişkin düşüncelerini açıkça belirtmek
  • Örgüt üyelerinin bulunduğu kısımlarda kalmak
  • Radyoda belli programları takip etmek
  • Dış basınla ilgili kupürler kesmek
  • Kürtçe kitap ve yayınlar bulundurmak
  • İdareye verdiği dilekçelerde örgüt diline yer vermek
  • Bireysel tutum göstermemek
  • Müdürlükçe yürütülen ideolojik inşa programlarına katılmamak
  • Bireysel farklılaşma belirtmemek
  • Ortak tutum içinde olmak
  • Eğitim-öğretim faaliyetine katılmamak
  • Eğitim personelinin (imam, öğretmen, rehberlik öğretmeni, eğitimci) birinci taraf olarak yapılan konuşma ve eğitim alma çağrılarına icabet etmemek
  • Rehberlik birimiyle görüşmeyi reddetmek
  • Mahkeme ve savcılık ifadelerinde örgütsel jargon kullanmak
  • TV’deki belirli programları takip etmek
  • Kürtçe TV kanallarını izlemek
  • Kürtçe konuşmak
  • Suç işleme veya kaçma eğilimi taşıdığı izlenimi vermek,
  • Müzik dinlememek
  • Nöbette kantine gitmemek
  • Radyoda belli haberleri takip etmek
  • Dergi bulundurmak
  • Gazeteye abone olmak
  • Radyo dinlemek
  • Telefon etmemek
  • Resmî kurumlara pozitif bir değerlendirme sunmamak
  • Ayda en az bir dilekçe yazmamak
  • Tüm resmî kurumlara aynı içerikte dilekçe vermek
  • Telefon konuşmasında hukuki sürece dair konuşmak
  • Şikâyet ve değerlendirme dilekçeleri sunmak
  • Oda arkadaşlarıyla birlikte ortak kitap okuma faaliyeti yürütmek
  • Koğuş temizliğine katılmamak
  • Kantinden alışveriş yapmamak
  • Akşamları geç saatlere kadar ışığı söndürmemek
  • Koğuş yatma planına uymamak
  • Aktif öğrenci olmamak
  • Aile görüş gününü nöbetçi personele söylememek
  • Görüş gününü örgütle birlikte planlama eğilimi içinde olmak.

HASTANEYE SEVK SIRASINDA ÇIPLAK ARAMA DAYATILIYOR

Tutsaklar, cezaevi içinde de uzun süredir hak ihlalleri ile karşı karşıya kalıyor. Özellikle hastaneye gitmek için sevk alan tutsaklara çıplak arama dahil birçok hak ihlalinin yapıldığını vurgulayan Berivan Barın, şunları aktardı:

“Mahpusların hastaneye sevkleri sırasında ağız içi ve kulak aramasına zorlanmaları, jandarma tarafından çıplak aramaya tabi tutulmaları, sıkça karşılaşılan uygulamalardır. Bu tür uygulamalar, insan onurunu zedeleyici olduğu kadar, açıkça işkence ve kötü muamele kapsamında değerlendirilmelidir.

Bazı vakalarda, doktor muayenesine giderken mahpuslara refakat eden askerlerin sözlü ve fiziksel müdahalede bulunduğu, jandarma refakati nedeniyle özel muayene şartlarının oluşmadığı, bu nedenle teşhis ve tedavilerin geciktiği, kimi zaman da hiç yapılamadığı raporlarla sabittir. Tüm bu süreçlerin sonunda, şikâyet edilen uygulamalar hakkında yapılan soruşturmalar ya takipsizlikle sonuçlanmakta ya da üstü örtülmektedir. Doktor muayeneleri jandarma nezaretinde yapılmakta, ağız içi arama gibi onur kırıcı uygulamalar tutsaklara dayatılmakta, sağlık raporları dikkate alınmamakta veya geç verilmektedir. Özellikle kalp, tansiyon, hepatit, kanser gibi hastalıklara sahip mahpuslar, tedaviye erişimden mahrum bırakılarak yaşam hakları riske atılmaktadır.”

Avukat Berivan Barın, çözüm önerilerini ise şöyle sıraladı:

  • Gözlem Kurulları derhal kaldırılmalı ya da bağımsız denetime tabi tutulmalıdır.
  • Ağırlaştırılmış müebbet rejimi, uluslararası insan hakları normları ile uyumlu hale getirilmelidir.
  • Tüm mahpuslara insan onuruna yaraşır koşullar sağlanmalı; eşitlik ilkesi doğrultusunda açık cezaevi ve koşullu salıverme hakları objektif kriterlere bağlanmalıdır.
  • Mahpusların sağlık, iletişim ve aile görüşme hakları genişletilmeli; tüm uygulamalar mahkeme kararına ve somut gerekçelere dayandırılmalıdır.
  • Sivil toplum, barolar, insan hakları kurumları ve bağımsız izleme kurulları cezaevlerini düzenli olarak denetlemelidir.

Bolu F Tipi Cezaevi’nde tutulan ve tahliye süreleri dolmasına rağmen tahliye edilmeyen, aralarında ağır hasta tutsakların da olduğu bazı isimler ve salıverilmeleri gereken tarihler şöyle:

Nedim Yılmaz- 15-08-2023

Abdullah Çelik- 14-11-2023

Şahap Elbasan- 13-12-2023

Deniz Öztürk – 13-12-2023

Nurettin Ataman – 04-01-2024

Keyfo Başak – 10-01-2024

Sinan Türkmen – 18-02-2024

Muhammed İsmail – 10-03-2024

Halil Dağ – 12-03-2024

Ataş Göbe – 09-06-2024

Suat Gökalp – 26-06-2024

Ramazan Vural – 27-06-2024

A. Murat Çalık – 30-06-2024

Hacı Ekinci – 02-07-2024

Bülent Güneş – 27-07-2024

Muzaffer Ateş– 08-08-2024

Ahmet Mustafa – 09-08-2024

Sabit Kaya– 15-08-2024

A. Abdi İbrahim – 29-08-2024

Aydın Adıyaman – 04-10-2024

Hasan İnci – 18-10-2024

Serhat Öztürk – 28-11-2024

Abdulhamit Ahras – 04-10-2024

Tuncay Doğan – 30-01-2025

Maruf Türkan – 06-02-2025

Mehmet Şirin Bozçalı– 06-02-2025

Mehmet Deniz Güzel – 06-02-2025

Özgür Sincar – 07-02-2025

Ömer Okul– 01-03-2025

Zeki Eşin – 09-03-2025

Murat Çetinkaya – 03-04-2025

Refik Sünkür (Engelli ağır hasta)

Ramazan Kıran

AĞIR HASTA TUTSAKLAR:

Muzaffer Ateş: 70 yaşında, birçok rahatsızlığı var.

Bahattin Salhan: Başından vurulduğu için beyin travması nedeniyle ameliyat oldu. Vücudunun sağ tarafı uyuşuyor, hareket etmekte ve bazı ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor.

Abdulvahap Kavak: Kalp hastası

Hayati Deniz Kaytan: Kar yanığı nedeniyle sol- sağ ayak parmakları kesik. El ve ayaklarından kaynaklı yüzde 60 raporu var. Beyninde tümör var. Beyin ameliyatı sonrası epilepsi hastalığı oluşmuş.

ENGELLİ AĞIR HASTA TUTSAKLAR

Civan Boltan: Sağ elinin dirsekten 10 cm aşağısı yok. Kafasında 9 mm şarapnel parçası var, bağ ağrısı ve unutkanlığa yol açıyor. Sol gözü görmüyor. Raynaud sendromu var. Her iki dizinde de çok sayıda şarapnel parçası mevcut; diz bölgesinde sürekli ağrı ve şişmelere neden oluyor.

Refik Sünkür: Kalbinde pil takılı ve ritim bozukluğundan dolayı anjiyo yapılmış. Sol kol dirseğinde yüzde 15 cm’lik kemik kaybı var. Boyun, boyun fıtığı ve bel düzleşmesi var. Her iki dizinde sorun var. Ayrıca troid, mide ülseri, reflü hastalıkları var.

Hikmet Akbaş: 3 bel fıtığı var. Kas spazmı, kas fıtığı, mide ülseri, reflü, alerji ve sinüzit hastalıkları var. Bacaklarda varis, el ve ayaklarda yanıklar var. Ayrıca vertigo, belde sinir ezilmesi bulunuyor.

Ramazan Vural: Yüksek tansiyon ve eklem romatizması hastası. İrritabl bağırsak sendromu var. Bir gözü görmüyor. Sağ kulağında da işitme kaybı var. Mide rahatsızlığı bulunuyor.