'Bizi bir araya getiren YPG'dir'
Her çatışma dönüşünde "Bijî berxwedana YPG" diye slogan atan QSD savaşçıları, "Bu direnişin ruhu YPG'dir. Biz QSD gücüyüz ama aynı zamanda kendimizi manevi olarak da YPG olarak görüyoruz" diyor.
Her çatışma dönüşünde "Bijî berxwedana YPG" diye slogan atan QSD savaşçıları, "Bu direnişin ruhu YPG'dir. Biz QSD gücüyüz ama aynı zamanda kendimizi manevi olarak da YPG olarak görüyoruz" diyor.
Fırat'ın Gazabı Hamlesi'nin 3. aşamasında Rakka'ya yakınlaştıkça çatışmaların şiddeti de artıyor. Ellerindeki en stratejik yer olan Rakka'yı kaybetmemek için DAİŞ, tüm gücüyle savaşçılara karşı çatışıyor. Ancak, tüm uğraşlarına rağmen her gün ilerleyen savaşçılar giderek Rakka'ya yaklaşıyor. Hemen hemen her günü çatışmalarla geçen savaşçılar, sadece DAİŞ çetelerine karşı değil, aynı zamanda çöl fırtınalarına karşı da direniş sergiliyor. Çoğu zaman göz gözü görmeyen fırtınalarda ilerleyen savaşçılar morallerinden ve coşkularından hiçbir şey kaybetmiyorlar.
Her çatışma dönüşünde objektiflerimize takıldıkça zafer işareti yapıyor, "Bijî berxwedana YPG" diye slogan atıyorlar. QSD ve hamleye sonradan katılan Arap aşiretlerinin savaşçıları da aynı sloganı haykırıyor. Onlara "Siz QSD gücüsünüz, niye YPG sloganı atıyorsunuz" diye sorduğumuzda da şu yanıtı aldık:
"Bu direnişin ruhu YPG'dir. Biz QSD gücüyüz ama aynı zamanda kendimizi manevi olarak da YPG olarak görüyoruz. Bizi bir araya getiren de odur. Sonuçta hepimiz demokratik bir Suriye için ve zulme karşı savaşıyoruz. Biz Kürt ve Arap savaşçılar birlikte DAİŞ’e karşı saldırıya geçtiğimizde artık aramızda bir kan bağı oluşuyor. Yani biz artık kardeş oluyoruz."
Savaşçılar arasındaki diyalogları, şakalaşmaları, sohbetleri dinledikçe bizde de çok farklı duygular oluşuyor. Savaşçılardaki moral ve coşku büyük bir etki bırakıyor. Yine tüm o zor şartlara rağmen gözlerindeki yaşam sevinci ve inanç ve elbette yüzlerinde hiç bitmeyen gülümseme, buz tutmuş yüreklerde bile ferahlık yaratıyor. Birbirlerine olan bağlılıkları görülmeye değer. Biri bir işe kalkıştığında bir anda her taraftan ona yardım için geliniyor. Ön mevzilere ihtiyaç olduğunda hepsi birbirinden önce gitmek istiyor. Biri yaralandığında onlarcası harekete geçiyor. O esnada sanki ölüm diye bir şey tanımıyor kimse. Tüm gün çatışmada olmasına rağmen savaşçı arkadaşları dinlensin diye saatlerce nöbet tutan savaşçılar var. Sadece durup savaşçıların bir günlük birlikte geçirdikleri zamanı bile gözlemlemek insanda derin duygular yaratıyor.