‘Bir dili inkar etmek Kuran’a muhalefet etmektir’
Kerkük’teki seminerde konuşan DİK eş sözcüleri ve HDP milletvekilleri “Kürtleri inkar edenler Kuran’a muhalefet ediyorlar” şeklinde konuştu.
Kerkük’teki seminerde konuşan DİK eş sözcüleri ve HDP milletvekilleri “Kürtleri inkar edenler Kuran’a muhalefet ediyorlar” şeklinde konuştu.
Demokratik İslam Kongresi eş sözcüleri Fadıl Bedirhanoğlu, Hüda Kaya ile HDP Siirt milletvekili Kadri Yıldırım ile DİK üyelerinden Güney Kürdistanlı Mele Nadir’ın katılımıyla Kerkük’te “toplumsal konulara yaklaşım” konusunda bir seminer düzenlendi.
Seminerde ilk konuşan Mele Nadir, DAİŞ’i Kobanê’de, Rojava’da Kürtlere saldırtanların, Kuzey Kürdistan'da milyonlarca Kürdün dilini, kültürünü yasaklayan ve şehirlerini yıkanların İslami anlayışlarının sakat olduğunu belirterek, gerçekten eşit, özgür ve barış içinde yaşamak isteyen Kürtlerin İslami esasları uyguladığını belirtti.
HDP milletvekili Kadri Yıldırım, İslam ve demokrasi konulu yaptığı konuşmada bugün İslam adına hareket edenlerin toplumsal farklılıkları yok saydığı ve asimile ettiği için savaşların yaşandığını söyledi.
Hz. Muhammed zamanında tüm insanların inançları ve kimlikleriyle özgürce yaşadığına işaret eden yıldırım devamla “oysa Kur’an’da ‘biz sizi farklı farklı yarattık ki birbirinizi tanıyasınız’ deniliyor. Ancak bugün İslamiyet adına hareket edenler farklı kimlik ve inançları inkar ediyorlar. Savaş da bundan dolayı yaşanıyor” dedi.
Kürtlerin de bu kesimler tarafından inkar edildiğine dikkat çeken Yıldırım, “oysa bir halkı, bir dili, bir kimliği inkar etmek Kuran’a muhalefet etmektir. Dolayısıyla bunu yapanlar Kuran’a muhalefet ediyorlar. Oysa peygamber zamanında hiç kimse inancından dolayı sorgulanmazdı” dedi.
DİK eş sözcüsü ve HDP milletvekili Hüda Kaya ise Demokratik İslam anlayışında kadına bakış üzerine yaptığı konuşmada, Kerbela savaşında kadın ve erkeklerin birlikte mücadele ettiğini hatırlatarak, ancak daha sonra Emeviler sürecinde kadınlara yönelik katliamın tekbir getirenler tarafından gerçekleştirildiği gibi, bugün de tekbir getiren, sakal uzatan DAİŞ çetelerinin aynı şeyi uyguladıklarını söyledi.
Kaya: “o dönem Zeynep nasıl buna karşı çıkarak mücadele yürüttüyse bugün de Zeynep’in kızları aynı şekilde Şengal’de, Rojava’da tekbir getirip sakal uzatarak kadınları köle pazarlarında satan DAİŞ çetelerine karşı mücadele yürütmektedirler” dedi.
Kadınlara dönük geliştirilen bu tahakkümcü zihniyetin sadece İslami toplumlarda değil her kesimden geliştiğine dikkat çeken Kaya, kadınların bunun için örgütlenmeye ihtiyaçları olduğunu belirtti.
Demokratik İslam’da ulusal soruna yaklaşım üzerine konuşan DİK eş sözcüsü Fadıl Bedirhanoğlu da “Her toplum kendi dili ve kültürüyle özgürce yaşama hakkı sahiptir. Hiç kimse kimsenin dilini, kültürünü yaşamak zorunda değildir. Dil bir halkın varlığıdır. İslamiyet’e göre yaşamak isteyen bir insan kendi dili ve kültürüyle yaşamak durumundadır. Bunu yasaklamak ise İslamiyet’e muhalif olmak anlamına gelir” şeklinde konuştu.