BDP Kadın Meclisi, AKP iktidarının BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırarak Kürtleri darbeyle parlamento dışına itmek istediðini belirterek, “Kürtlere şu mesaj verilmek isteniyor; söz konusu Kürt olunca hukuksuzlukta sınır tanımayız. Bu konuda kendi vekillerinden bile itiraz geldiðinde ‘beraber yürümeyiz’ diyerek tehdit etmekte. Kürtlere ve özellikle kadın vekillerimize yönelik bir linç kampanyası olarak BDP’li vekillerin dokunulmazlıðının kaldırılmasını kabul etmeyeceðiz” dedi.

BDP Kadın Meclisi, milletvekilleri için hazırlanan dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik fezlekeler için açıklama yaptı. Milletvekilli dokunulmazlıðının tüm dünyada, Hollanda ve Yeni Zelanda dışında, Türkiye dâhil bütün anayasalarda yer alan önemli bir kanun maddesi olduðu belirtilen açıklamada, “Yasama veya milletvekilli dokunulmazlıðı vekilin şahsını korumak deðil, yasama organının herhangi bir tehdit ve baskı altında kalmaksızın görevini yerine getirmesini temin etmek ve milletvekillinin parlamentodaki faaliyetlerinin engellenmemesini saðlamaktır. Bu tanım Türkiye anayasasının 83. Maddesinde kabul edilmiştir” denildi.

Yasama dokunulmazlıðıyla toplumda üstün ve dokunulmaz insanlar sınıfı oluşturmak deðil, milletvekillerinin görevlerini gereði gibi yapabilmeleri, iktidarın ve diðer güçlerin baskısından korunmaları ve bir suç iddiasıyla da olsa görevlerinden geçici de olsa uzaklaştırılmalarını önlemek için konulan bir madde olduðuna dikkat çekilen açıklamada, dokunulmazlıkların getirilmesinin esas nedeninin milletvekillerinin siyasi eylemleri nedeniyle yargılamalarını engellemek olduðu kaydedildi.

Türkiye’ye tam tersi bir tablo ile karşılaşıldıðı belirtilen açıklamada, “Milletvekillerinin dokunulmazlıðı siyasi eylemlerden ötürü kaldırılıp, yargılanmalarının yolu açıktır. TBMM Anayasa Komisyonu başkanı Burhan Kuzu’nun verdiði bilgilere göre dokunulmazlıklarla ilgili olarak meclise 868 dosya gelmiş, bunun 64’ü AKP, 84’ü CHP; 21’i MHP, 38’i Baðımsız, 1’i KADEP ve 660 ise BDP ye aittir. BDP dışında diðer bütün partilerin dosyaları; yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma gibi yüz kızartıcı suçlardan oluşmaktadır. Başbakanın kendisinin bile bu konularda dosyası bulunmaktadır. 660 dosyaya sahip BDP’nin bütün dosyaları ise siyasi düşüncelerini açıklamaya yönelik faaliyetlerden oluşmaktadır” diye kaydedildi.

DARBE NÝTELÝÐÝNDEDÝR

“Seçim öncesinde milletvekili dokunulmazlıðının kaldırılması neredeyse bütün siyasi partilerin seçim vaatlerinden biriydi. Seçim sonrasında ise BDP dışında bu vaadinin arkasında duran olmamıştır. Zira başta hükümet olmak üzere diðer partiler de baktılar ki eðer dokunulmazlık kaldırılırsa partilerinde neredeyse vekil kalmayacaktır. Çünkü onlar yasama dokunulmazlıðı olan milletvekili dokunulmazlıðını şahsi menfaatleri doðrultusunda sonuna kadar kullanmışlardır” denilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

“Dolayısıyla biriken dokunulmazlık dosyaları bir türlü genel kurula getirilmemiştir. Peki, ne oldu da başbakanın talimat vermesiyle bir anda BDP’li vekillerin dokunulmazlıðının kaldırılması gündeme geldi ve hatta bu konuda yangından mal kaçırma telaşı misali süreç hızlandırıldı. Birincisi AKP hükümeti kendi mutlak iktidarını oluşturmak için özellikle Kürtlere yönelik ciddi bir siyasi soykırıma girişmiştir. KCK operasyonları adı altında on birlerce Kürt Siyasetçiyi rehin almış, ırkçı-milliyetçi söylemlerle Kürtlere karşı linç kampanyalarını desteklemiştir. Fakat bütün pervasız şiddet kullanımına raðmen Kürt özgürlük hareketini sindirememiştir. büyük kapatılma yöntemiyle Kürt siyasi hareketi içinde yer alan herkesi; çocuk, yaşlı, kadın, genç, parti üyesi, parti çalışanı, belediye başkanları ve milletvekilleri dâhil olmak üzere sistemin hapishanelerini Kürtlerle dolup taşırmıştır. Şimdiye kadarki bütün iktidarlar Kürt siyasetini bastırmak için resmen parti kapatma yöntemlerini seçmişken, AKP hükümeti ise resmen deðil, tüm partilileri tutuklayarak fiili olarak parti kapatma yöntemini seçti. Fakat bu konuda diðer iktidarların yaşadıðı hüsranı yaşamaktan kurtulamadı. Bu hüsranın verdiði pervasızlıkla sürekli yeni baskı yöntemlerini tekrar ve tekrar denemekten geri durmamaktadır. Diðer iktidarlar gibi kendi iktidarı döneminde de Kürtler üzerinde denenmedik baskı metodu bırakmamıştır. Ve her defasında bunlar yeni yöntemlermiş gibi ve sanki sonuç verecekmiş gibi son derece hukuk ve insanlık dışı uygulamalara yönelmiştir. Tam bu noktada sanki on binlerce Kürdün tutuklanmasını yeterli görmemiş olacak ki, gelin mecliste siyaset yapın dedikleri Kürtleri meclisten atmak için darbe niteliðinde dokunulmazlıkları gündeme getirmektedir. Darbe niteliðindedir. Çünkü milletvekili dokunulmazlıðı iktidar istedi diye kaldırılamaz, anayasaya aykırıdır. Zaten yasama dokunulmazlıðının asıl amacı parlamento içindeki grupları çoðunluðu elinde bulunduran iktidarın baskısından korumak içindir. Ýktidar meclisteki BDP’li vekillerin önce dokunulmazlıðını kaldırarak daha sonra onları tutuklayarak söz konusu Kürtler olduðunda hak, hukuk ve anayasayı tanımadıklarını açıkça belli etmektedir.”

Ýktidarın dokunulmazlıkların kaldırılmasının nedeni olarak kendi tabiriyle ‘‘kucaklaşma’’ dediði aslında kendi acizliðini örtmek için kullandıðı hakaretvari söylemi olduðu ifade edilen açıklamada, “Bilindiði gibi geçen Temmuz-Aðustos ayında Çukurca-Şemdinli arasındaki bölgede devlet kendi kontrolünü kaybetmiş ve bölge uzun süre PKK denetimine kalmıştır. Hükümet bunun üstünü örtmeye çalışmakla uðraşadursun, bölgeye giden BDP vekiller buradaki durumu deşifre etmiştir. Hükümetin sakladıðı durumu tüm kamuoyuna tesadüf de olsa göstermiştir. AKP kendi acizliðini örtmek için son derece saldırgan bir tavır almıştır. Burada kullandıðı dil çaresizliðini göstermek bir yana son derce cinsiyetçi, gerici ve gayr-i ahlakidir. Özellikle BDP kadın siyasetçileri hedef almış ve kendi ideolojisinin bir parçası olan kadın düşmanlıðını körüklemekten sakınmamıştır. ‘kucaklaşma’ kelimesiyle yaşadıðı yenilginin intikamını BDP’li vekillerin dokunulmazlıðını kaldırmakla gidermeye çalışmaktadır” denildi.

KÜRTLERE BÝR TEHDÝTTÝR

BDP’li vekillerin dokunulmazlıðının kaldırılmasına yönelik tepkilere AKP iktidarı “halk istiyor” diye geçiştirdiði belirtilen açıklamada, yapılan anketlere bakıldıðında ise halkın yüzde 98’inin bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istediðini göreceðinin altı çizildi. AKP’nin bunu görmek yerine Kürtleri sindirme aracı olarak sadece BDP’li vekillerin dokunulmazlıðını kaldırarak “vekil de olabilirsin ama Kürt olamazsını” dayatmak istediðine vurgu yapılan açıklamada, “Aslında bu ülkede Kürt vekillerin neredeyse hiçbir zaman dokunulmazlıðı olmadı. 1994 yılında Kürt vekiller hukuksuz bir şekilde meclisten atılıp on yıllarca hapishanelerde tutuldular. Yine aynı şekilde şu anda altı BDP’li vekil anayasaya ve halk iradesine aykırı olarak hapishanelerde rehin tutulmaktadır. AKP hükümeti bu hukuksuzlukları gidereceði yerde sürekli yeni hukuksuzluklar üretmektedir. Sonuç olarak; Kürtlere şu mesaj verilmek isteniyor; söz konusu Kürt olunca hukuksuzlukta sınır tanımayız. Bu konuda kendi vekillerinden bile itiraz geldiðinde ‘beraber yürümeyiz’ diyerek tehdit etmekte ve Kürtler yönelik linç kampanyasına katılmayanları hain ilan edip son derece ırkçı ve cinsiyetçi bir dil kullanmakta beis görmemektedir” diye ifade edildi.

KADIN VEKÝLLERE DE LÝNÇ KAMPANYASI

BDP Kadın Meclisi, Başbakan başta olmak üzere tüm hükümet üyelerinin ve bazı medya gruplarının bu cinsiyetçi ırkçı söylemini kınayarak, şunları belirtti: “Bu konuda gereken cevabı her fırsata yılmadan vereceðimizi belirtmek istiyoruz. Bizler parti olarak eşit vatandaşlık gereði bütün dokunulmazlıklara karşıyız. Sadece milletvekili dokunulmazlıðı deðil; asker, rektör bütün dokunulmazlıkların kaldırılması ve herkesin kanun önünde eşit olmasını istiyoruz. Bu konuda yapılacak anayasa deðişikliðine ilk destek verecek parti de biziz. Fakat eşitlik gereði olarak bütün dokunulmazlıkları kaldırmayıp, sadece Kürtlere ve özellikle kadın vekillerimize yönelik bir linç kampanyası olarak BDP’li vekillerin dokunulmazlıðının kaldırılması kabul etmiyor, bu konuda her düzlemde cevabımızı vereceðimizi tekrarlamak istiyoruz.”