Avukatlar görüşmeden Kürtler oturmaz!

Kürtler, Kürdistan ve Önder Abdullah Öcalan ilişkisi, bu kopmaz bağ üzerinden her gün biraz daha güçlenirken, çok ciddi endişelere yol açan haberlerin son günlerde ortada dolaşmaya başlaması, büyük bir infaal gerekçesidir.

Önder Abdullah Öcalan, başlatmış olduğu Kürt Özgürlük mücadelesiyle beraber, sadece kendisiyle sınırlı bir birey olmaktan çıkmış, bir halkın özgür yaşam iradesine dönüşmüştür. Bir halkın Önderidir. Milyonlarca Kürdün Önderidir. Uluslararası komplo ile beraber Kürdistan’ın tüm parçalarında ve yaşadığı tüm yurtdışı alanlarında, milyonlardan oluşan bir insan seline dönüşmüş ve komplocuların üzerine yürümüştür. Önder Abdullah Öcalan’ın etrafında bedenleriyle ateşten bir çember oluşturmuş ve komplonun kirli karanlık emellerini, bu ateş çemberinde yakmış bir halktır. Sonraki yıllarda ise milyonlarcası birleşip, sömürgeci devletlerin her türlü baskı ve zulmüne rağmen, politik düşüncesini sesli dile getirdi ve O’nu siyasi iradesi olarak kabul ettiğini açıkladı. Bunu verdiği ıslak imzalarıyla, yine katıldıkları büyük demokratik Halk Mitingleri yoluyla deklare etti. Yine uluslararası komplonun başından itibaren Kürt Halkı ve hareketi, İmralı esaretini hiçbir biçimde kabul etmedi. Her şart ve koşul altında buna karşı durdu. Bu esarete alışması için Kürtler, hadsiz hesapsız baskı ve zulme maruz kaldı, ancak tüm yapılanlara rağmen alıştırılamadı. İmralı esaretine son vermeyi temel mücadele gerekçesi haline getirdi. Tüm faaliyet ve etkinliklerinin merkezine Önderliğin özgürlüğünü koydu. Kürt Halkı yediden yetmişe, kadınından erkeğine, gencinden yaşlısına kadar, Önder Abdullah Öcalan’ın esaretini kendi esareti olarak gördü ve kendi özgürlüğü ile O’nun özgürlüğünü özdeş ele aldı. Bunu tüm dünyanın duyacağı biçimde Kürdistan’ın her tarafında ve yurt dışında, yaşadığı her yerde temel bir slogan haline getirdi. “Rêber Apo’nun özgürlüğü benim özgürlüğümdür” sloganı, bu gün artık tüm dünyanın tanıdığı bildiği bir slogan haline geldi. Bu slogan, Kürtlerin yüreğine ve düşüncesine oturmuş bir gerçeğin somut ifadesi olmuştur.

Kürtler, Kürdistan ve Önder Abdullah Öcalan ilişkisi, bu kopmaz bağ üzerinden her gün biraz daha güçlenirken, çok ciddi endişelere yol açan haberlerin son günlerde ortada dolaşmaya başlaması, büyük bir infaal gerekçesidir. Kürt Halkı ve hareketinde büyük bir endişeye yol açan bu haberlerin, soykırımcı devletin savcısı tarafından yalanlanması, hiçbir anlam ifade etmemektedir. Yüz yüze görüşme yapılıp, sağlığı ve güvenliği konusundaki sonuçlar avukatları tarafından kamuoyuna açıklanmadan, Kürtlerin ve hareketinin yükselen endişesi son bulmayacaktır. Türk devleti ve Erdoğan yönetimindeki AKP hükümeti, KCK Yürütme Konseyinin önceki gün yaptığı uyarı içerikli açıklamayı tüm Kürtler adına anlamalıdır. Kürt Halk Önderinin esaretinden, sağlık ve güvenlik durumundan aynı zamanda uluslararası komployu gerçekleştiren ve bunda rol oynayan tüm güçler sorumludur. Dolayısıyla AK’ne bağlı bir örgüt olan CPT’nin hızla bu durumun üzerinde durması, yayılan bu haberler hakkında inceleme yapması, bu konuda Kürt Kamuoyunu tatmin edecek bir girişim ve faaliyet içine girmesi gerekmektedir. Bunların başında ise avukatların İmralı’ya gitmesinin sağlanması gelmektedir. Aksi durumda CPT’nin ve bağlı olduğu yerlerin, giderek Kürtler nazarında güvenini yitirmiş birer kuruma dönüşme ihtimalini hesaba katmaları gerekmektedir.

9 Ekim uluslararası komplosunun yıl dönümü vesilesiyle Kürt Halkı ve dostları her yerde demokratik eylem duruşu içindeydi. Halk olarak, bu eylemsel duruş içinde olmak çok değerlidir ve selamlamayı hak etmektedir. Ancak son birkaç gündür Önderliğimizin sağlığı hakkında yayılan olumsuz haberlerle beraber, bu eylemsel duruş, artık farklı bir aşamaya evrilmiştir. Sadece yıl dönümü vesilesiyle yapılan rutin eylemselliklerle yetinmeyecek, Önderlikle görüşmeyi sağlatmaya yetecek düzeyde bir eylemsel duruşu ortaya çıkaracaktır. Kürt gençleri, bütün yeteneklerini kullanarak en önde olacaklardır. Kürt Kadınları ise Özgürlüklerinin teminatı olarak gördükleri Önderlikten haber alıncaya kadar oturmayacaklardır.