BDP, hükümeti 'gerçekçi' ve 'somut' adımlar atmaya çağırdı
BDP, hükümeti 'gerçekçi' ve 'somut' adımlar atmaya çağırdı
BDP, hükümeti 'gerçekçi' ve 'somut' adımlar atmaya çağırdı
BDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş yaptığı yazılı açıklamada, son çıkan 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasa'ya ilişkin görüşlerini açıklayarak, hükümeti gerçekçi ve somut adımlar atmaya davet ettiklerini açıkladı.
Beştaş tarafından yapılan yazılı açıklamada, hükümetin son çıkardığı yasanın kamuoyuna 'af' olarak yansıtıldığını belirterek, "Önemle belirtmek isteriz ki Barış ve Demokrasi Partisi olarak, bu yasa tasarısının gerçek anlamda bir demokratikleşme aracına dönüşmesi, Türkiye’deki adalet mekanizmasının yarattığı haksız, eşitliksiz uygulamaları ortadan kaldırması ve salt düşüncelerinden dolayı hukuka aykırı bir şekilde hapishanelerde tutulan yurttaşlarımıza fayda getirmesi için çok çabaladık. Gerek TBMM'deki süreç dahilinde gerekse dışarıda kamuoyu yaratmaya çalışarak Tasarının daha iyi olması için çalıştık. Fakat Tasarının kanunlaşan halini incelediğimizde yukarıda bahsettiğimiz amaçlara hizmet etmekten uzak olduğunu üzülerek belirtmek istiyoruz" dedi.
"Anadilde savunma hakkını sanığın parasını ödemesine bağlayan ve bu hakkı tüm yargılama açısından değil ve fakat sınırlayıcı bir şekilde düzenleyen, Cumhuriyet Savcılığınca karar verilecek hükmün ertelenmesi hakkından terör hükümlülerini ve disiplin cezası almış olan mahkumları muaf tutan bir düzenlemeyi demokratikleşme yönünde bir adım olarak değerlendirmek ne derece doğrudur?" diye soran Beştaş, mevcut sıkıntıları aşmak için düzenlendiği ileri sürülen bu tasarıların incelendiğinde hemen her iyileştirici hükmün ardından terör suçluları açısından istisnai bir fıkraya rastladıklarını belirtti.
"Terör" hükümlüsü olarak hapiste tutulanların çok büyük bir kısmının fikirlerinden, kimliklerinden dolayı hapishanelerde olduğunu kaydeden Beştaş, şunları söyledi: "Örgüt üyesi olmadığı ve herhangi bir gayri meşru eyleme katılmadığı halde basın açıklaması yaptığı, siyasi eylemlere katıldığı, haber yaptığı, avukatlık görevini icra ettiği, sendikal çalışmalar yürüttüğü için hapisteler. Bu insanları yapılan her düzenlemeden muaf tutarak sadece adi suçlardan mahkum olanları salıvermek adalet duygusuyla nasıl bağdaşabilir? Yine hepimizin bildiği gibi siyasi tutsaklara cezaevlerinde de baskı uygulanmaktadır. Haksız yere verilen disiplin cezalarıyla en temel hakları olan görüşme hakları bile engellenmektedir. Hukuka aykırı olarak verilen bu disiplin cezalarının yarattığı hak ihlali yetmezmiş gibi, bir de bunu gerekçe göstererek hak kaybı yaratmak toplum vicdanıyla nasıl bağdaşacaktır? Amacımız Hükümetin yaptığı her düzenlemeyi kötülemek, bunu kabul etmemek değildir. Ancak bu ve benzeri yasarla süper güç haline dönüştürülen hakim ve savcıların verdikleri kararları kamuoyu gayet iyi bilmektedir. Zira 3. Yargı Paketi gibi deneyimler bu gerçekleri açıkça göstermektedir."
YARGI PAKETİ RAHŞAN AFFINA DÖNÜŞECEK UYARISI
3. Yargı Paketi'nde mahkumların salıverilmesiyle ilgili takdir hakkının hakimlere bırakıldığını, yeni çıkan yasa ile ise bu hakkın savcılara bırakıldığını kaydeden Beştaş şunları söyledi: "İtirazımız sorunu çözmeye hizmet edecek bir düzenlemenin yapılmayışınadır. Şayet cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluklara son verilmek isteniyorsa, düşüncelerinden dolayı hapiste tutulan binlerce siyasi tutsağın esaretine son verilmek isteniyorsa, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün tesis edilmesi isteniyorsa sorunu siyasi saiklerle hareket eden hakim ve savcılara sevk etmek ne derece doğrudur? Zira bu insanları hapse koyan, her 30 günde bir tutukluluğun devamına karar verenler yine bu kişilerdir. Adalet sistemini küçük bir yasal değişikliğe endeksleyen zihniyet nasıl demokratikleşmenin önünü açabilir? Şimdi sormak istiyoruz:
Bu düzenlemeyle kimler hapisten çıkacak? Yıllardır tutuklu olarak esir alınan milletvekilleri Sayın Hatip Dicle, Gülser Yıldırım, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş, Selma Irmak, İbrahim Ayhan mı? Mitinglere katıldığı için hapse atılan Van Belediye Başkanı Sayın Bekir Kaya ile diğer belediye başkanları mı? Haber yaptıkları için hapse atılan gazeteciler, mesleklerinden ve müvekkillerinden dolayı içerde tutulan avukatlar mı? Sokaklarda eylemlere katıldıkları için yılarca hapis cezasına çarptırılan çocuklar mı? Kimler? 3. Yargı Paketiyle salıverilmeyenler mi?
Her şeye rağmen adalete güvenmek istiyoruz. Bu nedenle hakim ve savcıları bu kanun kapsamında karar verirken vicdanlarının ve adaletin sesini dinleyerek bu tasarının bir salt Rahşan Affına dönüşmesini engellemeye, Hükümeti demokratikleşme yolunda daha gerçekçi ve somut adımlar atmaya davet ediyoruz."