Bilgen: Kongreye giderken siyasi rolümüzü netleştireceğiz

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, genel merkezde basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konuları değerlendirdi.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, MYK toplantısının gündemlerine ilişkin bilgi verdi, MYK'nin değerlendirmelerini aktardı.

Bilgen, "MYK toplantımız devam ediyor. Öncelikle gündemdeki bazı konularla ilgili MYK üyelerimizin değerlendirmelerini aldık. Kudüs konusu bugün medyada ana başlık olarak gözüküyor. Biz Ortadoğu’da bütün sorunların diyalogla çözülmesinden yanayız. Trump’ın tavrı ne kadar kabul edilemezse İslam İşbirliği Teşkilatı’nın tavrı yöntem olarak yanlıştır" dedi.

'DİYALOG DIŞINDAKİ YÖNTEMLERİ KABUL ETMİYORUZ'

Filistin sorununun çözümüne dikkat çeken Bilgen, "Diyalog yolu, barışçıl yöntemler ve Filistin halkının talepleri dışındaki mekanizmaları bir çözüm alternatifi ve yöntem olarak sunmak doğru değildir. Biz İslam İşbirliği Teşkilatı’nı sonuç doğuracak yöntemlere yönelmeye çağırıyoruz" diye belirtti.

Kamuoyunu manipülasyona dönük yaklaşımlara karşı dikkatli olmaya çağıran Bilgen, "Filistin sorunu küçük hesaplarla ele alınabilecek bir konu değildir. Eğer İslam İşbirliği Teşkilatı, bu konuda tavır almazsa ne yazık ki Filistin’de daha çok kan akmaya devam edecektir" dedi.

'O ZAMAN TİCARİ ANLAŞMALARI GÖZDEN GEÇİRİRSİNİZ'

"İsrail’in bir terör devleti olduğunu düşünüyorsanız ticari anlaşmalarınızı da gözden geçirirsiniz" vurgusunda bulunan Bilgen, şöyle devam etti:

"Özellikle parlamentoda grubu bulunan partilere de çağrıda bulunuyoruz: Mavi Marmara ile ilgili anlaşma geçtiğimiz yıl Meclis’te onaylandı ve bizim partimiz dışındaki hiçbir parti, o metinde Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmiş olması üzerine hayır oyu vermedi.

'İSLAM İŞ BİRLİĞİ TEŞKİLATI KANAYAN TÜM YARALARLA İLGİLENSİN'

Biz uzun bir süredir hükûmetin net bir tavır içerisinde olmadığını, bu konuyu tıpkı Trump gibi bir iç politika malzemesi haline getirdiği, tıpkı diğer körfez ülkeleri gibi sadece kamuoyundaki haklı itirazları manüpüle etme niyeti taşıdığını ifade etmek istiyoruz.

İslam İş Birliği Teşkilatı kanayan yaralarla ilgili ciddi bir irade ortaya koyacaksa Yemen ya da diğer coğrafyalardaki insani dramlara karşı ses çıkarmalıdır."

KÜRDİSTAN

Bilgen, Meclis'te "Kürdistan" ifadesine karşı tepkiye de değinerek, şunları kaydetti:

"Meclis’te Kürdistan için tepki gösterenler biraz incelemiş olsa Kaşgarlı Mahmut’un haritasından bu yana, 500 yıl önceki Osmanlı arşivlerinden bu yana Kürdistan ifadesinin olduğunu görecektir. 1920’li yıllarda, Meclis tutanaklarında, 1924’e kadar tam 4 bin civarında Kürdistan ifadesinin geçtiği konuşmalar yapılmış. Mustafa Kemal’in yaptığı konuşmalarda, Nutuk dahil olmak üzere, 18 yerde Kürdistan ifadesi kullanılmaktadır. Dün Meclis’te gösterilen tavır Meclis’in kendi tarihini inkarıdır. Zahmet edip Meclis Başkanlığının dağıttığı Nutuk’a baksalar ya da Ulus’taki birinci Meclis’e gitseler ya da hiçbir şeye bakmayıp Erdoğan’ın geçmişte yaptığı konuşmalara baksalar Kürdistan ifadesini görürler."

DEMİRTAŞ'IN DURUŞMASI

"Demirtaş'ı duruşmaya getirmeyen jandarma hangi yoğunluk içinde" diye soran Bilgen, "Bugün görülen davalar var. Kars’tan Manisa’ya kadar yöneticilerimizin yargılamaları devam ediyor. 2 yıldır ilk kez mahkemeye çıkarıldılar. Yine Sayın Demirtaş’ın bugün duruşmaya getirilme kararına karşı jandarmanın verdiği yanıt var. Daha önce jandarma, 'muhiti çok geniş, korumakta zorlanırız' demişlerdi, şimdi de görev yoğunluğu bahanesi ile getirmediler. Mahkemeler ne ifade ediyor, bu cevap çok dikkat çekici. Jandarma hangi yoğunluk içinde? Bir yandan 'Demirtaş yargıdan kaçıyor' denirken diğer yandan 95 duruşmaya getirilmemesi, 400 günden azla tutuklu olmalarına rağmen mahkemeye çıkarılmaması dikkat çekici" şeklinde konuştu.

AİHM'E SAVUNMA

AKP'nin AİHM'e verdiği savunmasına işaret eden Bilgen, şunları dile getirdi:

"AİHM'e verdiği cevapta, tutukluyken de milletvekillerinin yasama faaliyetlerine katılabileceğini ifade ediyor hükûmet. Cezaevlerinde incelenen posta faaliyetleriyle mi yasama faaliyetlerine katılacaklar? Bu aslında hükûmetin kendisinin ne kadar ciddiye aldığını gösteriyor yasama faaliyetlerini.

Bir başka cevap: tutuklanmasalardı şiddet artacaktı. Birçok arkadaşımızın tutuklanma nedeni olan dosya 2014’e ait 6-8 Ekim eylemleri. 2 yıl sonra bunu AİHM‘e gönderirseniz bu tavrınızın bedelini tüm Türkiye ödemek zorunda kalır. Hükümet iç hukuku kandırdığı gibi AİHM'i de kandırmaya çalışıyor. Böyle bir ciddiyetsizlik olamaz. Eylemler 2 yıl önce başlamış ve 10 gün sürmüştür. Resmi kayıtlara göre 3 gün sürmüştür."

AKADEMİSYENLERİN YARGILANMASI

Bilgen, açıklamalarının devamında şu değerlendirmeleri yaptı:

Hakimler akademisyenleri farklı beyana zorluyor

"Sırf 'Türkiye’de kan dursun' dedikleri için binin üzerinde akademisyenin yargılamaları birkaç gündür devam ediyor. Akademisyenlerin çok net tutumuna rağmen mahkemelerde hakimler onları başka şeyler söyletmeye zorlamıştır. Bu yargılama değildir, akademik özgürlüğe saygı da değildir.

RÜŞVET VE KİRLİ İLİŞKİLER

Zarrab dosyasında geçen ifadeler TBMM gündemine gelmiş ve o zaman dosyada gizlilik olduğu için fezlekeler okunmadan oylanarak komisyon kurulaması kararı çıkarılmıştır. Oy çokluğu ile sadece parmak hesabıyla reddederseniz bu bir gün önüne çıkar. Türkiye etkin yargılama yapmadığı için şimdi ABD mahkemesinde bütün ayrıntı deşifre olmaktadır. Bunun önünde geçmesinin yolu bir an önce inanılır, etkin bir yargılama sürecini başlatmaktır. Olayı şarlatanlıkla tarif etmek bu işin vahamet düzeyini örtmek amaçlıdır.

CİZRE VE SİLOPİ

Bugün Cizre ve Silopi’de sokağa çıkma yasaklarının üzerinden 2 yıl geçti. Çok ağır bir travma yaşandı hala devam ediyor. Cizre’de 79, Silopi’de 478 gün sokağa çıkma yasağı uygulandı. Bu şehirlerin şu anki durumu da gündemden saklanıyor.

OHAL

Emek, Meslek örgütlerinin düzenlemek istedikleri OHAL karşıtı miting OHAL gerekçesi ile yasaklandı. Bu Türkiye demokrasisinin geldiği ironik durumdur."

'BİR KONGRE KOMİSYONU KURACAĞIZ'

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, "Kongremizle ilgili bugün itibarıyla Parti Meclisimizde alınan karar doğrultusunda MYK’mız bir kongre komisyonu kuracak ve bu komisyon planlamaları somut karara bağlayacak, hazırlık yapacak. Türkiye’nin içinde bulunduğu politik durumu, HDP’nin son genel kurulundan bugüne geçen süreyi değerlendirecek" diyerek, şunları da kaydetti:

"Kongreye giderken HDP’ye nasıl bir rol, siyasi sorumluluk düştüğünü açıkça değerlendireceğiz. Birçok kesimle toplantılar düzenleyeceğiz, partimizle ilgili öneri ve eleştirileri alacağız. Yerel toplantılarda da partililerimizin fikirlerini alacağız ve merkezi olarak bir kadın konferansı bir de genel konferans yapacağız. Ardından kongreyle ilgili çalışmaları tamamlayacağız."