AKP hükümetin'n işkencecileri, tecavüzcüleri koruyarak, terfi ettirmesine sert tepki gösteren BDP Hukuk Komisyonu, Başbakan Erdoðana Tecavüzcüleri koruyarak mı dindar bir nesil yetiştireceksiniz diye sordu.
BDP Hukuk ve Ýnsan Hakları Komisyonundan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, yaptıðı yazılı bir açıklama ile hükümetin işkenceciler, tecavüzcüleri koruyarak, terfi ettirme ve haklarında bir mahkumiyet kararı olmadıðına dair tutumuna sert tepki gösterdi.
Türkiyede 1990lı yıllarda işkencenin sistematik olarak bir sorgu ve cezalandırma yöntemi olarak uygulandıðını dönemin yöneticilerinin bile açıkça ifade etmekten kaçınmadıklarına dikkat çekilen açıklamada, Gerek 1980 Askeri Darbesinde ve gerekse sonrasında 1000lerce kişi insanlık suçu olan işkenceyi en aðır koşullarda yaşamıştır. Ýşkence failleri kadar, işkence yapılmasını emreden, gerekli altyapıyı hazırlayan, buna göz yumanlar ile adli ve idari mekanizmalarla işkencecileri koruyanlar da hiç şüphesiz işkenceciler kadar bu insanlık suçundan sorumludurlar dendi.
Ýşkenceye dair yapılan şikayetlerde hep maðdurlar aleyhine ve işkenceciler lehine bir adli ve idari pratik sergilenmiştir denilen açıklamada, bunun aynı zamanda işkenceyi teşvik ettiðine de dikkat çekilerek şöyle dendi:
Bu durum hem yargıda hem de idarede farksızdır. Devletin polisi, askeri, istihbarat elemanlarının eliyle gerçekleşen bu işkencenin maðdurları iç hukukta bir sonuç alamayınca Avrupa Ýnsan Hakları Mahkemesine başvurmuşlardır. Türkiye yapılan işkenceler, uzayan ve neticesinde tüm işkencecilerin aklandıðı davalar ve sonuç vermeyen idari soruşturmalar nedeniyle her seferinde mahkum olmuş ve işkence bedeli olarak tazminat ödemiştir.
AKP Hükümetinin Ýşkenceye sıfır tolerans diyerek iktidara geldiðine dikkat çekilen açıklamada, Hükümetin bu konudaki samimiyetsizliðini işkencecileri terfi ettirerek gösterdiðini dile getirildi. 90lı yıllardan bu yana devletin uygulamalarında deðişiklik yaşanmadıðını da belirterek, bugünün farkı şudur. Geçmişte işkence olgusu kabul edilmekteydi. Bu gün ise işkencenin varlıðı reddedilerek işkenceciler korunmaktadır ifadesi kullanıldı.
BDP açıklamasında Emniyet Müdür Yardımcılıðına terfi ettirilen Sedat Selim Ayın hakkında işkence nedeniyle birçok dava açıldıðını ve Türkiyenin AÝHMde bu davalar nedeniyle mahkum olduðu hatırlatıldı. Hükümetin işkence uygulamalarıyla adını duyuran Ayı terfi ettirmesine şu ifadelerle tepki gösterildi:
Yapılan her hukuksuzluk karşısında yargıyı işaret ederek, kendilerinin yargıya müdahale edemeyeceðini söyleyen Başbakan bir tecavüzcünün Emniyet Müdür Yardımcılıðına terfi ettirilmesini savunarak, kamuoyunun gözleri önünde zamanaşımı kararı, Yargıtayın aleyhe bozma kararı, yerel mahkemenin kararı ve AÝHM kararı ortada iken, işkencecinin avukatlıðına soyunabilmiştir.
Açıklamada, Sedat Selim Ayın AÝHM tarafından mahkum edilmediðini iddia eden Türkiye Başbakanı Erdoðana işkence davalarında alınan önlemlerle ilgili şu sorular yöneltildi:
- Ýşkence davasında zamanaşımı kararı ile davanın düşürülmesi ile iktidarların işkencenin cezasız bırakılması yönündeki politikasından baðımsız mıdır?
- Ýşkence davası yürütülürken sanıklar görevden alınmışlar mıdır?
- Etkili bir soruşturma neden yürütülmemiştir?
- Dava makul bir sürede neden tamamlanmamıştır?
- Davanın zamanaşımına tabi olmamasına raðmen, bu ilke neden gözetilmemiştir?
- Sanıklar hakkında idari tedbirler, cezaların uygulanmamasının sebebi nedir?
- Verilen cezalar ertelenmiş midir?
- Verilen cezalara raðmen işkenceciler görevlerinden alınmışlar mıdır?
Açıklamada, tecavüz ve işkence suçlarının korunduðuna ve suçluların büyük bir hızla aklandıðının da altı çizildi. Şükran Aydının gözaltında tecavüze uðraması olayıyla ilgili faillerin aklandıðını, yüzlerce kadının aynı nedenle yaptıkları şikayetlerin sonuçsuz kaldıðını, NÇ ve benzeri onlarca davada da faillerin korunduðuna işaret edildi.
Türkiye Başbakanı Erdoðanın işkence ve tecavüz maðdurlarına terörist diyerek hedef almasına ve tecavüzü normalleştirmesine tepki gösteren BDP Hükümete şöyle seslendi:
Selim Ay terfi ettirilen ve kamuoyunca bilindiði için tartışılan bir isimdir. Biz Hükümete seslenerek Türkiyede daha kaç işkenceci üst görevlere atanmıştır diye soruyoruz. Pozantıdaki cinsel istismarın hesabını veremeyen, Şakranda kadın tutukluları darp ederek çırılçıplak soyanların hesabını sormayan, her gün din üzerinden siyaset yaparak dindar bir nesil yetiştirmekten bahseden Başbakana sormak istiyoruz: Tecavüzcüleri koruyarak mı dindar bir nesil yetiştireceksiniz?