Bilgen: Yaşananlar felaketin fotoğrafı
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Bakan Süleyman Soylu için verilen gensoru üzerine konuştu.
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Bakan Süleyman Soylu için verilen gensoru üzerine konuştu.
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Meclis'te İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında verilen gensoru üzerine söz aldı.
Bilgen, 57 yaşındaki Nusaybinli Abdi Aykut'un işkence gördüğünün kamuoyuna fotoğraflarıyla yansıdığına dikkat çekerek, İçişleri Bakanı'nın olaya ilişkin "O yaşlı dediğiniz, teröre ev sahipliği yapıyor" dediğini hatırlattı.
'BAKANIN SÖZLERİ FELAKETİ İŞARET EDİYOR'
Bilgen, şöyle devam etti:
"Yine Muğla'da canlı bomba oldukları iddiasıyla çıplak soyundurulan, yere yatırılan, fotoğrafları çekilen insanlar. Bunu da Sayın Bakan şöyle savunuyor: 'Bu normal. Dünyanın her yerinde canlı bomba şüphesi olanlar bu muameleyi görür.'
Evet, dünyada bu normal onu biliyoruz; mesela, böyle fotoğraflar, daha iğrençleri, daha çirkinleri Ebu Gureyb'de yayımlandı, bütün dünya gördü. Ebu Gureyb'i yapanlar için bu normal. Guantanamo'da var bunun örnekleri, çok normal ya da işte Filistin'de -uzun bir süredir bu kürsüde Filistin'le ilgili değerlendirmeler yapılıyor- bu manzaralar son derece normal. Ama o zaman sizin normaliniz değişmiş, sizin normaliniz farklılaşmış, sizin inanç dünyanız, sizin kültür dünyanız eğer bunu normal görüyorsa söylenecek çok şey yok.
Son bir örnek: Antalya Gazipaşa'da Murat Araç, 3'üncü kattan kendini atıyor ve İçişleri Bakanı yine bunu izah ederken diyor ki: 'Örgüt, gözaltına alınanlara intihar edin talimatı veriyor.' Ben, daha fazla söz söylemeyeceğim, daha fazla örnek aktarmayacağım. Süreyi bunlarla doldurmak istemiyorum ama aslında bu fotoğraf, bu tablo nasıl bir felaketle karşı karşıya bulunduğumuzu göstermeye yetiyor."
"2002'de seçilmiş valiler vadedip bugün atanmış belediye başkanlarıyla yönetilmek herhalde kimse için bir başarı örneği olarak ifade edilemez" diyen Bilgen, şunları söyledi: "DBP'nin 102 belediyesinden 94'üne kayyum atanmış. Şimdi, eğer bütün belediye başkanları suçlu ise galiba onları seçenlerin bir suçu olsa gerek çünkü hiç doğru kimseyi seçmemişler, hiç isabetli bir tercih yapmamışlar. Yani belediye başkanlarının ötesinde, aslında bu karar bir bütün olarak bir halkın suçlu olduğunu gösterir. Öyle ya, iktidar partisinin bir suçu olmayacağına göre, bir hata yapmış olmayacaklarına göre mutlaka halk yanlış yapıyordur, halk ısrarla yanlışı seçmeye devam ediyordur. Türkiye'de 31 milyon yurttaş, seçmediği belediye başkanları tarafından yönetiliyor. Bu, aslında Türkiye demokrasisinin içerisinde bulunduğu durumu ifade etmeye tek başına yetiyor."
'7 BİN GÖZALTI, 2 BİN TUTUKLAMA, KATLİAM, YALAN...'
Partilerine dönük sadece son bir yıl içerisinde 7 bin gözaltı, 2 bin tutuklamanın söz konusu olduğunu belirten Bilgen, Kobanê eylemlerini de hatırlatarak, "50’den fazla insan hayatını kaybetmişse soruşturmak gerekmez mi? Bingöl'deki emniyet müdürüyle ilgili nasıl ciddi bir yargılama süreci yoksa, faillerinin bulunmasıyla ilgili ciddi bir sonuç yoksa burada bu kürsüde çokça dillendirilen Ceylanpınar'da hayatını kaybeden polislerle ilgili de ciddi hiçbir durum, hiçbir gelişme, ilerleme yok" dedi.
Bilgen, "Ama daha vahimi aslında şu; Sayın Cumhurbaşkanının 16 Nisan referandumunda bu olaylarla ilgili yaptığı değerlendirme var; çok ilginç. 2, 3 kez farklı mitinglerde Sayın Cumhurbaşkanı kürsüde önündeki metni okuyarak diyor ki 'O parti, terörle ilişkili. 7 Haziran’da çok oy aldı, 80 milletvekili çıkarttı; şımardı ve halkı sokağa döktü. 50'nin üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti.' 7 Haziran seçimleri 2015 yılında oldu, Kobanê eylemleri 2014 yılında oldu. HDP ne kadar şımarırsa şımarsın bir yıl önceye gidip bir eylem yapmayı başaramaz, zaferini böyle anamaz" diye konuştu.
Bilgen, "Değer, ilke, hukuk olsaydı, bu hükûmet Bitlis'te mezar taşlarını kırarak güç gösterisi yapmazdı" dedi.
'ZAFER ELDE EDİLMİŞ GİBİ NUTUKLAR DİNLİYORUZ'
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, konuşmasının sonunda İsrail-Filistin meselesine de değinerek, şunları belirtti:
"Bugün Filistin'de İsrail'i protesto gösterilerine katılan 2 gösterici İsrail kurşunlarıyla hayatını kaybetti, bir gazeteci de yaralandı. Son birkaç saattir bu kürsüde Filistin sorunu sanki çözülmüş, büyük bir zafer elde edilmiş gibi nutuklar dinliyoruz. 1973'ten bu yana Birleşmiş Milletler Filistin'le ilgili kararlar alıyor. İsrail'in işgal ettiği topraklardan çıkması için, yeni yerleşim yerlerini durdurması için, insan hakları ihlallerine son vermesi için Birleşmiş Milletler benim bildiğim onlarca karar aldı, hiçbirisinin hiçbir karşılığı yok, hiçbir sonuç doğurmuyor. Eğer İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri ya da Birleşmiş Milletler üyeleri Filistin konusunda azıcık samimi olsaydı bugüne kadar bu sorun zaten çözülürdü. Kendimizi nutuklarla kandırmak yerine bu gerçekle yüzleşmek zorundayız."