ÝHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından düzenlenen oturma eyleminde, cezaevlerinde 53üncü gününe giren açlık grevlerine dikkat çekildi. ÝHD Diyarbakır Şube Bşakanı Raci Bilici, cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıranların taleplerinin meşru ve insani talepler olduðunu belirterek, Eðer bu zihniyetle bu süreci devam ettirirseniz, bu ülkenin geleceði felaket olur. Siz Öcalansız savaşı sürdürebilirsiniz ama Öcalansız barış yapamazsınız. Bu gerçek ortaya çıkmıştır dedi.
ÝHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın sloganıyla her hafta düzenlediði oturma eylemi 195inci haftasında devam etti. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirilen ve her hafta olduðu gibi kaybedilen yakınlarının fotoðraflarını taşıyan kayıp yakınlarına ÝHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri Ýnisiyatifi, MEYA-DER, TUHAD-FED ve KESKe baðlı sendikaların temsilcileri de katılarak destek verdi.
Oturma eylemi öncesi bir konuşma yapan ÝHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, cezaevlerindeki açlık grevi eyleminin 53üncü gününe girdiðini hatırlatarak, Doðrusu son derece tedirgin ve kaygılıyız. Bugün AKP iktidarının 10uncu yılı ama maalesef halen bu ülkede böylesi sorunları tartışıyoruz. Bugün hala askeri ve siyasi operasyonlar hız kesmeden devam ediyor, hala bu ülkenin daðlarında gençlerimiz yaşamlarını yitirmeye devam ediyor, hala cezaevlerinde toplumun birçok kesiminden insanlar bulunuyor, hala bu coðrafyada Kürt anneleri, Türk anneleri aðlıyor, hala insan hakları, demokrasi, hukuk ve özgürlük sorunuyla karşı karşıyayız dedi.
Sorunun çözümü için PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diyalogun kurulması gerektiðini belirten Bilici, şunları söyledi: Biz burada hükümete ve Başbakana şu çaðrıda bulunuyoruz; kişisel hırsınız, kaprisleriniz yüzünden bu ülkeyi bu hale getirdiniz. Bu hırsınızdan, kaprisinizden vazgeçin. Bu ülkenin geleceðinin önünü tıkıyorsunuz. Eðer bu zihniyetle bu süreci devam ettirirseniz, bu ülkenin geleceði felaket olur. Siz Öcalansız savaşı sürdürebilirsiniz ama Öcalansız barış yapamazsınız. Bu gerçek ortaya çıkmıştır. Bedenini ölüme yatıran bu insanların sesine kulak verin. Bunlar ne istiyorlar? Bunlar bu ülkenin sorunlarının demokratik barışçıl yöntemlerle çözülmesini istiyorlar, diyalog ve müzakere istiyorlar, Öcalanın üzerindeki tecridin kaldırılmasını istiyorlar. Bu ülkeye hukuk, adalet, özgürlük getirilmesini istiyorlar. Bu taleplerden daha onurlu bir şey olabilir mi?
Devletin zihniyeti deðişmese bu ülkenin geleceðinin felaket olacaðını vurgulayan Bilici, şöyle devam etti: Bakın 53 gündür açlık grevinde olan, bu ülkenin geleceði için bedenlerini ölüme yatıran insanlarla dayanışmak amacıyla çok masumane bir şekilde bu kentte bir miting yapılacaktı ama buna dahi izin verilmiyor. Ýnsanların taleplerini demokratik yol ve yöntemlerle dile getirmesine dahi tahammülünüz kalmamıştır. Bugün Kızılcahamamda kamptasınız. Orada bu politikalarınızı gözden geçirin. Devlet aklını, zihniyetinizi deðiştirmeden siz bu ülkeyi yönetemezsiniz. Askeri ve siyasi operasyonlarla bu ülke yönetilemez. Bizler çok can kaybettik. Yeni canların kaybedilmesi kaygısı taşıyoruz. Bu nedenle tüm uluslar arası kuruluşları ve ülkedeki tüm çevreleri açlık grevleri konusunda duyarlılık göstermeye, açlık grevindekilere sahip çıkmaya çaðırıyoruz. Biz eðer sesimizi yükseltmezsek, gelecek karanlık, gelecek ölüm ve gözyaşı olacaktır.
Bilicinin konuşmasının ardından ÝHD Şube Sekreteri Abdusselam Ýnceören, 1994 yılında Muşun Ortaç Köyünde askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Fadi, Gülnaz, Ferzende, Halil, Enver ve Kadriye Tatunun kaybediliş hikayesini anlattı. Ýnceören, Tatu ailesinin tüm girişimlerine raðmen kaybedilen 6 kişinin bulunamadıðını belirterek, bu kişilerin cenazelerine dahi ulaşılamadıðını dile getirdi.
Yapılan konuşmaların ardından kaybedilen 6 kişi anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.