“Biz insanca yaşanacak ücret talep ediyoruz”

Mevcut asgari ücretin büyük şehirlerde kiraları dahi karşılamadığını söyleyen Şaziye Köse, Türk-İş’in önerdiği 7 bin 785 TL’nin hükümetin isteyeceği rakam bazında olduğunu ifade ediyor.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu bileşenleri olan Çalışma Bakanlığı, TİSK ve Türk-İş ile birlikte 7-9 Aralık tarihlerinde toplanacak. Komisyon Aralık aynın başında bir araya gelip “işçileri enflasyona ezdirmeyeceğiz” yönünde açıklamalar yaptı. Fakat Türk-İş başkanı Ergün Atalay şimdiye kadar kamuoyunda tahmin edilenin bile altında düşük bir rakam telaffuz etti: 7 bin 785 TL.

Asgari ücret talebini açıklayan DİSK ise 13 bin 200 TL istediklerini kamuoyuna duyurdu. Öte yandan HDP Emek ve Sosyal Politikalar Komisyonu ise önceki hafta başlattıkları kampanya ile net olarak 12 bin 500 TL olacak şekilde bir rakam belirtti.

HDP Emek ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş Sözcüsü Şaziye Köse hem kendi başlattıkları kampanyayı ve asgari ücret politikasını hem de kamuoyunda açıklananları ANF’ye değerlendirdi.

ASGARİ ÜCRET YAYGINLAŞTIRILIYOR

İnsanca yaşanacak ücret talep ettiklerini dile getiren HDP Emek ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş Sözcüsü Şaziye Köse, Türkiye’de büyük bir kesimin açlık sınırı altında yaşadığını söylüyor: “Biz insanca yaşayacak bir ücret diyoruz öncelikle. Zira ülkenin 75-76 milyonu yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşıyor. Bunu göz önüne aldığımızda insanca bir yaşamdan söz etmek mümkün değil. Fakat burada tabii ki şunu göz ardı etmiyoruz, yoksulluk sınırı ve altında yaşayanlarla asgari ücret alıp bugün yaşayanlar arasında büyük bir uçurum var. Fakat iktidarın politikaları doğrultusunda aslında asgari ücret bu ülkede bir ortalama ücret haline getirilmeye çalışılıyor. Esas mesele burada düğümlü.

Aşağıda olanın refah ve geçim düzeyini yükseltip yukarıya çekmek yerine sürekli, biraz daha üstte olana milim milim yapılan zamlarla aşağı doğru çekmeye çalışılıyor ve arada uçurumlar yaratıyor. Bu yaratma esnasında da asgari ücreti aslında bütün çalışanlar açısından bir ortalama ücret haline getirilmeye çalışılıyor.”

VASIFLI ÇALIŞANA DA ASGARİ ÜCRET DAYATMASI

İktidarın asgari ücretin tüm kesimlere yaymaya çalıştığını ifade eden Köse tabloyu şöyle anlatıyor: “Dünya ülkelerinde asgari ücretli çalışan sayısı minimum düzeyde, çok az. Fakat bizim ülkemizde ise asgari ücretli çalışan sayısı çok yukarıda, güvencesiz, kayıt dışı vesaire bu alanlarda çalışan herkes asgari ücrete mahkûm ediliyor. Asgari ücret aslında kalifiye ya da herhangi bir meziyeti olmayan, işe yeni başlamış kişi için verilir. Fakat bu durum Türkiye’de ortadan kalkmıştır. Birden fazla meziyeti olan, iki- üç üniversite bitirmiş, diplomalı ya da kalifiye olanlar dahi bugün işe asgari ücretle başlatılıyor. Mesela somut örnek verelim, özel okul öğretmenlerine bir bakalım. Hepsi asgari ücret ve asgari ücretin altında maaşlarla çalışıyor. Kalifiye, eğitim fakültesi bitirmiş bir meslek edinmiş ama asgari ücret altında maaş alıyor. Yine devlet okullarında ücretli öğretmenler de hakeza aynı durumda. Türkiye ucuz iş gücü cennetine dönüştürüldü.”

KENDİ ARAŞTIRMALARI ALTINDA RAKAM SÖYLÜYORLAR

Asgari ücret konusunda Türk-İş başkanı Ergün Atalay’ın açıklamalarını da eleştiren Şaziye Köse, sendikalaşma önündeki engellere de dikkat çekerek bunların da ücretleri düşürdüğüne değiniyor: “Türk-İş başkanı ‘Benim üyem olan 1 milyonun üzerinde çalışandan asgari ücretli sayısı çok az, benim ne işim var burada’ diye açıklama yaptı. E ne işin var orada diyeceğine çekil. Çekil ki gerçekten o ücretle bugün geçinmek zorunda kalan, ertesi gün çocuğunun beslenme çantasına ne koyacağını düşünen işçilerin kendisi masanın tarafı olsun. Örgütlenme özgürlüğünün önü açılsın, örgütlensinler. Sendikalaşsınlar ve toplu sözleşmelerle ücretlerini belirlensinler.

Çünkü esas düğüm noktası orada. Bugün bu ülkede işçilerin sendikalaşma oranları o kadar aşağıda ki! Örgütsüz ve dağınık bırakılmış, hareket kabiliyeti kısıtlanmış. Çok düşük ücret ve korkunç borçlar altına sokulmuş durumda işçiler. Çünkü o ücretle yaşamanın mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz. İnsanlar sürekli kredi kartlarına bir borç yükü altında yaşamını ilerletmeye çalışıyor. Çünkü asgari ücret bugün büyük kentlerde kirayı karşılamıyor, bırakın geçinmeyi! Sıradan iki odalı bir evin en düşük kira şu an 5 bin lira mesela İstanbul'da. Bir evde en az 4-5 insan o asgari ücreti almalı ki nefes alabilsin o aile.

Onun için örgütlenmenin önündeki bütün engeller kaldırılmalı. Sendikal örgütlenme zorunlu hale getirilmeli. Çünkü birçok dünya ülkesinde bu böyledir. Sendikalı olmak zorundadır işçiler. Ama burada her ne hikmetse sendika mücadelesi veren işçiler çeşitli biçimlerde şiddete maruz kalıyor, gözaltına alınıyor. Esas mesele işçi sınıfını örgütsüz bırakmada yatıyor. Çünkü örgütlü olan, toplu sözleşmeyle kendi ücretine, kendi örgütü taraf olur ve ücretleri belirler. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay diyor ki “7 bin 785 TL bizim kırmızıçizgimizdir” Ayıptır, kendi yaptıkları Ekim ayı araştırmasında zaten bu söyledikleri rakam açlık sınırıdır!”

15’İNE KADAR KAMPANYA YÜRÜTECEĞİZ

Köse komisyonun son toplantı takvimine kadar bir kampanya yürüteceklerini de sözlerine ekliyor: “DİSK de rakam olarak 13 bin 200 TL demiş, elbette ki belli araştırmalar ve hesaplamalarla yapılmış. Biz de HDP olarak 12 bin 500 demiştik net olarak vergi vesaire alınmadan. Üç aşağı beş yukarı verdiğimiz rakamlar birbirini tutmuştur. Bu bile bugün insanca yaşayacak bir düzeye sahip bir ücret değildir. Ama elbette ki insanların nefes almalarına belki bir nebze de olsa yetecek bir rakam. Esas itibarıyla öne çıkarılması gereken insanca yaşanacak ücrettir. Biz de bunun çerçevesinde ücretin belirleneceği ayın 15’ine kadar bir kampanya yürüteceğiz asgari ücretin insanca yaşam düzeyine çekilmesi için.”