Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Merkezi, Diyarbakırda 14 Temmuz günü "Özgürlük Ýçin Demokratik Direniş" mitinginin engellenmesi ve sonrasında yaşanan polis terörüne ilişkin yaptıðı açıklamada, Suçlu AKP hükümetidir dedi. BPD, her platformda PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüðünü ve Demokratik Özerkliði dile getireceklerini vurguladı.
BDP Genel Merkezi tarafından, 14 Temmuz'da "Özgürlük Ýçin Demokratik Direniş" mitinginin engellenmesi ve kitleye sert müdahalelerde bulunulması nedeniyle yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, gösteri ve yürüyüşlerin demokratik bir hak olduðuna dikkat çekilerek, Bu hakkın özgürce kullanılmasını saðlamak demokratik hukuk devletinin temel gereklerinden biridir denildi.
Halkın, yurttaşların, STKlerin, işçi ve emekçilerin, deðişik toplumsal kesimlerin demokratik tepkilerini ve taleplerini dile getireceði demokratik eylem ve etkinlikleri engellemek ve yasaklamanın demokratik deðil otoriter faşizan, despot bir yönetimin uygulaması olduðuna dikkat çekilen açıklamada, Bugün ne yazık ki Türkiye en temel insan hak ve özgürlüklerini ayaklar altına alan, en demokratik bir hakkın kullanılmasına dahi tahammül gösteremeyen, halkın barış ve özgürlük taleplerini şiddetle bastırmaya kalkışan bir siyasi iktidar ve onun faşizan-ırkçı uygulamalarıyla karşı karşıyadır denildi. 14 Temmuzda Diyarbakırda yaşananların AKPnin gerçek yüzünü ortaya çıkardıðının ifade edildiði açıklamada, Bir tarafta halkın özgürlük, barış ve demokrasi talepleri var, diðer tarafta ise bu talepleri karşılamak yerine bastırmaya çalışan, özgürlük, barış ve demokrasi karşıtı bir iktidar. Bu iki resmin herkesçe çok iyi görülmesi ve anlaşılması gerekir diye kaydedildi.
KARAR BELLÝYDÝ, VALÝLÝK AÇIKLAMASI TÜMÜYLE SAPTIRMA
Açıklamada, miting öncesi sürece ilişkin ise şu bilgilere yer verildi: "BDP ve DTKnin ortak kararı olarak 14 Temmuzda gerçekleştirilecek mitingle ilgili olarak 7 milletvekilimizden oluşan bir tertip komitesi kuruldu ve 4 Temmuzda Diyarbakır Valiliðine resmi başvuruda bulunuldu. Milletvekillerimiz Sayın Ayla Akat, Sayın Nusrel Aydoðan ve Sayın Mülkiye Birtane, 5 Temmuz günü Diyarbakır Valisiyle bir görüşme gerçekleştirdi ve mitingin amacına yönelik bilgi verdi. Ardından Vekillerimiz Ýçişleri Bakanı'yla görüşmek istedi ancak bu talep gerçekleşmedi. Bunun yerine Vekillerimiz Ýçişleri Bakan yardımcısıyla görüşerek mitingle ilgili bilgi verdi. Bir gün sonra 6 Temmuz 2012 tarihinde mitingin yasaklandıðına dair tebligat lakayt bir biçimde bir polis aracılıðıyla tertip komitesine ulaştırıldı. Valilik iki gün sonra 8 Temmuzda mitingin yasaklandıðını açıkladı. Yasaklama kararının bu denli kısa sürede alınmış olması oldukça manidardır. Bu durum, aslında kararın çok öncesinden verildiðini açıkça göstermektedir. Provokasyon yaşanacaðına dair bir takım istihbari bilgi alındıðı yönündeki valilik açıklaması da tümüyle saptırmadır yasaklama kararına kılıf uydurma girişimidir. Milletvekillerimiz bu yasak kararının ardından Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalayla görüştü. Sayın Atalay da kamuoyuna yaptıðı açıklamada mitingle ilgili sürecin yeniden deðerlendirildiðini' belirtti. Miting arifesinde milletvekillerimiz Diyarbakır Emniyet Müdür vekiliyle görüştü ve yasak kararından dönülmesini istedi. Vekillerimiz aynı gün başka bir yerde de mitingin yapılabileceðini belirterek alternatif yer önerdi. Ancak Vali buna da yanaşmadı.
ERDOÐAN ESADVARÝ YÖNTEMLER UYGULUYOR
Açıklamada, BDP ve DTKnin yasak kararı karşısında demokratik tepkisini ve taleplerini dile getirmek için 14 Temmuz günü alanlara çıktıðına dikkat çekilerek, Diyarbakır valisinin, emniyet güçlerinin Kürt halkına ve seçilmiş temsilcilerine karşı intikamcı bir tutum sergilendiðinin vurgusu yapıldı. Başkan Recep Tayip Erdoðanın kendi halkına karşı Esadvari yöntemler uyguladıðının kaydedildiði açıklamada, Bütün bu yaşananlardan sonra çıkıp pişkince açıklamalar yapan Diyarbakır Valisi yasaklama gerekçesi olarak Silvan olaylarının yıl dönümünü, demokratik özerkliðin ilanını ve Sayın Öcalanın özgürlüðü yönündeki talepleri gösteriyor denildi. Demokratik özerkliðin BDP parti tüzüðünde yer aldıðına dikkat çekilen açıklamada, her platformda demokratik özerkliði ve PKK Lideri Abdullah Öcalanın özgürlüðünün dile getirileceði vurgulandı.
SUÇLU AKP HÜKÜMETÝDÝR
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınçın BDP suç işlemiştir yönündeki iddialarına deðinilen açıklamada, Suç olan; demokratik çözüm ve barış istemek deðil, tam tersine halkın bu taleplerini ve demokratik tepkisini dile getirmeyi engellemek ve yasaklamaktır. Suçlu olan; halkın taleplerine öncülük eden, meydanlarda barış ve çözüm için direnen, bedel ödeyen BDP deðil, halka karşı devlet terörünü uygulayan AKP hükümetidir" denildi.
KAYBEDEN AKP FAŞÝZMÝ OLACAK
Diyarbakırda yaşananların sorumlusunun Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin olduðuna dikkat çekilen açıklamada, "Bütün dünyanın gözü önünde Milletvekillerimiz yaralanmasına raðmen 'BDPli vekiller polisimizi hedef almıştır' diyerek yalanın her türlüsüne sıðınmayı kendisine marifet sayan bu zihniyet, halkın iradesi karşısında daha da zavallılaşmaktan, küçülmekten ve irtifa kaybetmekten kurtulamayacaktır" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, AKP hükümetinin izlediði siyasetin hiçbir karşılıðı ve meşruiyeti olmadıðına dikkat çekilerek, Bizler demokratik çözüm ve barış mücadelemizi halkımızla ve Türkiyenin demokrasi güçleriyle birlikte asla geri adım atmadan bundan sonra da kararlı bir biçimde sürdüreceðiz ve taleplerimizi güçlü bir biçimde haykırmaya devam edeceðiz. Asla AKPnin zulüm politikalarına teslim olmayacaðız. Kaybeden demokrasi, barış ve özgürlük mücadelesi deðil, AKP faşizmi olacaktır diye kaydedildi.
BDP Genel Merkezi, 14 Temmuz direnişinden dolayı tüm halkları kutlayarak, kendileriyle dayanışma gösteren demokrasi güçlerine, aydınlara ve yazarlara teşekkür etti.