BDP'li Çelik: 22 belediye başkanımız tutuklu, bu mu demokrasi?

BDP'li Çelik: 22 belediye başkanımız tutuklu, bu mu demokrasi?

BDP Muş milletvekili Demir Çelik, Parlamento'da CHP Grubu'nun belediyelere dâhil edilen köylerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi üzerine verdiği Meclis araştırma önergesi hakkında söz aldı. Çelik, konuşmasında tutuklu yerel yöneticileri de hatırlatarak; partilerinden 22 belediye başkanının, 83 belediye meclis üyesinin tutuklu olduğu bilgisini verdi.

Çelik, konuşmasına, ulus üniter devletin çözemediği çelişkiler olduğuna değinerek başladı: "Yaklaşık dört yüz yıllık tarihî geçmişine rağmen çözemediği üç temel çelişkisiyle karşı karşıyadır: Onlardan biri, merkezi devletle kimlik arası çelişki, merkezî devletle çevre arası çelişki, merkezî devlet ile inançlar, kültürler arası çelişki. Türkiye Cumhuriyeti de, doksan yıllık geçmişine rağmen, bu çelişkileri demokratik ve meşru noktada çözeceğine, merkezi devletin inkârcı, katı merkeziyetçi yapısı ve zihniyetine uygun, yeniden ve yeniden şekillendirmek durumu ve zaruretiyle karşı karşıya kalmıştır. 1580 sayılı Belediye Yasası, 1900'lü yıllardan 2005'e kadar değiştirilmeden, müdahale edilmeden bu sorunun ötelenmesi, ertelenmesine hizmet etmeye çalışılmış ise de mevcut AKP iktidarı tarafından 2005 yılında -1580 sayılı Yasa- 5393 sayılı Belediye Yasası'yla değiştirilmek istenmiş ancak imzalamaktan imtina ettiği Avrupa Konseyi Bölgesel Yerel Yönetimler Özerlik Şartı çerçevesinde yeniden şekillendireceğine, yani idari ve mali özerkliğe sahip bir yerel yönetimler algısını, yerel yönetimler modelini Türkiye'ye kazandıracağına, yine işe arkadan dolanarak devleti ve devletin kutsiyetini, bekasını esas alan, kenti, kentliyi, toplumu, toplulukları hiçe sayan, bu yönüyle de halkın temel meşru taleplerini görmemezlikten gelen bir algıyla yaklaşmıştır. Zihniyet değişmemiştir, bugün de yapılmak istenen bundan farklı değil."

'AKP KENDİNE ÇALIŞIYOR'

2/B Yasası'nı "orman vasfını yitiren alanların kentsel dönüşüme tabi tutulması ama aynı zamanda kentsel dönüşüm projesiyle de kentin ve kentlinin olan, halkın, toplumun ve toplulukların olan alanları -başta inşaat sektörü olmak üzere- rantiyelilere peşkeş çekmeye yönelik bir çalışma" şeklinde tanımlayan Çelik, iktidarın bunla da yetinmediğini vurguladı: "Kendi ikbali ve iktidarının selameti açısından her kanunda ve yasada olduğuna benzer yerel yönetimler yasasında da her türlü keyfiyete ve kendi lehine olabilecek uygulamalara da girişerek semti mevcut belediyeden koparıp kendi iktidarına yarayacak başka bir belediyeye bağlamayı, mahalleyi ya da köyü mevcut statüsünden koparıp yeni Büyükşehir Belediyesi Yasayı'yla farklı statülere yol açtı."
AKP hükümetinin "çoğunluğa dayalı demokrasiyle, her şeyi bir oldubitti" ile yapmak istediğine dikkat çeken Çelik, ekledi: "Yerel Yönetimler Yasası'na da, Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Yasası'na da kendisine göre yeni bir kapsam, yeni bir sınır, yeni bir çerçeve çizmiştir; çizdiğiyle yetinse amenna."

TUTUKLU YEREL YÖNETİCİLER

Çelik, "Demokratikleşme Paketi"ni tartıştığımız, parmakların tetikten çekildiği, silahların sustuğu, şiddetin son bulması umudunun toplumun çoğunluklu kesiminde pekiştiği, güçlendiği bir noktada demokratik siyasete fırsat vermesi gerekenler, demokratik siyasetin aktörlerini zindandan, cezaevinden, hapishanelerden özgürlüklerine kavuşturması gerekenler suspus. Bu ne lahana, bu ne perhiz" ifadelerini kullandığı konuşmasında, tutuklu yerel yöneticileri hatırlattı: "Şiddet ve silah dışında işi ve tek işi siyaset üretmek olan 22 tane belediye başkanımız şu anda cezaevinde. 22 tane belediye başkanımızın mevcut, var olan, işi olan siyaseti ürettiği için belediye başkanlığı yetkisi, halk iradesi gasbedilmiş. Hangi demokrasiden, hangi demokratikleşmeden bahsediyoruz? Yetinmiyorlar, yine, halk iradesinin tecelli ettiği yerel yönetimler, belediye meclisinden 83 arkadaşımız, il genel meclisinden 37 arkadaşımız cezaevinde ve cezaevinde olan bu arkadaşlarımız -Sayın Başkan, değerli milletvekilleri- 14 Nisan 2009'da tutuklandıklarının üzerinden dört buçuk yıl geçmiş, yani suçlandıkları cezayı, örgüt üyesi olmakla suçlandıkları cezayı almış olsalar bile, yatmaları gereken infazı tamamlamış bulundukları hâlde hâlâ demir parmaklıkların arkasında özgürlüklerini bekliyorlar ve biz buna da 'demokrasi' diyoruz, 'ileri demokrasi' diyoruz, 'demokratikleşme' diyoruz."

'HALKIN İRADESİ ALINMAZSA YASALAR PAÇAVRAYA DÖNER'

Çelik, "Ya gerçekten doksan yıllık kazanımlarımızı, demokrasiyle demokratik katılımcılıkla pekiştirip halkları, kimlikleri, kültürleri olduğu gibi, yerellerimizi de özgürlüğüne, özerkliğine kavuşturacağız ya da dün olduğu gibi, yine, merkeziyetçi, inkârcı, imhacı politikalarımızla biz devleti, toplumu, halkı, 76 milyonu buradan yönetmeye kalkışacağız" dedi ve Meclisin bunu yapmadığı takdirde yasaların bir süre sonra "tarihin gelişmişlikleri karşısında paçavraya dönüp, çöp sepetine atılmaya mahkûm" olduğunu dile getirdi.