BDP: Ya aşırı-hapsedilmiş olan halksa?

BDP: Ya aşırı-hapsedilmiş olan halksa?

BDP Hukuk ve Ýnsan Hakları Komisyonu, Hükümet'in cezaevlerindeki kapasite fazlası nedeniyle yaşanan sorunları ve sürgünleri gördüðünü; ancak çözüm üretmediðini belirtti. Sorunun tek başına bir kapasite sorunu olmadıðını, bir adaletsizlik sorunu olduðunu vurgulayan komisyon, "Bize deniyor ki hapishaneler aşırı kalabalık, peki ama ya aşırı-hapsedilmiş olan halksa?" diye sordu.

BDP Hukuk ve Ýnsan Hakları Komisyonu, kapasite fazlasının üstünde tutsak bulunduran ve dolu olan cezaevleri ile cezaevlerinde yaşanan sürgünlerdeki hak ihlallerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Urfa Cezaevi’nde çıkan isyanın ardından yaptıðı açıklamaların, BDP ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının uzun zamandır üzerinde durduðu cezaevlerinin kapasite fazlasının had safhaya ulaştıðı gerçeðini resmi olarak teyit ettiði kaydedildi. Bu kapasite fazlasının beraberinde getirdiði sıkıntıların hem içerideki hükümlü ve tutuklular hem de kamuoyu açısından katlanılmaz bir hal aldıðının vurgulandıðı açıklamada, "Cezaevlerindeki kapasite fazlası nedeniyle yaz sıcaklarında havasız, dar koðuşlarda kalmaya mahkum edilen insanlara isyan etmekten başka bir yol bırakmayan Hükümet, meydana gelen ölümlerin de birinci derecede failidir. Zira bir yatakta üç mahkumun kaldıðı, tuvaletlerin sırayla bir dakika süreyle kullanılabildiði cezaevlerinin bu koşulları kendi başına bir işkence ve kötü muamele kaynaðı olmuştur" denildi.

‘HÜKÜMET GÖRÜYOR BÝR ŞEY YAPMIYOR’

Hükümetin cezaevleri sorunlarını görmesine raðmen söz konusu sıkıntıların giderilmesi için gerçek anlamda bir çaba göstermediðine işaret edilen açıklamada, şunlara yer verildi: "Zira, cezaevleri kapasite fazlasının gündeme geldiði, KCK operasyonlarının başladıðı günden bu yana yapılanlar, hükümlü ve tutukluların yerlerinin deðiştirilmesinden öteye gitmemiştir. Hiçbir yasal dayanaðı olmayan ve hukuk devleti olmanın gereklerine uymayan bu keyfi nakiller bilhassa son aylarda giderek artmıştır."

‘YOL BOYUNCA ÝŞKENCE’

Tutsak yakınlarının ziyaret imkânları ile nakil esnasında yaşanalar düşünülmeden bu uygulamaların hiç durmadan devam etmesinin, yeni sorunları da beraberinde getirdiði kaydedilen açıklamada, Van’dan Ýstanbul’a karayoluyla sevk edilmek istenen Abdulseddar Ölmez, Sinan Asða, Akif Karamanlı, Medeni Demir ve Ýsmet Evin’in ring aracında yanarak ölmesi örnek gösterildi. BDP Urfa Milletvekili Ýbrahim Ayhan ve Urfa Cezaevi'nden diðer cezaevlerine sürgün edilen tutsakların hatırlatıldıðı açıklamada, "Aç ve susuz bir şekilde, yolda ihtiyaçlarını karşılamalarına müsaade edilmeksizin kötü muameleye maruz bırakılan mahkûmlara, yol boyunca işkence yapılmıştır" denildi.

‘SORUN MEKAN DEÐÝL ADALETSÝZLÝK SORUNUDUR’

Toplumda büyük yargısal reformların yapılacaðı izlenimi verilerek Meclis'ten geçirilen yargı paketlerine baðlanan beklentilerin de boş olduðunun vurgulandıðı açıklamada şöyle denildi: "Son olarak 3. Yargı Paketi kapsamında yapılan başvurulara karşı mahkemelerin olumsuz tutumu ile ortaya çıkmıştır. Ayrıca il ve ilçelerdeki küçük cezaevlerinin kapatılarak, yerlerine yeni kampus cezaevlerinin açılması ile cezaevlerinin kapasite fazlası sıkıntısını çözüleceðini bekleyerek, sorunu bir ‘mekan’ sorunu olarak tanımlayacak dar bakış açısı da bu sıkıntılara çözüm olmaktan uzaktır. 1968 Fransa’sındaki mahkumların iktidara seslendiði üzere; ‘Bize deniyor ki hapishaneler aşırı kalabalık, peki ama ya aşırı-hapsedilmiş olan halksa?’ diyoruz."

‘SEVKLER DURDURULSUN, HAKSIZ YERE TUTUKLU YARGILANANLAR SERBEST BIRAKILSIN’

Son olarak Ýzmir’de açılan Şakran Kampus Cezaevi’nde kalan tutsakların yaşadıkları sıkıntıların sorunun tek başına bir kapasite sorunu olmadıðını aslında bir adalet sorunu, bunun da ötesinde adaletsizlik sorunu olduðunu gösterdiðini belirten açıklamada, şunların altı çizildi: "Cezaevi giriş çıkışlarında, çıplak aramaya tabi tutulan, buna karşı çıkanların da darp edilerek elbiseleri zorla yırtıldıktan sonra askerlere izlettirilen hükümlü ve tutukluların her gün artan şikayetleri Şakran Kampus Cezaevi’nde yaşananların sadece bir kısmıdır. Bu nedenle Partimizin Urfa Cezaevi’nde çıkan yangından önce, Ýşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) yaptıðı başvuru ile başta Şakran Kampus Cezaevi ile diðer sorunlu cezaevlerinin ziyaret edilmesi davetine CPT tarafından cevap verilmiştir. CPT, başvurumuzu Komite üyelerine ilettikten sonra ilgili resmi makamlarla konu hakkındaki görüşmelere başladıklarını Partimize bildirmişlerdir. BDP olarak, yukarıda anlatılanlar çerçevesinde başta Hükümet olmak üzere yetkili makamları cezaevlerindeki sorunlar konusunda artık gerçek anlamda sorumluluk alarak çözüm üretmeye, söz konusu sevklerin bir an önce durdurularak, haksız yere tutuklu olarak yargılananların serbest bırakılmasını ve sevk işlemleri esnasında suç işleyen görevliler hakkında gerekli takibatı başlatmaya davet ediyoruz."