Diyarbakır'da bugün Valiliðin miting yasaklaması ardından, BDP ve DTK'liler ile belediye başkanlarının Valilik binasına girmek istemesi ardından gerginlik yaşandı. Polisler kapıda set kurarak kimsenin Valilik binasına girmesine izin vermezken, Vali'nin binadan ayrıldıðı öðrenildi.
Diyarbakır'da bugün Valiliðin mitinge izin vermemesi ardından olaylar çıktı. Sabah erken saatlerinde Baðlar ilçesinde polis araçlarından Türkçe ve Kürtçe mitin ve gösterilerin yasaklandıðı bildirilerek halka evlerine gitme anonsu yapıldı. Anonsa raðmen Baðlar ilçesinin deðişik bölgelerinden Batıkent Meydanı'na yürümek isteyen gruplara polis müdahale etti. Ýstanbul, Ankara, Konya, Karaman, Kayseri, Muş, Batman, Elazıð, Urfa gibi kentlerden getirilen zırhlı polis araçları ve çevik kuvvet polisleri ile kentte adeta OHAL görüntüleri yaşatan Valiliðin 'gösteri ve yürüyüşleri yasaklama' kararına raðmen binlerce kişi deðişik semtlerde sokaklara çıkarak yürümek istedi.
Halkın Batıkent Meydanı'na gelmesine gaz bombaları ile engelleyen polis 4 kişiyi gözaltına alırken, Batıkent Meydanı'nda oturan BDP'liler ve belediye başkanları daha sonra Valilik binasına doðru hareket etti.
ALTAN TAN: BURASI VALÝNÝN BABASININ KAPISI DEÐÝL
BDP'lilerin Valiliðe gelmesi ardından Vali Mustafa Toprak'ın binayı terk ettiði öðrenilirken, BDP'liler zorla binaya girmek istedi. Polis valilik kapısı önünde set oluşturarak kimsenin girmesine izin vermezken, Milletvekili Altan Tan, "Burası valinin babasının kapısı deðil, benim memleketimin kapısı. Ben aðayım, ben paşayım; gelene kapıyı kapatmışlar. Vali bir gün buradan gidecek ama ben buranın sahibiyim" dedi.
DEMÝRTAŞ: GAZ ATARKEN RANDEVU MU ALDINIZ
Valilik önünde önlem alan polisler, BDP lideri Selahattin Demirtaş'a "Sizin yaptıðınız yasal deðildir randevu almadan devletin resmi kurumuna giremezsiniz" demesi üzerine Demirtaş, "Siz çoluk, çocuk, yaşlı, kadın demeden coplarken, gaz bombası atarken, rendavu mu alıyorsunuz. Sen benim muhatabım deðilsin. Git muhatabım gelsin, valin gelsin. Vali Bey gelsin, Emniyet Müdürü, Vali Yardımcısı gelsin. Ben Vali Bey'i bekliyorum. Benim partimin önünde anamı, bacımı, kardeşlerimi vali dövemez. Ara Vali'yi de içeri giriyorlar de. Yeter bu işkence, bu Vali bu şehri geriyor, kan döküyor. Valisi, Emniyet Müdürü buraya gelecek. Bunlar nasıl insanlarımızı dövüyorlar, dövemez bu vali. Burası valinin babasının malı deðil. Bir gün gelecek bu halk sizi tükürüðünde boðacak. Vali benim partime randevulu mu giriyor? Vali benim partime girerken gaz bombasıyla coplarla randevulu mu giriyor?" şeklinde konuştu.
BAYDEMÝR: ALLAH BELANIZI VERSÝN
Polisin Valilik bahçesinde toplananlara müdahale etmesi ve HDK Diyarbakır sözcüsü Hüseyin Bardakçı'yı gözaltına alması üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir buna tepki göstererek, "Biz Diyarbakır'ın yüzde 65 oyunu almış seçilmiş insanlarız. Allah faşizmi yok edecek, bir gün bu faşizm bitecek, yıkılacak faşizm. Allah belanızı versin, Allah belanızı versin, Allah belanızı versin. Faşistler, faşistler, şerefsizler, alçaklar, şerefsizler, faşistsiniz" diye baðırdı.
TÜRK: ESADIN SURÝYESÝNÝ ARATACAK BÝR MANZARA
Bunun üzerine polis müdürü, "Bu söylediðiniz sözleri size iade ediyorum. Bu sözleri kameralar karşısında söylüyorsunuz. Türk halkı bunları görecektir. Bu yaptıðınız yasal deðil" dedi.
Valilik bahçesi önünde açıklama yapan Mardin Baðımsız Milletvekili Ahmet Türk, "Bugün kendi öz yurdumuzda topraðımızda bir parya muamelesi ile karşı karşıyayız. Ve bugün burada yaşanan görüntüler Esad'ın Suriye'sini aratacak bir manzaradır. Burada bütün bu olumsuzluklara raðmen yine aklın vicdanın öne çıkmasını istiyoruz. Bu ölüm oruçlarının, kritik bir noktaya gelen ölüm oruçlarının ölümle sonuçlanmaması için çabalarımızı daha güçlü bir şekilde ortaya koyacaðız. Ve biz bu ölümlerin önüne geçmek için gerekirse bizler bedenimizi ölüme yatıracaðız" dedi.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, Diyarbakır Valisi ile ilgili çok deðerlendirme yapmaya gerek olmadıðını belirterek, "Kimliði ne olursa olsun, düşüncesi ne olursa olsun, üniforması ne olursa olsun, içeride olsun dışarıda olsun biz bu ölümleri durdurmak zorundayız. Bizler siyasetçiler, Kürt siyasetçileri olarak, atılacak her doðru adımı canı gönülden destekleyeceðiz" dedi.
BAŞBAKAN ÜSLUBUNU DEÐÝŞTÝRMELÝ
Demirtaş, her şeyden önce Başbakan'ın dilinin üslubunun deðişmesi gerektiðini belirterek şunları söyledi:
"Ortada bir şov yok. Ortada bir aldatmaca yok. Ýnsan hayatı var mesele insan hayatı ise herkesin daha dikkatli konuşması lazım. BDP'nin bu çabalarını göz ardı eden bir yerden bakılmaması lazım. Biz şunun farkındayız, demokratik siyasetin yol ve yöntemleri açık oldukça bu kanallar güçlendikçe ölümleri durdurmak daha mümkün olacaktır. Biz bu kanalları daha da açmaya çalışıyoruz. Hükümetin de böylesi bir yerde durması lazım. Biz özellikle Başbakan'ın şantaj yaklaşımını kesinlikle kabul etmiyoruz. Ortada da böyle bir sorun yok. Ortada yüz yıllık dev bir sorun var. ve bu sorunu çözebilmenin en etkili yolu olan müzakereler tıkandıðı için bütün bu gerilim, çatışmalar, ölümler yaşanıyor. Bu ölümleri durdurabilmenin en etkili yolu da tıkanmış olan müzakerelerin yeniden başlayabileceði zemini oluşturmaktır."
Adalet Bakanı'nın çabalarını görmezden gelmediklerini belirten Demirtaş, bu çabaların yeterli olmadıðını söyledi. Hükümetin bütün olarak meseleye ciddi yaklaşmasını isteyen Demirtaş, "Bizlerde dahil hiç birimizi bu meseleye bir siyasi istismar meselesi olarak yaklaşmadık. Ortada siyasi bir sorun var ve siyasetçilerin ortaya koyduðu bir direniş var. Cezaevlerindeki insanlar siyasetçidir. Hepsi aklı başında iradesi olan, haksız yere tutuklanmış insanlardır, yargılanmadan içeride bekleyen insanlardır. ya da aðır cezalara çarptırılmış siyasetçilerdir. Bugün Diyarbakır'da mitingimizi yapabilseydik belki de çözüme dair çok daha güçlü mesajlar verebilirdik. Ama bu engellendi diye bundan da vazgeçecek deðiliz. Biz her saat, her dakika bu çabalarımızı daha da yoðunlaştıracaðız. Ýçeride ve dışarıda ölümleri durdurmaya kararlıyız. Siyasetle bunu yapmaya kararlıyız" dedi.
VALÝ KÝMÝN ADAMI?
Demirtaş, mitingi yasaklayan Vali Mustafa Toprak'a, Emniyet Müdürlüðü'nün miting yapılmasında sakınca yoktur görüşüne raðmen neden yasakladıðını sormak için valiliðe geldiklerini belirterek, "Sen kimin adamısın? Tam olarak ne yapmaya çalışıyorsun? Amacın nedir? Bunları kendisine yüz yüze sormak istiyoruz. Bugün bu şehirde bir açıklama yapıp belki de çözüme dair bir adım daha atacaktık. Ama kendisi bunu engelleyerek, sokakta çocuk çoluk kadın dövdürerek, gaz atıp bugün bunu engelledi. Biz buradan BDP olarak çözüme dair güçlü bir mesaj veremedik. Böyle bir ortamda veremiyoruz. Dolayısıtla bunu engelleyen valiye Valilik binasından sormak istiyoruz. Sen kimsin? Kimden emir ve talimat alıyorsun? Diyarbakır'da görev yaptıðın bu süre boyunca sadece savaşı kızıştırdın. Yürüyüşleri, mitingleri yasaklayarak yaptıðın kışkırtıcı açıklamalarla daðda, şehirde her tarafta savaşı kızıştırdın. Tam olarak kimin adamısın diye yüzüne sormak için buradayız. Hükümetin, devletin, uluslararası güçlerin kiminse. Diyarbakır Valisi olmadıðı net. Diyarbakır valisi falan deðilsin. Kimin adamısın soruyorum. Burada da cevabını bekliyorum" şeklinde konuştu.
Aralarında BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Milletvekilleri Ayla Akat, Sırrı Süreyya Önder, Altan Tan, Nursel Aydoðan ile Belediye Başkanları Osman Baydemir, Ahmet Cengiz, Yüksel Baran'ın da bulunduðu grup daha sonra Valilik binasından ayrıldı.
Akşam saatlerinde de yoðun polisiye önlemlerin aldıðı gözlenirken, Baðlar ilçesinin bir çok noktasından çekilen polisler, ana cadde ve kavşaklarda zırhlı araçlarla nöbet tutmaya başladı.